Yyllardyr dikkatimi çeken ve dönem dönem sizlerle de payla?ty?ym bir konu var.
Devlet artyk bu i?e bir el atsyn, ciddi kararlar versin istiyorum. Herkes biliyor ki reklam yasa?y olan veya reklam uygulamalaryna synyrlamalar getirilen bazy sektörler var. Ylaç sektörü, hastaneler, alkollü içkiler bunlardan bazylary... Bu kurumlar net olarak ne ürün tanytabiliyor ne de reklam verebiliyorlar. Etik kurallar dahilinde ve halkyn algysyny olumsuz etkilemeyecek ?ekilde ancak kendilerini tanytabiliyorlar. Bana göre ciddi olarak ele alynmasy gereken bir sektör daha var. O da “e?itim sektörü”... Yani özel okullaryn kendilerini tanytmak için yaptyklaryny birilerinin kontrol etmesi, gerekirse uyaryda bulunmasy gerekiyor. Hatta ve hatta cezalar getirilmesi, synyrlamalar olmasy da lazym bana göre. Neden mi? Alyn size örnekler: Yakyn geçmi?te, çocuklaryn ve ailelerin dikkatini çekmek u?runa gerçek bir atyn bir aly?veri? merkezinde günlerce tutulmasyny gündeme getirmi?tim. ?imdi de ?u maddelere dikkat çekiyorum. Milli E?itim Bakanly?y ve Reklam Denetleme ile ilgili tüm kurumlar bence bu konuda acil harekete geçmeli ve ?u konulary tarty?ma gündemine almaly. * Televizyon dizileri... Televizyon dizilerine sözde gizli sponsor olan ve binalaryny çekim setlerine açan okullar... Sözde gizli diyorum; çünkü gerek çocuklaryn formalary gerekse arka planda yer alan logolarla isimlerini insanlaryn gözlerine sokuyorlar. * Aly?veri? merkezleri... Yo?unlu?un çok oldu?u aly?veri? merkezlerinde, sadece kayyt zamanlary de?il neredeyse tüm yyl boyunca “bir çocuk kulübüyüz” havasyyla tanytym yapan, promosyon da?ytan ve bu sayede de data toplayan okullar... Neden bunlara dikkat çekiyorum diye merak edenlere de açyklayayym: E?itimin çok ciddi bir konu oldu?unu ve özellikle okul seçimi kararynyn ailelerin vermesi gereken en önemli kararlardan biri oldu?unu dü?ünüyorum. Bir çocu?u ve bir aileyi, herhangi bir aly?veri? merkezinde verilen hediyeler ve dikkat çekici uygulamalar, defileler, yary?malar ile tavlamaya çaly?manyn, hem o aileye hem de ülkemizin e?itim sistemine ve di?er okullara son derece büyük bir hakaret oldu?unu dü?ünüyorum. Kaldy ki okul seçimini bu tür oyunlara gelerek yapan aileleri dü?ündükçe endi?elerim artyyor. Tüm bunlary Milli E?itim Bakanly?y’nyn yakyndan takip etmesini, bu konu için bir kurul olu?turulmasyny istiyorum. Gönüllü isterlerse ben varym, olacak her türlü organizasyona seve seve katylyrym. Yyi hafta sonlary dilerim...
Şimşek Hırsızı
New York Times tarafından 2005 yılının en iyi kitabı ödülünü kazanıp satış rekorları kıran ve buraya sığdıramadığımız daha pek çok ödüle doyamayan Percy Jackson ve Olimposlular serisinin ilk kitabı “Şimşek Hırsızı”, Türk okurlarıyla buluşuyor. Bir gün birisi çıkıp size Antik Yunan tanrılarının hâlâ hayatta olduklarını söylese ne yapardınız? Ya - ya da babanızın bu tanrılardan biri olduğunu öğrenseniz? Olağanüstü güçlere sahip olduğunuzun farkına varsanız? Ama bir yandan da peşinize mitolojik efsanelerdeki canavarlar düşse? Ne yapardınız? Percy’nin yaptığını?
