Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Martta hava kuzu gibi gelirse aslan gibi gidermiş!

Uluslararası İklim Tahminleri Enstitüsü’nün (IRI) yeni uzun vadeli tahminlerine göre, Türkiye’ye bu yıl mart ayının ilk haftasında hava kuzu gibi gelecek.

IRI tahminlerine göre, hava sıcaklıkları mart, nisan ve mayıs aylarında yüzde 40, haziran, temmuz ve ağustos ayları ise yüzde 45 ihtimalle mevsim normallerinin üzerinde daha sıcak geçecek. Yağışların ise ağustos ayına kadar mevsim normallerinde olması bekleniyor.

Bu durumda, “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” atasözü küresel ısınma ile geçerliliğini kaybetmiş midir? “Daha önceki yıllarda yağışlı kış ayının gözüktüğü mevsim olarak bilinen mart ayı son yıllarda küresel ısınmadan dolayı gayet ılıman şekilde geçmeye başladı” diye düşünenler çoktur. Ama küresel iklim değişimi bunun tam tersini de söyler.
Bilindiği gibi mart şiddetli soğukların ve kar yağışlarının olabildiği bir aydır. Bu ay boyunca zaman zaman güneş görünse ve havalar ısınıyor gibi olsa da soğuklar şiddetini azaltmaz. Çoklukla bugünlerde yakacak tükenir, ev ahalisi ne yapacağını şaşırır, kazma-kürek saplarını bile yakmak zorunda kalır.
1 Mart akşamı açık bir gökyüzüne baktıysanız batı yönünde ufukta kuzu şeklinde sönük yıldızlar görülür. Bunun tersi yönde de aslana benzer bir yıldız kümesi vardır. 1 Mart gece saatler ilerledikçe aslan ufuktan gökyüzüne doğru yükselmeye başlar. 31 Mart akşamı gökyüzüne bakarsanız aslan takım yıldızı gökyüzünde tam tepede, kuzu ise ufukta çok silik bir halde zor görülür. Mart ayının başı genellikle sonuna göre daha soğuktur. Bu nedenle, aslan gibi kükreyen fırtınalı havaların hâkim olduğu martın ilk günleri yerini 31 Mart’ta daha sıcak ve sakin günlere bırakır. Bu durum Batı kültüründe “mart ayında hava aslan gibi gelir, kuzu gibi gider” şeklinde bir atasözüne neden olmuştur.
Bu batılı atasözünü bizim “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” atasözümüze uyarlarsak; “Mart ayında hava kuzu gibi gelir, aslan gibi gider” şekline dönüşebiliriz!

SETASE KONFERANSI İSTANBUL’DA

Setase sözcüğü Latince iri hayvan anlamına gelir. Balina ve yunusları inceleyen bilim dalı ise Setoloji olarak bilinir. İşte bu yıl 2-4 Mart 2009 tarihleri arasında İstanbul’da Harbiye askeri müzesinde Yunus ve balinalarla ilgili bir konferans düzenleniyor: 23. Avrupa Setase Topluluğu Konferansı.
Bu toplantının özelliği, Türkiye’de yunus ve balinalarla ilgili bu denli geniş katılımlı ilk konferans olması. Ayrıca Türkiye Uluslararası Balinacılık Komisyonu’na üye olacak yakında ve kendini dünyadaki yunus ve balinaların sürdürülebilir yönetimi konusunda karar verici konumda bulacak. İşte bu da önemli çünkü ülkemizde bu konuda çalışan ve sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen uzmanlar daha fazla araştırmacıyı bu yöne çekerek bu konuda kritik bir araştırmacı kütlesi oluşturma peşinde.
Düzenleyen ise Türk Deniz Araştırmaları Vakfı. Kısaca TÜDAV’ı ülkemizdeki ciddi bilimsel toplantılar ve raporlardan biliyoruz. Geçenlerde yayınladıkları “İklim Değişikliği ve Denizler” raporu çok ilgi çekmişti. Neden yunus ve balinalarla ilgili toplantı düzenleniyor. Çünkü iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek canlıların başında geliyor bunlar. Düşünsenize kutuplardaki buzulların erimesi fokları, denizaslanlarını, balinaları nasıl etkiler? Milyonlarca yıldır, buza ve buzun içindeki besinleri avlayarak beslenen bu hayvanlar bu yeni duruma nasıl adapte olacak?
Zaten konferansın bu yılki teması da “İklim Değişikliği ve Deniz Memelileri”. 40 ülkeden 350 uzmanın katılacağı toplantıda deniz memelileri ve iklim değişikliği, yunus ve balinalarda akustik sorunlar, beslenme ekolojisi ve deniz memelilerinin korunması için koruma alanları konusu gibi önemli konular yer alıyor. Okyanuslardaki artan ses kirliliği ve bunun deniz canlılarına olan etkileri de bu konferansta konuşulacak.
Konferansta 3 Mart akşamı yunus ve balinalarla ilgili bir video gösterisi yapılacak ve herkese açık olacak. Katılımınızı bekliyoruz...

Tonguç’a TUREB ödülü

Turist Rehberleri Birliği (TUREB) ve Turist Rehberleri Federasyonu’nca (TUREF) verilen TUREB Ödülleri sahibini buldu. Yazarımız Saffet Emre Tonguç’un Hürriyet Seyahat’te yayımlanan yazılardan oluşturduğu “Avrupa’da Görülecek 101 Yer” adlı kitabı, kitap yayımcılığı dalında birinciliğe layık görüldü.
TUREB ve TUREF, tarih, kültür mirasımızın önemi, korunması, tanıtılması, sürdürülebilir turizm konularına dikkat çekmek amacıyla her yıl altı ayrı kategoride ödül veriliyor. Tanıtım kategorisinde bu yıl Tonguç’un yanı sıra Global Refund, Passion Turca, İz TV, www.allaboutturkey.com sitesi ödül aldı. Turkish Cultural Foundation ve Doğa Derneği “Ssürdürülebilirlik”, Mardinli şahmaran ustası Hasan Özcan ve yöre yemekleri sunan Mardin Cercis Murat Konağı “Otantiklik,” Fest Travel’ın kurucusu Faruk Pekin “Kültür Turizmi,” Prof.Dr. Necdet Hacıoğlu “Turizm Eğitimi” kategorilerinde TUREB Ödülü’ne layık bulundu.
Yazarın Tüm Yazıları