Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat Kadıoğlu
Prof.Dr. Mikdat KadıoğluYazarın Tüm Yazıları

Bu su damlacıkları pişmiş mi, pişmemiş mi?

Amerika’da kışa girdiğimiz günlerden bir gün Prof. Grant Darkow, ‘çok soğuk günlerde yerde önce çiy mi oluşur, kırağı mı?’ diye sınıfta ortaya bir soru sordu.

Ben de çok bilirmiş gibi atılıp ‘önce çiy oluşur, sonra donup kırağıya dönüşür’ dedim. Eski püksü tanımları anlamadan ezberleye ezberleye analitik düşünme yeteneğimizi köreltmişiz bir kere! Hoca tahtaya bir fizikometrik diyagram çizerek bunun tersinin de doğru olduğunu gösterdi.

Ben de öğrencilerime, ‘Neden bazı sabahlar yağmur yağmadığı halde yerler yağmur yağmış gibi ıslak oluyor? Neden soğuk kış sabahları evlerin pencere camlarının iç kısımlarında; yazın da dış kısımlarında su damlacıkları oluşuyor? Çiy oluşan bir pencerenin sıcaklık profilini çiziniz’ gibi sorular soruyorum. Bazen de ‘Neden içinde soğuk bir içecek olan bardak ya da şişenin dışında su damlacıkları oluşur?’ veya ‘Neden sıcak bir duştan sonra banyo aynasında, aynayı silmeden bir şey göremezsiniz, bir düşünün bakalım’ gibi ezberi sevenlerin pek hoşlanmadığı ödevler de veriyorum.

ÇİY YAĞMAZ, DÜŞMEZ

Ama bu konudaki tartışmalarımızda önce, ‘pişmiş mi, pişmemiş mi’ gibi bir kavram kargaşasına gelip takılıyoruz. ABD Başkanı George W. Bush’un çiğ mısır yemesi beni hiç ilgilendirmez. Ben pişmemiş, çok baharatlı ve görüntüsünü beğenmediğim şeyleri yiyemem. Bu nedenle, çiğ köfte gibi pişmemiş şeylerle ilgim sadece sabahları yerde görülen su damlacıklarına da bazılarının ‘çiğ’ (pişmemiş!) demesinden kaynaklanıyor...

Bilmeden anlamadan bu damlacıklara sadece ‘pişmemiş’ demekle de kalmıyoruz. Onlara otların ve çiçeklerin yapraklarında oluşan ‘yağmur damlaları’ da diyoruz. Kimimiz onları yapraklara ya da yere düşürüp ‘yere düşen su damlası’ yapıyor. Kimimiz de biraz daha soğutup dondurarak onları ‘kırağı’ haline getiriyor. Halbuki çiy, yağmaz, düşmez, çiyin donmuşuna da kırağı denmez! Havanın ‘çiğ noktası’ yani ‘pişmemiş noktası’ sıcaklığı diye de bir şey yok. (TDK Güncel Türkçe Sözlüğe göre Türkçe’deçiğ düşmek’ diye bir şey var ama onun anlamı ‘hoş karşılanmamak, kaba ve yersiz bulunmak’tır.)

Çiyi bu şekilde adlandıran, açıklayan, hava durumu sitelerine ‘çiğ noktası’ şeklinde koyan ve ‘çiy mi yağdı yüzüne’ diye Türk Sanat Müziği parçalarına söz yazanlara da buradan selamlar. Lütfen kullandığımız kelimelere biraz dikkat edip özen gösterelim, en azından raftan indirip bir Türkçe sözlüğe bakalım. (Hangi sözlüğe bakalım? O da ayrı bir hikaye!)

