Göz kapağı seğirmesi
Göz kapağı seğirmesi, genellikle stresten kaynaklanır. Ayrıca yorgunluk, uykusuzluk, fazla çay/kahve/kola tüketimi seğirmeye yol açabilir. Seğirme haftalar, hatta aylar sürebilir. Seğirme genellikle alt göz kapağında gelişir, ancak hem üst hem de alt göz kapağında olabilir. Neyse ki, stresin neden olduğu seğirmeler zararsızdır ve görme sorunlarına neden olmaz.
Seğirmenin özel bir tedavisi yoktur. Dinlenmek, stresten uzaklaşmak, çay/kahve/kola tüketimini azaltmak seğirmenin geçmesini sağlar.
Santral Seröz Koryoretinopati
Stresten kaynaklanan daha ciddi bir göz rahatsızlığı ise, santral seröz koryoretinopatidir. Bu hastalık, gözün retina ile koroid denen tabakalarında sıvı birikmesine neden olur ve görme bulanıklığına yol açar.
Santral seröz koryoretinopatinin nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, stres önemli bir risk faktörüdür. Bu durumu geliştirme olasılığı en yüksek kişiler; stresli yaşantısı olan, zamana karşı yarışan, 20 ila 50 yaşları arasındaki erkeklerdir. Çoğu vaka, görme kaybı kalıcı olmadan 6 ay içinde kendi kendine düzelir. Ciddi durumlarda, sızdıran kan damarlarını kapatmak için lazer tedavisi yapılabilir.
Güneş tutulmasına aşağıdaki şekillerde bakmayın:
Güneş tutulmasına güvenli bir şekilde bakmak için sadece aşağıdakileri kullanabilirsiniz.
Güneş tutulmasına ancak özel filtrelerle bakılabilir:
-ISO 12312-2 güvenlik standartları ile uyumlu tutulma gözlükleri
-ISO 12312-2 güvenlik standartları ile uyumlu elde tutulan görüntüleyiciler
Güneş tutulmasına bağlı görme kaybı düzelir mi?
Güneşe bakmaya bağlı görme kaybının kesin bir tedavisi yoktur. Ancak göze özel vitaminler ve antienflamatuar denen göz damlaları kullanılabilir.
Görme kaybı 3-6 ay sonra kendiliğinden düzelebilir. Ama görme alanındaki kayıplar kalıcı olabilir. İlk başta görme kaybı çok olanlarda, görmenin tamamen düzelmeme ihtimali de vardır.
Kırışıklıklar için cilde enjekte edilen botulinum toksin, geçici süre ile kırışıklıkları düzeltiyor. Bunu, mimik kaslarını bloke ederek sağlıyor.
Botulinum toksinin 7 çeşidi (A, B, C, D, E, F, G) var. Kozmetik amaçlı olarak yapılan uygulamalarda botulinum A toksini kullanılıyor. Ülkemizde FDA (Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi) onaylı 3 botulinum toksin A markası mevcut. Bu markalar arasında dozaj, ilaç yayılımı, başlangıç ve etki süreleri açısından farklılıklar olsa da sağladıkları etki ve sonuçlar çok benzer…
Kırışıklıklıkların açılması için yaptığımız uygulamalarda, başlangıçta botoks ile çok iyi bir etki elde edildiği halde, sonraki tedavilerde azalmış veya süresi kısalmış bir etki elde edilmesine “botoks direnci” adını veriyoruz.
Botoks direnci neden olur?
Bunun nedeni, vücudumuzun botulinum toksine karşı “antikor” adını verdiğimiz maddeler salgılayarak direnç geliştirmesi…
Direnç gelişimini artıran faktörler ise şunlar:
Botoks direncinden nasıl korunulabilir?
Bu risk faktörleri şunlar:
1. Şeker hastalığı veya yüksek kan şekeri
Şeker hastalığı olanlarda katarakt riski 3-4 kat daha fazladır. Yüksek kan şekeri seviyeleri zamanla katarakt gelişimini hızlandırabilecek yapısal değişikliklere yol açabilir.
2. Kortizon kullanımı
Çeşitli hastalıkların tedavisi için yüksek dozda veya uzun süreli kullanılan kortizonlu ilaçlar, katarakt riskini artırır.