Okul çağındaki çocuğunuzun beslenmesi
Okul çağındaki çocuğunuzun beslenmesini asla ihmal etmemeli ve düzenli bir rutin oluşturmalısınız. Konu hakkında Diyetisyen Nilay Topçam Zihnioğlu, “Çocuklukta pek çok besin öğesine olan gereksinim, hızlı büyüme nedeni ile yaşamın diğer dönemlerine göre daha fazladır. Bu dönemde, iyi beslenme alışkanlığı kazanmak ve besin öğeleri yönünden dengeli bir beslenme programı uygulamak önemlidir çünkü sağlıklı beslenme ilerleyen yaşlarda sağlığın korunmasında sağlam bir temel oluşturmaktadır. Okulda öğretmenlerin, evde ailenin çocuğa beslenme eğitimi vermesi gerekir” diyor.
Yeterli ve dengeli beslenebilmek için günlük alınan enerji, protein ve minerallerin bütün öğünlere dengeli bir şekilde dağıtılması gerekiyor. Bu yaş grubu çocukların oldukça aktif oldukları ve gelişimlerinin en yüksek düzeyde seyrettiği düşünülerek gereksinimleri karşılayacak hem besleyici değeri yüksek hem de çocukların severek tüketebileceği gıdalarla beslenmesi gerekir. Bu dönemde, iyi beslenme alışkanlığı kazanmak ve besin öğeleri yönünden dengeli bir beslenme programı uygulamak çok önemlidir. Her yaşta olduğu gibi her öğün kendi içerisinde yeterli miktarlarda karbonhidrat, protein ve yağ içermelidir. Mutlaka kahvaltı arkasına ara öğün, öğle yemeği, bunu takip eden 1 veya 2 küçük ara öğün ve akşam yemeği okul çocuğunun gereksinimlerini karşılayacak yemek sistemidir. Özellikle çocukların ana öğünlerde temel besin gruplarında olan et/tavuk/balık grubu, süt/yoğurt grubu, sebze-meyve grubu ve tahıl grubu ihtiyacına uygun olarak mutlaka yer almalıdır. Oldukça önemli kalsiyum kaynakları olan süt ve yoğurt hem ana öğünlerde hem de ara öğünlerde çocuklara tükettirilmelidir. Özel günlerde çocukların beslenmesinde belirgin değişiklikler yaşanıyorsa örneğin asitli içecekler veya yağ ve şeker oranı yüksek besinler aşırı tüketiliyorsa mide ve bağırsak problemleri ortaya çıkabiliyor. Bu yüzden özel günlerde sorun yaşamamak için çocukların yemek saati ve düzenlerinin çok değiştirilmemesi uygun olacaktır ancak sofrada bulunanların içeriği normalde çocuğun beslenme alışkanlıklarından çok farklı değil ise her şeyden azar azar tüketmesinde bir sakınca olmaz. Gıdalardaki katkı maddeleri denince, kendileri gıda maddesi olmadıkları halde gıdaların kalitesini artırmak, kıvamını tutturmak, tadını ve rengini vermek, yapısını düzeltmek gibi işlevleri yanında onların hazırlanması sırasında da kolaylık ve iyileştirme sağlayan, bu aşamadan sonra ise bozulmalarına engel olup tezgâh ömürlerini uzatmak gibi birtakım teknolojik fonksiyonları olan maddeler anlaşılır. Gıda katkı maddelerinden bazıları: Koruyucular, tatlandırıcılar, renklendiriciler, emülgatörler, asitliği düzenleyiciler, aroma arttırıcılar, hacim arttırıcılar, kıvam artırıcılar, modifiye nişastalar, nem tutuculardır. GIDA ZİHİN İLİŞKİSİ Yapılan araştırmalar, katkı maddelerinin zekâ geriliği, hiperaktivite, astım, dikkat bozukluğu ve obezite gibi pek çok hastalığa da sebep olabileceğini ortaya koyuyor. Ayrıca çocuklarda davranış bozuklukları, dikkat dağınıklığı, engellemelere karşı tahammülsüzlük, ters mizaçlılık, duygu patlaması, saldırganlık, uyum güçlüğü, duygu oynaklığı, bunalma-kaygı, fevri davranış, dikkat zaafı, algılama ve öğrenme kabiliyeti eksikliği gibi sorunlara da yol açabileceği belirtilmektedir. Günümüz