Paylaş
Ancak çocuğunu ana okuluna eylül ayı itibarı ile gönderecek olan aileler şu anda seçim konusunda tartışıyor, doğru kararı vermeye çalışıyor. Bu cidden zor, üzerinde düşünülmesi gereken bir karar.
Hem annenin hem de babanın oturup bir liste çıkararak çocukları için ne planladıklarını gözden geçirmeleri lazım. Bu planı yaparken de tüm egolardan ve var olan bütün kişisel eksikliklerden sıyrılmak, bunun yanı sıra anne-babanın kendi çocukluklarında sahip olamadıklarını ebeveyn olduklarında çocuklarına vermek için zor durumda kalmamaya dikkat etmek gerekiyor.
Neden öyle düşünüyorum? Çünkü biz aileler genelde okul, özellikle ‘özel okul’, seçerken şu yanlışları yapıyoruz:
Bir okulun fiyatı ne kadar yüksek ise o okulun eğitim açısından iyi olduğunu düşünüyoruz.
Kendi çocukluğumuzda sahip olamadığımız ve genelde eksikliğini hissettiğimiz her şeyi çocuğumuza verebilmek adına hem kendimizi hem de çocuklarımızı baskı altına alıyoruz.
Çocuklarımız ile ilgili hayallerimiz son derece büyük. Bu nedenle onların ne düşündüğünü önemsemiyoruz. Sadece okulda alacağı akademik eğitimi önemsiyor, çocuğumuzun kişilik gelişimi için son derece önemli olan ilk 12 yıl boyunca nasıl bir ortamda olacağını, çevresinde ne tür ailevi yapılarda yaşayan çocuklar olacağına hiç bakmıyoruz.
Bana göre bir anne ve babanın masaya koyup konuşması gereken birinci konu bu. Devamı zaten geliyor. Fiziksel şartları da konuşup anlaştıktan sonra olay okulları tanımaya geliyor.
Nisan ve mayıs ayları bu nedenle okul seçimi için son derece önemli aylar.
Çünkü ailelerin bu aylarda karar verdiği gibi okul yönetimleri de bu aylarda tanıtımlar yapıyor, mevcut öğretim yılı bitmeden gelecek yılı organize etmeye çalışıyorlar.
Bir anne olarak kişisel tavsiyem, lütfen öncelikle ailevi değerlerinizi önünüze alın ve gelecekte nasıl bir insan yetiştirmek istediğinize karar verin.
Yanlış anlaşılmasın, pahalı okullara kötü demiyorum. Henüz ortaokul veya lise öğrencisi olup da kendi aralarında Burberry atkı veya Prada çanta kullanma hevesi yaşayan çocukların arasında bulundurmak istiyorsanız çocuğunuzu ne âlâ. Sabah okula uğurlarken üzerine bir de pırlanta tozu serpersiniz, tam olur... Fakat bu çocuk 20 yaşına geldiğinde onu nasıl tatmin edersiniz, onu bilemem...
ışte bu nedenle, okul öncesi eğitimin önemi ile başlayalım ve bir süre bu konuyu işleyelim. Hatta sayfamızdan annelerin sorularına yanıt verelim istiyorum. Bize 0212 449 63 87 numaralı telefondan veya pinar@anneyiz.biz adresinden ulaşabilirsiniz. Gönül rahatlığı ile arayabileceğinizi bildirmek istiyorum.
Ve okul seçim mevsiminde tüm ailelere pişman olmayacakları kararlar diliyorum...
Neden okul öncesi eğitim
Psikolog Dilek Kırcaoğlu’na okul öncesi eğitimin önemini sorduk. “Çocuk dünyayı heyecan verici bir yer olarak görür. Araştıracağı çok şey vardır. Yeter ki, büyükler ona engel olmasın” diyen Kırcaoğlu, anne ve babalara önemli tavsiyelerde bulundu.
“Birçok aile çocuklarının beslenmesi ve fiziksel gelişimi ile çok yakından ilgilenirken, zihinsel gelişimini ‘daha çok küçük’ anlayışıyla korumacı tutum sergileyerek bilmeden engeller. Çoğumuz bebeğimizin kendi kendine başarabileceği bazı öz bakım becerilerini bile yapmasına izin vermeyiz.
‘Kendi kendine yapamaz, ben yapayım o rahat etsin. Oradan çıkamaz düşer, ben kucağımda çıkarayım. Terlerse hasta olur, koşmasın. Bunu yemezse kilo kaybeder, TV karşısında iki saat uğraşır yediririm’ türünden cümleleri sıklıkla etrafımızda duyabiliriz.
