Hangisini seçerdiniz

Ben Affleck’in yönettiği, hatta kardeşi Casey’ye başrol verdiği, Morgan Freeman, Ed Harris gibi büyük oyuncuların da kadroda olduğu, çocuklarla ilgili bir film izledim.

Film boyunca kaybolan bir kız çocuğunun artık bulunmasını diliyorsunuz. Olayları anlamaya çalışıyorsunuz. Ben olsaydım diye kendinize soruyorsunuz. Kim suçlu, kim değil diye tahminler yürütmeye çalışıyorsunuz. En sonunda kız ortaya çıkıyor ve bir şok daha yaşıyorsunuz. Ve ondan sonra kendinize sorduğunuz soru şu oluyor:

Bir çocuk uyuşturucu, fuhuş, hırsızlık gibi bir sürü sorunu ve kişisel problemleri olan bir anne ile mi yaşamalı?

Yoksa...

Bir çocuk ona huzurlu bir aile ortamı sunabilen, onu seven ve önemseyen, sağlıklı ve parlak bir gelecek planlayan, tüm bunlarla birlikte güvenlik sağlayabilen bir aile ile mi yaşamalı?

Bu soruyu kendinize ve izlediğiniz insanlara sormanızı sağlayarak dengelerinizi alt üst ediyor film. Aniden.

Kardeşim "Çocuğun yeri annesinin yanıdır abla, inanamıyorum sana" diye bana kızarken, sevgilim bile "Bu durum karışık biraz Pınar, ama tabii annesinin yanında olabilir, adam haklı" diye politik davranıyor. Benim fikrim ise net bir şekilde ortada. Çocuğunu evde, sağdan soldan topladığı insanlara bırakıp da kendini sokaklara, barlara, uyuşturucuya atan bir annenin kesinlikle doğru seçenek olmadığını düşünüyorum.

Doğurmanın değil büyütüp bakmanın, çocukları sevmenin, kendilerine bakamayacak kadar minik bu insanları en özenli şekilde korumanın annelik olduğuna inanıyorum. Anneliğin biyolojik kısmının sadece bir detay olduğuna ve işin vicdan kısmının çok daha önemli olduğuna eminim. Kendileri doğurmadıkları halde evlat edindikleri çocuklara, doğuran ama öz çocuğuna doğru dürüst bakmayan insanlardan daha iyi bakan, onları uğruna canlarını verebilecek kadar çok seven anne-babalar tanıyorum. Tüm bunları bir teraziye koyduğumda ise "Çocuğun yanı annenin yanıdır" sözünün her zaman için doğru olmadığını düşünüyorum.

Bir çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının, annesinin yanında olmasından çok daha önemli olduğunu düşünüyorum.

Filmin sonlarına doğru gördüğüm bir sahneyi izlerken ise 6 yaşında bir erkek çocuk annesi olarak son hatırladığım şu: Ayağa kalkmışım, ellerim kafamda, kalbim gümbür gümbür çarpıyor ve korkunç bir tempoda sesli şekilde nefes alıyorum.

Zaman zaman konuşuyoruz, geçiyoruz. Her olay gibi unutuluyor, ülkemizde kimse bu konuda doğru dürüst bir yapılanmaya yönelmiyor.

Maalesef, olayın ne derece üzücü olduğunu ve bir şeyler yapmamız gerektiğini de bizlere bu konulara dikkat çeken filmler hatırlatıyor.

Çocuğun sosyal gelişimi

Sosyal gelişim, çocuğun diğer gelişim basamakları kadar değerlidir. Pedagog Güzide Soyak "Bireyin yaşamında giderek önem kazanacak ’uyum sağlama’ becerisi, çocukluk çağında ve sosyal gelişim süreci içerisinde kazanılır. Çocuğun sosyal davranışları, yoğun etkileşim içinde olduğu ailesi ve arkadaşlarının gösterdiği geri bildirimlerle anlaşılır" diyor.

Çocuk, akranları ile kurduğu ilişkiler içerisinde rekabet etmeyi, kaygı yaratan durumlarla baş etmeyi öğrenir. Sosyal becerilerinin gelişebilmesi için bu tür ilişkilere ihtiyacı olur. Kendilerinden daha büyük ya da küçük kişileri tercih eden çocukların, sosyal ilişki kurma ve sürdürme ile ilgili sıkıntıları olduğunu düşünebilirsiniz. Yaşından daha büyük kişilerle ilişki kurması, ihtiyaçlarının anlaşılmasını ve ilişkinin kolaylaşmasını sağlar. Kendi yaşından küçüklerle ilişki kurmayı tercih eden çocukların ise oyunları kontrol etme eğiliminin yoğun olduğu gözlenir.