Sis ve kırağı kadar olmasa da insanları bir şekilde etkilediği için çiy oluşumu önemlidir. Bazen çiy otomobillerin üzerinde kalın bir su tabakası oluşturabilir. Bu, sadece sürücülerin dışarıyı görebilmek için tüm camları temizlemesi gibi ufak bir sıkıntı oluşturur. Çiy, esas çiftçiler için önemlidir. Çiy toprağın nem kazanmasını sağlar. Özellikle kurak dönemlerde ve kurak yerlerde pek çok bitki için önemli bir su kaynağıdır. Fakat sabahleyin çim, ot vb. kesmeyi ve hasadı ise çok zorlaştırır; çünkü otlar her şeye yapışır.

Meteorolojide çok çeşitli hava sıcaklıkları kullanırız. Bunlardan en önemlisi ve kullanışlısı ‘çiy noktası sıcaklığı’dır. En basit bir şekilde, havanın (basınç ve nem miktarı değişmeden) soğuyarak havadaki bağıl nemin yüzde 100’e ulaştığı sıcaklık olarak tanımlanabilir. Bu tanım ile Prof. Darkow’un sorusuna yanıt verilemez. Onun için, daha teknik bir tanıma ihtiyaç var ama o kadar ayrıntıyı da burada vermeyiz. Özet olarak, bu sıcaklık ile damlacık, çiy ve sis oluşumunu; günün en düşük hava sıcaklığını tahmin edebiliyor ve bulutların taban yüksekliğini de belirleyebiliyoruz...

ÇİY NEYE DENİR

Tanımından da anlaşılacağı üzere, sabahleyin havadaki su buharının yerde yoğuşarak oluşturdukları su damlacıklarına çiy diyoruz. Diğer bir deyişle çiy, yer yüzeyi sıcaklığının havanın çiy noktası sıcaklığına kadar soğuduğunda oluşur. Yerdeki nem de çiy oluşumunda büyük ölçüde önemlidir. Mesela bir hafta veya daha uzun bir süre yağmur yağmamış, kuru yerlerde sabahleyin çiy olma ihtimali çok düşüktür. Kuvvetli bir yağmurdan sonra yer yüzeyi suya doymuşsa, yerin ve bitki örtüsünün buharlaşma ve terlemesiyle tamamen kuruması birkaç hafta sürer. Eğer yağışlı bir günden sonra geceleyin hava açık ve sakinse gelecek birkaç gün sabahleyin çiy oluştuğunu görebilirsiniz.

Çiy oluşması için metal ve bitki yüzeyleri idealdir. Bitkiler üzerlerindeki buharlaşma ve terleme nedeniyle nemli yüzeylere sahiptir. Bu nedenle bitkilerin üzerinde çiy noktası sıcaklığı daha yüksektir. Bu da neden bitki yüzeylerinde daha önce ve daha fazla çiy oluştuğunu açıklar. Otomobiller gibi metal yüzeyler çok hızlı bir şekilde soğur. Bu nedenle metal yüzeyler çiy oluşabilen en uygun yüzeylerdendir. Bununla birlikte çiy beton gibi hava sıcaklığını uzun süre tutabilen yüzeylerde bu kadar kolay oluşamaz. Bir dahaki sefere, çiy damlalarını karşılaştırın, bakalım hangi yüzeydeki damlalar daha büyük.

Yüksek basınç merkezinin hakim olduğu bulutsuz geceler, sakin veya hafif rüzgar, nemli yer yüzeyi ve geceleyin yüksek çiy noktası sıcaklığı çiy oluşumu için çok uygundur. Bu nedenle amatörce hava tahmini yapmayı öğreten web sitelerinde verilen, ‘Otların üzerindeki çiy iyi havayı müjdeler’ şeklindeki ipucu genellikle doğrudur... Eğer çiy oluştuktan sonra cisimlerin sıcaklığı düşmeye devam ederse, çiy donarak ‘beyaz çiy’ olarak adlandırılan buz topaklarına dönüşür; kırağıya değil. Peki kırağı nedir? Onu da haftaya ele alalım ama bu arada bir itirazınız veya sorunuz varsa bana yazın lütfen.
Yazarın Tüm Yazıları