Aile, çocuğun gelişimine değişik boyutlardan bakabilmelidir. Çocuk, bedensel, bilişsel, motor, dil, duygusal, sosyal alanlarda gelişim gösterir. Her yaş döneminin kendine özgü özellikleri, sorunları vardır. Ev ortamında fazla uyaran ve aktivite olmadan kalan çocuklar, belki daha az hasta olmakta ama diğer gelişim alanları itibariyle düşünüldüğünde çok şey kaybetmekte ve hatta geleceklerinden vermektedirler. 0-6 yaş dönemi çocuğun en alıcı olduğu dönemdir. Yaşama dair birçok kavram bu dönemde öğrenilmektedir.
Çoklu zeka kuramı ile zekanın da çok yönlü ele alınması gerektiği düşünülmektedir. ınsan beyni, sözel-dilsel, mantıksal-matematiksel, görsel-uzamsal, müziksel-ritmik, içsel, kişiler arası, bedensel-kinestetik ve doğa zekası olarak sekiz alana bölünmektedir.
Geleneksel eğitim anlayışında zekanın daha çok sayısal ve sözel alanları dikkate alınmaktadır.
Zihinsel beslenme çok önemli
Bu durumda başka bir alanda başarı gösterebilecek çocuklar arada kaybolmakta veya dikkat dağınıklığı, aşırı hareketli vb. tanımlamalarla gerçekten başarı gösterebilecekleri alanlara yönlendirilememektedir.
Çocuğun fiziksel beslenmesi önemli olduğu kadar zihinsel beslenmesi de çok önemlidir. Okul öncesi eğitim kurumları, 0-6 yaş döneminde çocuğun zihinsel beslenmesini sağlayan en önemli faktörlerden biridir. Çocuk, sürekli gelişen ve değişen bir varlıktır ve öğrenme insan yaşamında doğumdan ölüme kadar sürer. Hatta öğrenme ana karnında başlar diyebiliriz.
Okul öncesi eğitim, öğrenme açlığı içinde doğan çocuğun gereksinimlerini karşılayabilecek kapsamlı ve planlı bir ortamı çocuğa sunar. Çocuk yaratıcı etkinlikleri kendi yaşıtlarıyla aynı ortamda bulabilir. Kalıcı ve yaşamının her safhasında kullanabileceği bilgileri öğrenir. Anne ile bağımlı bir ilişki sürdüren çocuk, bağımsız deneyimlerini okul öncesi eğitim kurumları ile yapar. Okul öncesi eğitim kurumları sadece bakım hizmeti veren kuruluşlar değildir. Çocuğun yaşama hazırlığı için ve ilkokul döneminde yaşanacak okul fobisi, dikkat dağınıklığı gibi problemlerin oluşmasını engelleyecek, bazı diğer problemlerde de erken tanı ile daha kolay baş edilmesini sağlayabilecek olanaklar, okul öncesi eğitimi ile sağlanır.
Ayrıca okul öncesi kurumlarında sürdürülen anne ve babalara yönelik eğitim çalışmaları da çocuk ile ilgili bilinmeyen birçok konuda ciddi ve profesyonel yardım olanağı sunar.
Çocukların sesine kulak verin
Çocuklarımızla ilgili yemek yeme, yatma zamanı, tuvalet eğitimi gibi birçok konuda sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Okul öncesi eğitim bu sorunların çözümünde etkilidir. Çocuk kendini ifade etmeyi, başkalarını anlamayı, kendi ihtiyaçlarını bağımsız olarak giderebilmeyi öğrenmekte ve yaşıtlarıyla birlikte zengin bir öğrenme ortamı bulmaktadır.
Çocuklarımızın sesine kulak verelim. Küçücük beyinler aslında bize gelecek için çok şey öğretiyor. Onların dünyalarına girerek birlikte yaratıyor ve birlikte öğreniyoruz. Öğrenme kavramını klasik öğretme kavramından ayırır ve öyle düşünür-sek, öğrenme hepimiz için gerçekten heyecan verici ve pırıltılı olur.
Bir bebeğin değişik bir nesne gördüğünde onu keşfetmek için heyecanla elini kolunu oynatması, coşkuyla bakmasını hatırlayın. Lütfen onların bu ilk yıllarında duyduğu öğrenme coşkusunu kırmayalım, onları önemseyelim ve en önemlisi ihtiyaç duydukları ‘koşulsuz’ sevgiyi verelim.”