Sosyal becerilerin gelişmesinde önemli noktalar

Birey, ilk bebeklik döneminde annesinin yardımı ile dış dünyayı tanıyor. İhtiyaçlarının anlaşıldığını ve karşılandığını fark eden bebek, annesi ile güven bağını da oluşturmaya başlıyor. Bu bağ, onun bilişsel gelişimini olduğu kadar, duygusal ve sosyal gelişimini de etkiliyor. Bebek ile göz teması kurmak, konuşmak, dokunmak zamanında ve doğru rahatlatabilmek, duygusal ya da sosyal ilişki kurabilme becerilerinin gelişmesine yardımcı oluyor.

Çocukların sosyal ilişki kurabilme becerileri ise aile içindeki bireyleri örnek alarak gelişiyor. İlk çocukluk döneminin en güçlü öğrenme şekli olan taklit etme, sosyalleşmede daha da önem kazanıyor. Çocuğun işbirliği yapması, onunla kuracağınız olumlu ve yakın ilişki ile gerçekleşebiliyor.

Yapmanız gerekenler

İletişimi başlatma ve sürdürme ile ilgili onu cesaretlendirmelisiniz.

Teşekkür etmek, özür dilemek, "lütfen" demek gibi uygun davranışları göstermelisiniz.

Örnek olup, başkalarının haklarına saygı göstermenin ne demek olduğunu bilmesini sağlamalısınız.

Olumlu sosyal davranışlarını övmeli ve pekiştirmesi için ona destek olmalısınız.

Paylaşmayı, başkalarının ihtiyaçlarına ilgi göstermeyi ve işbirliği yapabilmeyi öğrenmesini sağlamalısınız.

Olumsuz durumlarda kızgınlıkla başa çıkabilmeyi bilmesini sağlamalısınız.

Öğrenmesini istediğiniz sosyal beceriyi kazanırken model alacağı durum veya kişilerin, sevilen figürler olmasına dikkat etmelisiniz.

Minik İzci Gezegeni

Uzayla ilgili projeler hazırlayarak uzay rozeti alacak Minik İzciler’den en iyi projeyi yapan, yazın ülke çapında düzenlenecek büyük Uzay Kampı’na katılma hakkını da kazanacak... Çocuğunuz, çılgın ve komik maceralar yaşayan Minik İzciler sayesinde uzay yolculuğuna çıkacak. İsterseniz onunla beraber siz de bu yolculuğa katılın.

Günışığı yayınları / Yazan: Judy Delton


Cinecity Çocuk Sineması

Cinecity Sinemaları’nda 4 Temmuz günü Kung Fu Panda filmi vizyona giriyor. Film küçük çocuklara da hitap edebilmesi amacıyla Türkçe dublajlı olarak gösteriliyor. Çocuklar bu filmde çok eğlenecekler. Keyifli seyirler...

Ayrıntılı bilgi için: (216) 315 10 10

Masmavi bir deniz ve yemyeşil doğa

Bodrum Yarımadası Hebil koyunda bulunan Terassu Hotel, Ege denizinin mavisi ile bütünleşen odalarında ev sıcaklığını yaşatıyor. Terassu Hotel 2 bin 500 metrekare özel sahili, deniz içi özel güneşlenme terası, sahildeki özel plaj ve cafe’si, spa-spor ve fitness bölümü ile sizlere özel ve unutulmaz bir tatil sunuyor. Rahatınız için her türlü detayın düşünüldüğü otelin tüm odalarında, her türlü konfor hizmetinize sunuluyor. Burası tatil kaçamağı için oldukça iyi bir yer gibi duruyor. Ne dersiniz?

Rock Sınıfı

Müziğin içine bir doz matematik, bir doz coğrafya, biraz tarih, biraz da sosyal bilgiler eklendi. Üzerine kelimeler, kavramlar, oyun, keyif ve biraz da ritim kondu. Rock Sınıfı, dinleyen herkesi ama özellikle de çocukları eğlendirmek istiyor. Çocukları oynarken, dans ederken görmeyi arzuluyorlar. Tek hedef; Rock Sınıfı’nı görüp, dinleyip eğlenmeyen çocuk kalmaması! Elbette anneler, babalar, teyzeler, amcalar, halalar, dayılar da bu eğlenceye dahil olmalı. Aylin Aslım, Nejat Yavaşoğulları, Özge Fışkın, Tolga Futacı, Can Karadoğan, Cenk Yüksel, Tuğçe Özkara, Replikas ve Cahit Berkay’ın katkılarıyla hazırlanan bu öğretici proje, bir müzik albümü ve animatik filmlerden oluşuyor. Taxim Edition
Yazarın Tüm Yazıları