Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Su akıllı kullanılıp yönetilirse hem çiftçiye hem turizmciye hem de göllere yeter!

"TK0287 kaptanınız konuşuyor: Sizleri oturduğunuz yerde 1 dakikalık saygı duruşuna davet ediyorum!" Uçakta duymaya alışık olmadığımız bir anonstu bu! Atmosfer bilimci olarak, 70 yıl önce ebediyete intikal eden Atamızı, ezberimizi bozan bir şekilde olsa da, göklerde anmaktan gurur duydum.

10 Kasım sabahı "Benim manevi mirasım ilim ve akıldır" diyen Atatürk’ün iftihar edeceği bir projenin imza toplantısına katılmak için gittiğim Milas’ın Selena-Kapkırı Köyü’nden dönüyordum. Bu köy ve antik Herakleia kenti, Beşparmak Dağı’nın güney eteğinde, Bafa Gölü kıyısında kurulmuş. Denizle ilişkisi, Büyük Menderes’in taşıdığı alüvyonlarla yıllar önce kesilmişti. Günümüzde ise yanlış sulama ile gölün suyla, kirleticiler ile de havayla ilişkisi kesilmekte.

Artan nüfus, hava sıcaklıkları, vb. nedenlerle suya olan ihtiyaç hızla artarken, yağışlarımız da tehlikeli bir şekilde azalıyor. Bu durumda aklın ve bilimin gereği yapılması gereken şey; azalan suyu daha verimli kullanmak ve su kaynaklarını korumak. Bu tür çalışmalara "uyum çalışması" da deniliyor.

Küresel iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak karmaşık ve pahalı bir iş. İş dünyası, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve toplum, iklim değişikliğine hazırlanmak için birlikte hareket etmekte. Dünyanın değişik noktalarında okyanusların karalara saldırısını durdurmak için devasa duvarlar, susuzluğa karşı binlerce tonluk su depoları, ısıya ve susuzluğa dayanıklı ekinler gibi yapılan uyum çalışmaları yabancı basında yaygın bir şekilde yer almakta. Ülkemizde ise hala Kyoto’ya taraf olmanın arifesindeyiz. Uyum sürecinde, iklim değişimini önleme sürecindekinden daha kararlı ve hızlı davranmalıyız.

WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ile Coca-Cola Türkiye arasında Selena-Kapkırı Köyü’nde imzalanan beş yıllık işbirliği projesi ile hem suyu hızla azalan ve kirlilik ile mücadele eden Bafa Gölü, hem de yöre halkı korunacak. "Bafa’ya Su Ege’ye Bereket" projesi kapsamında Bafa Gölü çevresindeki 360 bin dekarlık tarım alanında damla sulama yönteminin yaygınlaştırılması ve yüzde 70’e varan su tasarrufu yapılması hedefleniyor. Bilindiği gibi küresel iklim değişikliğiyle beraber son yıllarda yaşanan kuraklık ülkemizi derinden etkilemekte ve özellikle Türkiye’de suyun yaklaşık yüzde 70’ini kullanan tarım sektöründe ciddi sonuçlar doğurmakta. Bu proje ülkemizde yürütülen ilk ve en önemli küresel iklim değişimine uyum çalışmalarından biri olacak.

Projenin örnek alınması gereken birçok yönü var: Birincisi bu projede her şeyi devletten bekleyip sızlanmak yerine özel sektör ve STK bir araya gelip durumdan vazife çıkartıyor. İkincisi, yaklaşımları tepeden inmeci değil; yerel kurum ve kuruluşlar ile de işbirliği yapıyorlar. Kitabi bilgileri dikte eden didaktik bir eğitim vermek yerine yaparak ve yaşayarak eğitim vermeyi; bilgilendirmek yerine eyleme geçmek ve davranış değişikliği yaratmak için pilot çalışmalar ile de yöreye özgün rol modeller oluşturmayı hedeflemesi de ülkemizde nadir görülen uygulamalardan.

Damla sulama gibi, azalan suyumuzu artan bir verimlilikle kullanan, yöntemleri yaygınlaştıran bu ve benzeri projeler, "Su akıllı kullanılırsa, çiftçiye de yeter, Bafa Gölü’ne de" dedirterek ülkemizde bir zihniyet değişikliğinin tetiklenmesi için de çok önemli.
Yazarın Tüm Yazıları