Sayın Bakan Ali Babacan; lütfen zam yapma, bak trafik de bir mali kaynak!
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Bildiğiniz gibi ben ona buna sataşıp polemik yapmadığım için basında bir tartışma filan yaratmıyorum. Benzer şekilde okuyucudan da olumlu ya da olumsuz tepkiler gelmiyor. Sanki burada dipsiz bir kuyuya taş atıyorum. Bu durumda canım tatile çıkmak istiyor ama şu trafik anarşisi başımı belaya sokacak. Artık fahri trafik müfettişi olmak istiyorum!
Oturdum bayram sonrası size ne yazayım, diye düşünmeye. Aklıma bir çok şey geliyor ama aralarından birini seçemiyorum. İnternetten gazetelere bir göz gezdirdim, millet kışın bu kurak ve kirli havalarına “güzel” diyerek neredeyse göbek atıyor. Televizyon ise bayram dönüşü trafik yoğunluğu ve kazalardan bahsediyor. Trafik deyince benim tüylerim diken diken olur!Herkesin bildiği İstanbul’daki trafik anarşisinden bahsetmeme gerek yok. Aslında Sirkeci’den arabalı vapura binip Harem’e geçmek için girdiğim araç kuyruğunda verdiğim meydan savaşını da hiç kimseye anlatmak istemem. Çünkü İstanbul’da kanunların nasıl uygulanamaz hal aldığını; artık gözü dönmüş saygısız sürücülerle polisin bile baş edemediğinden bahsetmek zorunda kalmam beni üzüyor.KESİN CEZAYI, KORSANLAR ÜZÜLSÜN ÜLKE KALKINSINAklıma bir ara New York polisinin grevi ve bunun üzerine trafik cezalarından gelen paranın kesilmesi sonucu sıkıntıya giren Belediye Başkanı geldi. Bu durumda Bakanımız Sayın Ali Babacan’a şaşıyorum doğrusu. Mali af ya da vergiler ile bütçeye kaynak yaratmak için uğraşıp duruyor. Halbuki insana ve kanunlara saygısız binlerce sürücü var. Artık arabalı vapur kuyruğu bir yana, herhangi bir caddede ya da çevre yolunda durup, yıl boyunca, hiç durmadan kesilecek trafik cezaları hem trafiği, hem de hazineyi düzeltir. Hem zorla da olsa insana saygı gösterirler, hem trafiğe düzen hem de bu şehire ve ülkeye biraz medeniyet gelir.Medeniyet nedir? En basit anlamda, kural koyup ona uymak demektir. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin koyduğu kurallara uyulmayan bir yerde medeniyetten bahsedilemez. Medeniyetsizliği görmek isterseniz Sirkeci’deki arabalı vapur kuyruğuna kaynak yapmak isteyenlerle onları engellemek isteyen bir kaç şaşkının verdiği mücadeleyi gidip yerinde izleyin. O şaşkınlardan biri de bendim! Karadenizli kafası işte, bir kamyonetin kuyruğun başından ahlaksız bir şekilde girmesini engellemek için yeni otomobilimi siber ettim. Sonradan sol tarafdaki çizikleri görünce aklım başıma geldi. Allah’tan o an çizikleri filan fark edemedim. Yoksa bir de başım belaya girecekti...REYTİNG GARANTİ İDO güvenliği ve çalışanlarına “bu ne rezalet!” deyince bir dokun bir işit oluyorsunuz. Güvenliğin kuyrukla ilgili bir yetkisi yokmuş. Yardıma çağrılan polis ise 10 dakikadan fazla dayanamıyormuş! Buna inanamadım ama ortalıkta hiç polis olmaması ve orada vatandaşın özgürce birbirini yemesinin de başka bir açıklaması yok. Ben bir TV kanalında yetkili veya etkili biri olsam örneğin cuma akşamları Sirkeci arabalı vapur kuyruğuna canlı yayın aracı gönderip oradan naklen yayın yapardım. Rayting rekoru filan garanti!İşin kötüsü bendeki sigortalar o kadar atmış ki o an kamyonetin plakasını almak bile aklıma gelmedi. Ama geçenlerde Mecidiyeköy’den Boğaziçi Köprüsü’ne doğru ilerlerken önümdeki aracın sürücü camından avuç avuç çöpün yola döküldüğünü gördüm. Uzunlarımı yakıp söndürdüm, korna çaldım, faydası olmadı. Hâlâ bir şeyler atıyor. Sonra plakasını alıp polise bildirerek bir nevi hazinemize ve şehrimize katkım oldu!..Ekonomiden sorumlu Devlet Bakanımız Sayın Ali Babacan ile polis ve trafikten sorumlu İçileri Bakanımız Sayın Beşir Atalay’a sesleniyorum: Size yardımcı olabilmem için lütfen bana “fahri trafik müfettişi” olarak görev ve bir kamyon dolusu da ceza makbuzu verin! Haberiniz olsun artık İstanbul’un taşı toprağı değil; araç kuyrukları, emniyet şeritleri altın!..