1783 ve 1816’da süper volkanlar patlayınca Anadolu’da neler oldu?
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Beni en çok korkutan afet, “Süper Volkan Patlaması”dır. ABD’de de olmasından korkulan en kötü 10 doğal afet listesinde de volkan var.
Bizdeki volkan korkusu eskiden patlayarak iklim değişimine neden olmuş süper volkanlardan kaynaklanıyor. İşte size bir kaç örnek.
8 Mayıs 1902’de, Pasifik Okyanusu’ndaki Martinik Adası üzerindeki Peleé Dağı şiddetle patladı. Yamaçlarında aşağı zehirli gazlar ve küller yayıldı, bunlar St. Pierre kentine ulaştı. Kalın duvarlarla korunan zindandaki bir mahkum kurtuldu sadece. 30 bin kişi öldü. Volkanik patlamaların arazinin yapısını değiştirmesi, havayı kirletmesi ve etrafında neden olduğu yıkımı biliriz. Fakat volkanlar aynı zamanda iklimde de önemli değişimlere neden olabilir. Atmosferi büyük miktarda silikat (kuvars kumu) ve sülfürik asit aerosollarıyla bombalayarak yapar bunu. Sülfürik asit aerosollarının özellikle stratosfere girmesi küresel iklimde kısa dönemde fakat önemli değişimlere neden olur.
EL CHICHON PATLAMASI DÜNYAYI SOĞUTMUŞTU
Farklı tipteki volkanlar, farklı gazlar üretir. Bazalt lavları (İzlanda’da olduğu gibi) atmosfere daha fazla kükürt salarak silikatlı patlamalardan daha fazla iklimi etkiler. Örneğin, 1980’de St. Helens Dağı’nın volkanik patlaması ile Meksika El Chichon patlamasının büyüklükleri aynıydı, buna rağmen etkileri farklı oldu. Her iki patlama küçük miktarda magmayı atmosfere saçmıştı ama El Chichon patlaması çok daha fazla kükürt üretmişti. Böylece St. Helens Dağı önemli bir iklim değişimine neden olmazken, El Chichon stratosfere 20 milyon ton sülfürik asit göndererek Kuzey Yarım Küre’de yaklaşık olarak bir yıl boyunca hava sıcaklığının birkaç derece düşmesine neden oldu. Volkanik patlamalar ile ilişkin iklim değişimlerinin farkına varılması 1783’de Benjamin Franklin’in Avrupa’daki (İzlanda) Laki patlamasının artından “kuru sis” gözlemine kadar geri gider. Gerçekte tarihsel kayıtlar, geçmişteki volkanik patlamaların iklime etkisini ortaya çıkartmak için çok kullanışlıdır. Tarih kitaplarında yazsız geçen yıllar, soğuk geçen yaz ve kış ayları, düşük tarım rekoltesi, kıtlık, açlıkların ve isyanların bir kısmı volkanik patlamaların ardından ortaya çıkmıştır.
İZLANDA NÜFUSUNUN YÜZDE 25’İ ÖLDÜ
Geçmişteki volkanik patlamaların iklime etkisi üzerine başka bir örnek: 1815’te Endenozya’daki Sumbawa Adasında bulunan Tambora Volkanı’nın patlamasının ardından 1816 yılı dünyadaki yazsız bir yıldır. Geçmiş 10 bin yılda Tambora, bilinen en büyük volkan patlamasıdır. Bu patlama 4x105 kilometre karelik bir alanı kaplayacak kadar kül üretmiş ve iki gün boyunca volkanın çevresinde 600 kilometrelik alanda hava karanlık geçmiştir. Ağaç yaş halkalarının gösterdiğine göre 1816 yazı, 1815 yazından 1,5 derece daha soğuk olmuştur. Yazın Avrupa’da soğuk ve yağışlı geçmesi tarım alanlarını tahrip ederek açlık, salgın hastalıklar ve iç karışıklıklara neden olmuştur. Benjamin Franklin’in 1783’de fark ettiği İzlanda Laki Yanardağı’ndan olan püskürme olağan dışı bir olaydı. Püskürme haziranda başladı ve yaklaşık sekiz ay devam etti. Püskürme sürekli olarak şiddetli bir şekilde sürmedi, daha çok lav akışı şeklinde gerçekleşti. Franklin’in tarif ettiği sis, Asya ve Kuzey Afrika’da da gözlenmişti. Her ne kadar büyük bir volkanik patlama gerçekleşmemişse de etkileri çok dramatik oldu. İzlanda da tarım alanları tahrip oldu, evcil hayvanları yüzde 75’i öldü, açlık ve salgın hastalıklar nedeniyle ülke nüfusunun dörtte biri öldü. Bu volkanik aktivitelerden sonra, 225 yılın en soğuk kışı yaşandı. Böylece, volkanik patlamaların dünyadaki iklim değişiminin en önemli nedenlerinden biri olduğu görüldü. Şimdi ben İzlanda’daki küçük volkanın neden olduğu toz, kül ve asit yağışlarından hiç korkmuyorum ama Osmanlı tarihinde 1783 ve 1816 yıllarında neler olduğunu çok merak ediyorum. Bu yıllarda Anadolu’da neler yaşandığını bilen var mı?..