3. Ultraviyole maruziyeti
Güneşin ultraviyole ışınları; lens proteinlerine, “glikasyon” denen bir mekanizmayla zarar verir ve katarakt oluşumunu tetikler.
Bu hastalıkların en yaygın ve en önemli olanları şunlar:
Katarakt
Gözün yaşlılık hastalıkları arasında en yaygın olanı katarakt… Katarakt, kadınları daha fazla etkiliyor.
Kataraktın tek tedavisi ameliyat… Kataraktı ilaçla veya beslenmeyle önlemek mümkün değil. Günümüzde katarakt ameliyatı, fakoemülsifikasyon denen teknikle ve çok başarılı olarak gerçekleştiriliyor.
Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı
Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı; gözün “makula” veya “sarı nokta” denen görme merkezini bozuyor.
Lutein, zeaksantin, E vitamini, çinko ve bakır oksit içeren göz vitaminleri; yaşa bağlı sarı nokta hastalığının ilerlemesini yavaşlatıyor. Lazer tedavisi, fotodinamik tedavi, göz içine ilaç enjeksiyonu gibi tedaviler uygulanıyor ama yaşa bağlı sarı nokta hastalığının tedavisinde %100 başarılı sonuçlar henüz elde edilemedi.
Bu alerjik durumları yaşıyorsak, şunlara dikkat etmeliyiz:
1. Krem veya losyon şeklindeki ürünler yerine toz farları tercih edin.
2. Suya dayanaklı değil, suyla çıkan ürünleri tercih edin.
3. Eskimiş ürünlerinizi atın, kullanmayın.
4. Eyeliner ve maskaranızı siyah renkte seçin.
5. İçinde 10’dan fazla bileşen içermeyen ürünleri tercih edin.
6.
Lazer hangi göz bozukluklarını tedavi eder?
Lazer; “miyopi”, “hipermetropi” ve “astigmatizma” gibi göz bozukluklarını tedavi eder.
Miyoplar uzağı net göremezlerken, hipermetropların esas olarak yakın görüşü bozuktur. Astigmatlar ise hem uzak, hem yakın görüşte sorun yaşarlar.
Kişiye özel lazer tedavileri; miyopi, hipermetropi ve astigmatizmanın yanısıra “aberrasyon” denen ve özellikle gece görüşünü bozan küçük göz kusurlarını da tedavi eder.
Göz lazer tedavisi (femtoLASIK) nedir?
FemtoLASIK; miyopi, hipermetropi ve astigmatizma gibi göz bozukluklarının femtosaniye lazer ve excimer lazerle tedavisidir.
Femtosaniye lazer, dalga boyu 1053 nm olan bir kızılötesi lazerdir. Femtosaniye lazer ile korneada (gözün en öndeki şeffaf tabakası), “flep” denen kapakçık hazırlanır.
Excimer lazer ise 193 nm dalga boyunda ışın üreten bir cihazdır. Excimer lazer ile flep altındaki korneaya yeni bir şekil verilir. Yeniden şekillenen korneanın, göze gelen ışınları kırma gücü değişir. Bu sayede gözlük veya kontakt lens kullanma ihtiyacı ortadan kalkar.
Göz Damlaları
Glokom tedavisi için göz tansiyonunu düşüren ve göz siniri üzerinde koruyucu etki sağlayan göz damlaları kullanılır.
Glokom damlalarının 5 temel grubu vardır…
Eğer tek gruptan bir damla ile glokomu kontrol altına alamazsak, farklı bir gruptan 2. ve 3. damla eklenebilir. Aynı gruptan damlalar ise birarada kullanılmaz.
Ayrıca son dönemde “sitikolin” gibi sinir koruyucu ilaçlar da geliştirilmiştir... Bu tip ilaçlar hem göz damlası olarak, hem de ağızdan kullanılabiliyor.
Glokom damlalarının yan etkileri var mı?
Glokom damlaları sürekli kullanıma bağlı olarak alerjik yan etkiler yaratabiliyor...
Bu alerjik yan etkileri aşmak için, koruyucu içermeyen tek dozluk glokom ilaçlarına geçilebiliyor…