Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Dünya Kupası maçlarına dair havalı bilgiler

Futbol maçlarında hava şartlarının etkisi çok büyüktür. Bu nedenle, 2006 Dünya Kupası nedeniyle dünyanın değişik iklimlerinden Almanya’ya giden 32 ülkenin futbolcularına hava durumu sürprizler yapabiliyor.

Bundan dolayı, gelişmiş ülkeler başarılarını doğaya kurban etmemek ve şansa bırakmamak için meteoroloji biliminin gücünü sporda da sonuna kadar kullanıyor. Şimdiye kadar havaya yeterince dikkat etmemişseniz, maçların neden öyle veya böyle sonuçlandığını açıklamada önemli bir noktayı atlamışınız demektir. İşte size futbol maçlarını analiz ederken kullanabileceğinizhavadansudan birkaç ipucu.

Bu Dünya Kupası’nın hemen öncesinde Almanya’da hava kar yağacak kadar soğuktu. Öyle ki, Ekvadorlular soğuk algınlığına yakalandı. Angolalılar titriyordu. Gösteri maçında Trinidad ve Tobago futbolcuları elleri ceplerinde ısınmaya çalışırken havada yoğuşan nefeslerini gördüklerine de inanamıyordu. Angola’nın savunma oyuncusu Luis Delgado, "Yılın bu zamanında buranın sıcak olması gerekiyordu" diye şikáyet ediyordu. "Bazı günler sıcak ama genellikle soğuk burası ve bundan hiç hoşlanmadım" diye de ilave ediyordu.

Kosta Rica Büyükelçiliği, futbolcularının dışarıdaki soğuk havadan etkilenmemesi için takımları Almanya’da seyahat ederken otobüsteki klimaları en soğuk ayarda çalıştırıyordu. Kupanın ikinci gününde ise havalar bu sefer bazılarına göre biraz fazla sıcaktı. Bu nedenle, soğuk İngilizler Paraguay karşısında tek golle aldıkları üç puan sonrasında sıcak havadan yakınıyordu. Sıcağa alışkın olmayan İngilizler, erken saatte oynanan maç sırasında sıcakla mücadele ederken zorlanmış, güçleri tükenmişti...

HAVA MAÇIN KADERİNİ BELİRLEYEBİLİR

Tropiklerden Almanya’ya gelenlerin Dünya Kupası’nın bir "yaz oyunu" olduğunu düşünmesi hatadır! Şüphesiz Almanya’da yaz mevsimi yaşanıyor olsa da tropikal bir iklime benzer bir hava görülemez. Almanya’da yaz aylarında da yaşanan soğuk-serin, yağmurlu ve kapalı havaları bazı ülkeler kendi kış aylarında bile görmüyordur. Geçmişte bundan daha kötüleri de yaşanmıştı. Örneğin, Temmuz 1978’de Arjantin’deki Dünya Kupası güney yarımkürenin kışında oynanmıştı. Çok soğuk ve yağmurlu günlerde saat 18.00’de de hava kararıyordu. Askeri cuntanın dört generali dáhil olmak üzere tüm seyirciler final maçında kendilerini yün paltolara sarıp sarmalamıştı.

Hava şartları futbol için kötü bile olsa futbolcular çoğu kez sahaya çıkıp maçını oynar. Fakat seyirciler maça gidip gitmemekte serbesttir. Kısacası, futbol gibi açık havada yapılan tüm spor etkinliklerinde hava şartları, sporcuların performansını ve maçın sonucunu etkileyebilmekte. Örneğin, şiddetli hava şartları, güçleri farklı olan rakipleri biraz dengeler. Zayıf olan takımın bu şartlarda berabere kalmak veya teknik olarak güçlü olan takımı yenmek için daha fazla şansı vardır. Bunun belli başlı nedenlerinden biri, ağır hava ve saha şartlarında kötü ve isabetsiz paslardır. Kötü bir pas, olmadık bir yerde top kaptırma, diğer oyunlardaki joker gibidir ve çoğu zaman maçı kimin kazanacağını belirler.

Bununla beraber tekniği kuvvetli olan takımlar rüzgárlı günlerde rakip geçmede, adam eksiltmede ve şut atmakta tekniği zayıf olan takıma göre daha avantajlı bir duruma geçer. Rüzgárlı havalar aynı zamanda kısa paslarla gole gidebilen takımlar için bir avantajdır. Maç için kötü olan hava şartları yoğun savunma mücadeleli bir maç ve düşük gol sayısı demektir. Yağmurlu havalarda ıslak zeminlerde oynayan futbolcular sakatlanmaktan çekindikleri için de daha yavaş ve savunma ağırlıklı oynamak ister. Soğuk havalar genellikle düşük tempolu oyun için uygun değildir; böyle havalarda çok ve daha iyi koşan takım daha fazla avantajlıdır.

Bazı takımlar kendilerine çok uygun hava şartlarında oynarken diğerleri onlar için aşırı sayılacak hava şartlarında oynamak zorunda kalabilir. Örneğin, İngiliz Milli Takımı için 15 derecede maç oynamak, Trinidad-Tobago’ya karşı önemli bir avantaj. Benzer şekilde Suudiler için çok sıcak ve kuru bir gün Ukrayna’ya karşı büyük bir avantaj. İyi kondisyon tutmuş bir takım sıcak ve nemli havada, fiziksel olarak daha güçsüz olan bir takıma karşı avantaj sağlayabilir. Ayrıca yüksek rakımdan gelen takımlar, örneğin Ekvador, Hollanda gibi deniz seviyesinden gelen takımlara karşı daha avantajlı olabilir.

TÜRK SPORCULARINA METEOROLOJİK DESTEK

Bunlar sadece birkaç faktör, fakat hava şartlarına dikkat etmek ve onu dikkate almak futbolcu performansı ve futbol maçlarının sonucunu tahmin etmenize yardımcı olacaktır. Aslında böylece sadece maçların değil, aynı zamanda maçtan maça ve mevsimden mevsime yabancı futbolcuların performansını da daha iyi tahmin edip değerlendirebilirsiniz. Yukarıdaki bilgiler ışığında, gazete ve dergilerimizdeki kulüplerimizin, yabancı futbolcu transferlerinin çoğunda neden adeta ’’karavana’’ atarken, bazılarında ise tam bir ’’fiyasko’’ yaşadığına dair haber ve yorumları artık farklı bir gözle süzebilirsiniz.

Sonuç olarak, Türk sporu ve sporcuları henüz profesyonel bir meteorolojik destek ve analizden yoksundur. Çünkü "35 derece, yağdı yağmadı" gibi sıradan bilgilerle yetinip işlerini şansa bırakmaktadırlar. "Káinatta tesadüfe, tesadüf edilmez" der Sokrat. Biz neden işlerimizi hálá tesadüfe ya da şansa bırakıyoruz ki? Hálbuki Türkiye’de milyonlarca dolarlık harcama yapan spor kulüplerimiz de pekálá modern meteoroloji bilimini de Türk sporunun ve sporcusunun hizmetine sunabilir. Bana sıkça maç havasını sorupduran futbol fanatiklerimize duyurulur; yanlış transferlere az paraharcayın da kendinize özel bir meteoroloji mühendisi tutun!
Yazarın Tüm Yazıları