Paylaş
Geçenlerde Rizeli işadamı Atıf Ketenci ile birlikte Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’yla karşılaştım. Sel, deprem, afet yönetimi derken söz dönüp dolaşıp Karadeniz’de yaygınlaşan güneş enerjisiyle su ısıtma sistemlerinin sağlıklı olup olmadığına geldi. Başkanımız bu konuyu araştırıp güneş enejisi doğru teknolojiyle kullanılmazsa lejyon hastalığına neden olabileceğini belirlediğini söyledi. Benden de bunu araştırmamı istedi.
NEMLİ ORTAMLAR RİSKLİ
Güneş ülkesi olan Türkiye’de güneş enerjisi kullanımının yaygınlaşmasını istiyoruz. Ama kaş yapalım derken göz çıkartmamalı. Yani temiz enerji kaynaklarımızın kullanımını yaygınlaştırırken halkımızın duygu, düşünce, inanç ve sağlığını da göz önüne almalıyız.
Örneğin, Hz. Ayşe bir gün Hz. Peygamber için güneşte su ısıttı. Bunun üzerine Peygamber: “Ey Humeyra (Hz. Ayşe’nin lakabı) öyle yapma. Çünkü o alaca / baras hastalığına sebebiyet verir” buyurdu. (Dârekutnî, Taharet 1/38 Hadis 2) Bu nedenle dinimizde demir, tunç ve bakır gibi madeni kaplarda ve sıcak memleketlerde güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest almak ve gusletmek mekruh sayılmaktadır. Günümüzde vitiligonun yani alaca hastalığının nedeni bilinmemekte. Hastalığı tedavi edecek çeşitli yöntemler bulunmasına rağmen, hastalığın kesin bir tedavisi de yok.
Lejyoner hastalığı ise Legionella pneumophila olarak adlandırılan bakterinin neden olduğu bir akciğer enfeksiyonu. Halk arasında zatürree olarak bilinen bu hastalığa neden olan bakteri ilk olarak 1976 yılında Philadelphia’da bir otelde Amerikan Lejyonerlerinin toplantısına katılanlarda ortaya çıkan bir salgın sonucu keşfedilmiş.
Legionella bakterisi nemli ortamda yaşayıp çoğalır. Durgun 25-45 derece sıcaklıktaki sularda oluşabilir. Bu nedenle, apartmanlara yaptırılan yedek su depoları, güneş şofbenleri sıhhi tesisat ve klima tesisatı lejyoner hastalığı mikrobu taşıyabilmekte. Bu bakteri doğal çevrede de yaygın olarak mevcut; göller, nehirler, dere, çay, akarsular gibi yüzey sularının, termal su banyoları ve çamurların normal florasında bulunur. Bu nedenle havuzlarda, su depolarında, süs havuzlarında, duş başlıklarında, musluklarda bahçe sulama fıskiyelerinde termal banyo ve kaplıcalarda üreyen bu bakteriye karşı tedbir alınmalı.
KONTROL EDİLMELİ
Güneş enerjili sıcak su sistemleri, çoğunlukla bir termal güneş paneliyle depodan oluşur. Bu depoda zamanla kireçlenme, kabuklaşma ve korozyon olmamalı. Su tankı, doğrudan güneş ışığıyla da ısınmamalı. Bu nedenle, TS 3817 “Güneş Enerjisi” standartında sıcak sulu güneş enerjisi sistemlerinin projelendirme ve boyutlandırılmasıyla ilgili kurallar belirlenmiş. Fakat bazı üretici firmalar, özellikle de küçük çaplı imalathaneler, standartları göz önüne almadan çalışmakta.
Turizmde önemli bir marka olan Türkiye, eğer kaliteli turisti elinden kaçırmak istemiyorsa Sağlık Bakanlığı veya yetkili kurumlar periyodik olarak duş ve çeşmelerden odalara, su kulelerinden ve depolarından hamama, havuz suyundan içme suyuna kadar belirlenmiş olan kritik noktalardan tahliller yapmalı, ilgilileri eğitmeli ve uyarmalı. Birçok ülke, lejyoner hastalığıyla ilgili yasa çıkarmayan ülkeleri turizm listesinden silmeye başladı bile.
Son yıllarda Ege ve Akdeniz’de turistin kabusu haline gelen lejyoner hastalığını önlemek için birçok ülke yeni yasalar çıkartılırken ülkemizde bu hastalığın önlenmesi için sadece önerilerle hareket edemeyiz. Güneş şofbenlerinin, Karadeniz gibi çok sıcak olmayan yerlerde ezbere üretilip kullanılmasına da müsade
edemeyiz...
Paylaş