Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Validebağ Korusu’na dokunmayın

Validebağı Öğretmen Evi arkasındaki geniş çayırlık alan yaklaşık on yıl önce blok binalar tarafından kısmen yok edildi.

Yine de hálá betonlaşmamış bir bölüm çayırlık kalmış. Bu alan, doğal haliyle korunduğu takdirde hem kuşlar için büyük bir yaşam alanı sağlayacak, hem de muhtemel İstanbul depremi gibi bir felakette bir insan barınma alanı olacak. Ancak doğa konusunda değer bilmezlik ve yapılaşma baskısı bu koruyu da dört bir tarafından kuşatmış. Bölge halkı bu "doğal botanik parkı"nın, gaddar para hırsının, dar görüşlülüğün ve umursamazlığın yeni bir kurbanı olmasını istemiyor.

İstanbul’a kuş bakışı bakınca, ne görürsünüz? Yerleşimlerin büyük bir kısmı havadan yamuk yumuk ve kesintisiz sürüp giden beton bloklar ve çok az yeşil alan olarak görülür. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin son yıllarda yol kenarları ve meydanlarda gerçekleştirdiği görülmemiş yeşillendirme çalışmalarına rağmen maalesef İstanbul uçaktan bakınca hálá bir "beton şehir."

Kentte yıllardan beri süre gelen göç ve plansız yapılaşma, hepimizin malumu. Böylece İstanbul’da yıllar boyu yeşilin yok oluşuna şahit olanlar şimdi Validebağ Korusu gibi şehir içinde kalan birkaç yeşil alanın da yok edileceğinden haklı olarak korkuyor. Üsküdar’da Fethi Paşa Korusu’na yakın bir yerde oturan biri olarak, Validebağ Korusu’nun şehir ve bölge halkıyla birlikte birçok diğer canlı için önemini iyi bilirim. Korulara giderseniz, oralarda en azından nefeslenen yaşlıları, çocuk cıvıltılarını ve buraları koruyup halka açık tutanlara dua edenleri görebilirsiniz.

Validebağ, İstanbul-Üsküdar ilçesine bağlı Altunizade sınırları içerisinde bulunan 354.076 metre kare alana sahip tarihi ve doğal güzellikleriyle insanı büyüleyen bir korudur. Altunizade, Barbaros, Koşuyolu, Acıbadem mahallelerinde yaşayanlar son kalan bu yeşilliğin tümüyle yitip gitmesinden büyük kaygı duymakta. Çünkü koru kısmen de olsa yapılaşmanın hışmına uğramış. Ayrıca, 16 Temmuz 1999 tarihinde 3 No’lu Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınıp 1. derece doğal sit alanı ilan edilmiş olmasına rağmen bu karar Büyükşehir Belediyesi Meclisi tarafından imar planlarına henüz işlenmemiş.

DOĞAL BOTANİK PARKI

Validebağ Korusu doğal ve tarihi zenginlikleri açısından da görülmeye değer. İçinde yaşları 15 ile 400 yıl arasında değişen 25 türden, yaklaşık 4000 adet ağaç var. İstanbul’un çok az yerinde az sayıda bulunan sakız ağaçları koruda bol miktarda gözüküyor. Üç adet 250-300 yıllık görkemli sakız ağacının yanında çok sayıda orta yaşta ve genç sakızla Cumhuriyet öncesi ve sonrası yapılar da mevcut. En göze çarpanları Adile Sultan Kasrı ve Sultan Abdülaziz Av Köşkü...

Ancak, Validebağı Öğretmen Evi arkasındaki geniş çayırlık alan yaklaşık on yıl önce blok binalar tarafından kısmen yok edildi. Yine de hálá betonlaşmamış bir bölüm çayırlık kalmış. Bu alan, doğal haliyle korunduğu takdirde hem kuşlar için büyük bir yaşam alanı sağlayacak, hem de muhtemel İstanbul depremi gibi bir felákette bir insan barınma alanı olacak. Şehrin tamamen içinde kalmasına ve çok kısıtlı olmasına rağmen geçtiğimiz günlerde bu alana leylekler de inmiş. Özetle Validebağ Korusu, şehrin merkezinde bu büyüklük ve görkemde, içinde tarih, kültür ve yaban hayatı barındıran bir "doğal botanik parkı" olma niteliğinde. Ancak doğa konusunda değer bilmezlik ve yapılaşma baskısı bu koruyu da dört bir tarafından kuşatmış. Bölge halkı bu "doğal botanik parkı"nın, gaddar para hırsının, dar görüşlülüğün ve umursamazlığın yeni bir kurbanı olmasını istemiyor.

Ağaç sevgisi ve ağaçların yararları hakkında bir kompozisyon veya şiir yazmamız istense herhalde yazılanların büyük bir çoğunluğu fikir olarak birbirine benzer. Örneğin, erozyonu önlemenin tek yolunun temiz çevre ve ağaç sevgisinden geçtiğini belirtiriz. Ya da iyi bir hava ve su kalitesine kavuşmak için ülkemizin mutlaka yeşillendirilmesi lazım, deriz. Dünyanın birçok ülkesinde kişi başına düşen yeşil alan miktarının 23-30 metrekareyken, Türkiye’de bu oranın bir metrekareye kadar indiğini söyleriz. Bütün bunlara kent ormanlarının toplum için ekolojik, psikolojik, sosyal, estetik ve sportif değerlerini de ekleyebiliriz ama yine de yeterince anlatabilmiş sayılmayız.

Biz kentsel yeşil alanlar oluşturalım ve mevcutlarını koruyalım derken gelişmiş ülkeler kent içindeki yeşil alanları kent dışındaki yeşil alanlarla birleştirerek bütünleştirmekle uğraşıyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden Prof. Dr. Saliha Aydemir’in danışmanlığı altında doktora çalışmasını tamamlayan Peyzaj Yüksek Mimarı Cem Sultan Baykan tarafından hazırlanan, "Kent Planlaması ve Kentsel Yeşil Ağ Bütünleşik Planlamaya Yönelik Yöntem Denemesi" isimli doktora tezi bu konuda dünyada yapılan çalışmaları ayrıntılı bir şekilde inceliyor.

Kent içindeki yeşil alanların ekolojik, iklim, rekreasyon ve kentsel tasarımdaki önemiyle birlikte çevre ve insan psikolojisi üzerindeki etkisini literatürden özetleyerek net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu bilimsel gerçeklerin ışığında İstanbul başta olmak üzere tüm şehirlerimiz ulusal ve uluslararası şöhretine yakışır bir yeşil ağa kavuşmalıdır. Paris, Tokyo gibi kentlere benzer bir şekilde İstanbul’un da görülmeye, ziyaret edilmeye layık bahçe, koru ve ormanları olması bir zorunluluktur. Bu nedenle Validebağ Korusu’nun korunup daha da geliştirilmesi dünya başkenti İstanbul’un yaşanılır bir kent olarak kalmasına tarih boyu anılacak büyük bir hizmet olacaktır.
Yazarın Tüm Yazıları