Anne ve baba adaylarına özel Hamilelik Kampı
Bebeğinizi bekleme süreci genellikle çok büyük keyif aldığınız ancak zaman zaman da sizi kaygılandıran ve zorlayan bir dönemdir. Bu süreçte hamile annelere destek olmak; doğuma hazırlık, doğum esnasında bilinmesi gerekenleri paylaşabilmek amacıyla şimdi kendisini bilinmeyene karşı hazırlıklı hissetmek isteyecek tüm anneler, heyecanlı baba adayı eşleri ile birlikte Hamilelik Kampı’na davetliler. Şehrin karmaşasından uzakta sizinle birlikte aynı süreçleri yaşayan diğer anne ve baba adayları ile birlikte hem dinlence, hem de eğlenceli bir bilgi paylaşım dönemini farklı bir tatil ortamında yaşamanın keyfini çıkarmak istiyorsanız, Hamile Eğitmeni ve Doğum Hemşiresi Sevgi Üskül’ün hazırladığı bu kamp size göre. Detaylı bilgi için www.hamilekampi.com adresini ziyaret edebilirsiniz.
Diyarbakır şenleniyor
2 Nisan’da başlayan ve 28 Nisan tarihine dek Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nun ev sahipliğinde gerçekleştirilecek olan “7. Orhan Asena Yerli Oyunlar Tiyatro Festivali”ne, Diyarbakır’ın yanı sıra, Ankara, Van, Adana ve Sivas Devlet Tiyatroları sezonun en beğenilen oyunları ile katılıyor. Diyarbakır Devlet Tiyatrosu’nun en sevilen oyunlarını festival süresince kaçırmayın.
Kedilerin Kaybolma Mevsimi
Sevilen mizah ustası, karikatürcü, yazar Behiç Ak’ın Günışığı Kitaplığı için yarattığı üçüncü kitap “Kedilerin Kaybolma Mevsimi”. Sürprizlerle dolu bu neşeli öyküyü her yaştan okur çok sevecek. Kitabın konusu şöyle: Küçük Sevgi’nin onun gibi çekingen kedisi Titrek, tam 18 Haziran günü kayboluverdi. Üstelik, patavatsız Nazan Hanım’ın kedisi Arsız, soğuk bir insan olan Nurten Hanım’ın kedisi Buz, çevik Koşucu İbo’nun kedisi Kırlangıç, yavaşlığıyla tanınan Suat Bey’in kedisi Miskin’le mahalledeki birkaç kişinin kedisi daha aynı gün buhar olup uçmuştu sanki. Peki ama, sahiplerine benzeyen bunca kedi nereye gitmişti? Küçük Sevgi araştırmaya başladı...
Enfes yemekler yapın
Lezzetli yemek pişirmenin püf noktalarını eğlenceli kurslarla katılımcılarına sunan
Whirlpool Mutfak Sanatları Akademisi, baharı birbirinden eğlenceli kurslarla karşılıyor. WMSA’nın Nisan programında pasta süslemeden el yapımı pizza ve kişlere, ev yapımı çikolatalardan cheesecake’lere kadar pek çok kurs alternatifi bulunuyor.
Tel: (0212) 352 20 02
Çocukların gözdesi Mohini
Mohini Aile ve Çocuk Yaşam Merkezi’nde çocuklarınız her hafta sonu aktivitelerle eğlenecek. Minikler bir yandan atölye etkinliklerine katılırken bir yandan da oyun alanlarında eğlenceye doyacaklar. Sizler de çocuklarınızın eğlencelerine ortak olabilirsiniz. Adres: Tanburi Ali Efendi Sok. No: 15 Etiler
İngilizce eğitimi eğlenceye dönüşüyor
Dünyaca sevilen televizyon karakteri Pingu’nun ailesi ve arkadaşlarının günlük hayatta yaşadıklarını konu alan Pingu’s English yöntemiyle çocuklar, İngilizce öğrenirken aynı zamanda eğleniyorlar. Pingu’nun Güney Kutbu’nda yaşadığı maceralarla ailesi ve arkadaşlarıyla olan ilişkileri üzerine geliştirilen program, gerçek aile hayatını ve sosyal ilişkileri yansıtıyor. Pingu’s English Club: (0216) 478 51 53
Paylaş