koşullarında, iş yaşantısının hızlı temposu öğün hazırlıklarının kısa süreli ve pratik olması dolayısıyla, beslenme alışkanlıklarının değişmesi, gıda katkı maddeleri içeren işlenmiş gıdaların kullanımının artmasını beraberinde getirmektedir. Çalışmalar gösteriyor ki, kontrolsüz gıda katkıları kullanımının artmasıyla, insanların yaşadığı ruhsal ve zihinsel karmaşa, depresyon, agresiflik, öğrenme zorlukları, şiddet eğilimi ve çocuklardaki hiperaktivite arasında doğru orantı olduğu yönünde çeşitli bulgular bulunmaktadır. İngiltere’de yapılan bir araştırmada, gıdalara katılan koruyucu ve renklendiricilerin çocuklarda hiperaktivite seviyesini yükselttiği belirlenmiştir. Southhampton Üniversitesi’nde yapılan ve prestijli tıp dergisi TheLancet’te yayımlanan araştırmada, bilimadamları, bir grup çocuğun bir bölümüne gıdalarda bulunan koruyucu ve katkı maddelerinden hazırlanmış bir kokteyl, bir bölümüne de sadece meyve suyu vererek, çocukların davranışlarını gözlemlediler. İngiliz Gıda Güvenliği Ajansı “Food Standards Agency” yönetiminde yapılan araştırmayı yürüten bilimadamlarına göre, elde edilen sonuçlar, daha önce dikkat toplama bozukluğu olan hiperaktivite rahatsızlığı (ADHD) bulunan çocuklar üzerinde yürütülen çalışmaların sonuçlarını doğruluyor. Araştırmanın başındaki Profesör Jim Stevenson ve meslektaşları, koruyucu ve katkı maddelerinin 3 ve 8-9 yaşları arasındaki çocukların hiperaktif davranışları üzerinde olumsuz etkisi bulunduğunu saptadıklarını belirterek, “Bulgular, bu maddelerin sadece ADHD rahatsızlığı bulunan çocuklar üzerinde değil, tüm çocukların davranışları üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini gösteriyor” diye konuştular. Bu bakımdan koruyucu ve renklendirici madde içeren ürünler bilinçli tüketilmeli, kullanımın sıklığına dikkat edilmelidir.
Bu Can Benim Kime Ne
Bir tarafta Hipokrat yemini etmiş ve ne pahasına olursa olsun hastasını yaşatmak için çaba sarf eden bir doktor, diğer tarafta geçirdiği trafik kazası sonucu vücudu felç olan ve hayatını sona erdirmek isteyen bir heykeltıraş. Hayatla ölümün eşdeğerde olduğu noktada yaşam hakkı bireyin elinde midir? Bursa Devlet Tiyatrosu
Denizkızı ve Korsanlar
Denizkızı Gemisi’yle Köpekbalıkları Gemisi’nin amacı aynıdır: “İhtiyacın olan her şey hazinesi”ne ulaşmak. Köpekbalıkları Gemisi’nin kaptanı Pospos ve Büyücü Lulu’nun istekleri Denizkızı Tamara’yı yakalayarak kalbindeki inciye sahip olmaktır. Kaptan Bubu’nun gemisinde yer alan sevimli korsanlar ise hazineye doğru yol almaktadırlar. Bakırköy Belediyesi Tiyatrosu.
Yeani yılın ilk kahvaltısı için
Yeni yılın ilk hafta sonu sabahında, özenle hazırlanmış bahçelerin renkli ferahlığında yaşayabilmeniz için üç özel Tribeca adresi var: Akatlar, Nişantaşı ve Yeniköy? Bu üç özel adreste mis kokulu çaylar ve kahveler eşliğinde, kıtır pizzalar, tatlılar, ödüllü Risottosu ve zengin mönüsüyle tüm ailenin damak zevkine uygun alternatifler sunuluyor. Şimdiden afiyet olsun.
Kendi şarkınızı yaratmak ister misiniz
BBC’de yayınlanan ve çocuklar için oldukça eğitsel bir program olan “Carrie& David’s Popshop” şimdi de albüm olarak piyasada. Programda kelimeleri, enstrümanları ve doğru ritmi bir araya getirerek nasıl bir şarkı yaratılacağını öğreten Carrie ve David, bu şarkıları yorumluyor ve izleyiciler de onlara eşlik ediyor.