Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Su tasarrufuyla ilgili bireysel önlemleri artık küçümsemeyin

Bugünlerdeki birkaç sağanak yağmura bakarak aldanmayın. Akdeniz iklimine sahip olan bölgelerimiz bu sene yeterince kar yağışı alamadı.

Bundan sonraki yağmurlar, yağmayan karın yerini alamaz. Sonuç olarak bu yılki ılık ve yağışsız kıştan dolayı önümüzdeki aylar ve küresel iklim değişiminden dolayı da önümüzdeki yıllar kuraklıkla karşı karşıyayız. Su tasarrufu insanla başlar ve insanla biter. Bu nedenle kuraklık olsun ya da olmasın doğru su kullanımını öğrenip uygulamalıyız. Çünkü birey olarak önemli bir fark yaratabiliriz.

Atasözlerine bakarsanız atalarımızın da su kayıplarının önlenmesi ve daha az su tüketilmesi için birçok tavsiyede bulunmuş olduğunu görürsünüz. Maalesef bugün bunların çoğu unutulmuş gitmiş. Örneğin, "Tavuk bile su içerken göğe bakar" sözü "Suyu israf etmekten, Allah’tan korkun!" anlamına gelen bir "kutsal ekoloji" uygulamasıdır.

Ülkemizde tatlı suyun çok büyük bir kısmını kullanan tarım sektöründe su tasarrufu için dikkat edilecek birçok nokta var. Örneğin: Kuraklığa dayanıklı ürün ve ağaçları seçin. Sulamayı günün serin kısımlarında yaparsanız daha az su buharlaşır. Bu nedenle, sulamayı sabah saat 8.00’den önce veya akşam 7.00’den sonra yapın. Rüzgárlı günlerde sulama yapmayın. Sulamayı sadece ihtiyaç olduğunda yapın. Bunun için, hava durumunu sürekli takip edin ve yağış beklendiğinde sulama yapmayın.

Ağaçların diplerini yaprak, talaş vb. şeylerle örterek su kaybını önleyin. Hafta en fazla bir veya iki kez sulama yapın ve suyun bitkilerin köklerine inmesine fırsat verin. Sık sulama bitkilerin kısa kökler geliştirmesine neden olur ve kısa köklü bitkiler kuraklığa dayanıklı değildir. Suyu emebildiği hızda toprağa verin. Fazla gübre de bitkilerin suya olan ihtiyacını artırır.

*

Bugün çok iyi bilindiği gibi aşırı sulama, bitkileri susuzluktan daha fazla öldürür. Ayrıca aşırı sulama, toprağın çoraklaşmasına ve yeraltı sularının kirlenmesine de neden olur. Salma, göllendirme, karık ve yağmurlama gibi yüzey sulama metotları kullanıldığında, suyun yaklaşık olarak yarısı buharlaşarak kaybolur. Bu nedenlerden dolayı, eskiler "Suda biten, suda yiter", "Tarlada balık tutulmaz" ve "Suyu bardakta, gemiyi duvarda seyretmeli" gibi atasözlerimizde uyarılarda bulunmuştur.

Ev ve işyerlerinde su tasarrufu için alınacak önlemlerin bazıları ise şunlardır: Sebze ve meyveleri akan bir musluk suyunun altında değil, temiz bir kova suyun içinde temizleyin. Kapınızın önünü suyla yıkamayın, temizlik için çalı, vb. süpürgesi kullanın. Çocukların suyla oynamasına müsaade etmeyin. Bulaşık makinesine tabak, vb. yerleştirmeden önce durulamanın onların temizlenmesinde hiçbir faydası yok; bu gereksiz ön durulamadan vazgeçin.

Rezervuarlar 45 litre su alıyor ama rezervuardan akan su 3 litre olsa da aynı işi görür. Bunun için rezervuarın içine 1,5 litrelik dolu bir pet şişe, vb. koyarak her sifon çekişte 1,5 litre su tasarruf edin. Bahçeniz varsa çatıdan gelen yağmur sularını biriktirin. Bitkileriniz yağmur suyunu klorlu şebeke suyundan daha fazla sevecektir. Banyo yapmak yerine duş alın. Dişinizi fırçalarken veya tıraş olurken musluğu açık bırakmayın. Damlayan muslukların ve sızan rezervuarların contasını beklemeden hemen değiştirin.

*

Lütfen! Bu tür bireysel önlemleri artık küçümsemeyin. Tavsiye edilen bu tür küçük önlemleri milyonlarla çarpıp sağlanacak olan su tasarrufunu düşünün. Bir de bu tür önlemleri yaşam boyu milyonlarca insanın uyguladığında ortaya çıkacak su tasarrufunu ve ekonomik kazancı aklınıza getirin.

Yoksa yazın içmek için ihtiyaç duyabileceğimiz suyla bugün araba yıkamak ya da çim sulamak gibi büyük bir yanlışı sürdürmeyi mi tercih edersiniz? Unutmayın, suyu ne kadar ekonomik kullanırsak, kuraklığın etkisini o kadar azaltabiliriz.
Yazarın Tüm Yazıları