ıkinci bebeğini bekleyen bir anne adayı olarak, hamilelikle birlikte son derece taktım bazı konulara...
Berent’e hamile olduğumda “Cinsiyet belli mi?” diye soran herkes, erkek olduğunu öğrendiğinde aşağı yukarı benzer tepkiler verirdi. Bu tepkiler genelde şöyle olurdu: “Ahhh ne güzel, erkek”, “Vaaay, erkek anası olacak”, “Hımm, bir erkek ha, ne güzel”, “Dik dur be kızım, oğlun oluyor, herkese nasip olmaz”, “Haaa, ondan güzelleştin sen böyle kilo almana rağmen” vb... Genelde erkek annesi olmayı da erkek doğurmayı da marifet sayan yorumlar yani... Bir de tüm bu yorumlarda insanı baskı altına alan gizli bir durum vardı. “Sen artık bir erkek anasısın, güçlü olmalısın”, “Erkek annesi şöyle ağa gibi olur, dimdik durur” tarzında, dile getirilmeyen ama kadına ne kadar şanslı olduğunu ima eden, aynı zamanda artık ona Zeyna gibi güçlü durması gerektiğini hatırlatmaya yönelik yorumları kastediyorum! Bu toplumsal tavır, erkek çocukları da etkiliyor doğal olarak. “Erkek adam ağlamaz”, “Erkekler güçlü olur”, “Erkek adam bebeklerle oynamaz” tarzında cinsiyet ayrımları, farkında olmadan yapılan dayatmalardır. Pardon ama, erkek adam nasıl ağlamaz ya? Aşık olup ağlayan, duygulanıp ağlayan, sevinç gözyaşı dökebilen bir erkekten daha romantik bir şey düşünemiyorum ben. ışte bu hata yüzünden dünyanın en güzel şeyi olan “Seviyorum” demeyi beceremeyen, özgüvensiz erkeklerle dolu ortalık. Genelleme yapmıyorum ama toplumun annelere, annelerin erkek çocuklara yaptıkları yüzünden sevgilisine duygularını anlatamayan, söyleyeceği güzel şeyleri içine atmak pahasına elindekileri kaybeden erkekler var. Tüm bunlar kadın hamileyken yapılan o yorumlardan başlıyor işte... Kadına, “Sen önceden çirkindin, erkek bebek beklerken güzelleştin, iyi görünüyorsun” demek, bu mesajı vermek niye? Gelelim şimdiki duruma... Bir kız bebek bekliyoruz biz sevinçle ve heyecanla. şimdi ise bana cinsiyet soran herkes şu tepkileri veriyor: “Ayyyy ne güzel”, “Çok şeker bir prenses geliyor”, “Süslü bir kızın olacak annesi”, “Aman Allah’ım, sana arkadaş olacak”, “Hııı ondan bu kadar yüzün gözün attı, şiştin”, “Cildin ondan bozuldu demek, kız bebek anneyi çirkinleştirir ya, ama olsun kızın güzel olacak demektir bu”... Ne demek şimdi yani bu? Kız bebek bekliyorum diye çirkinleşmek zorunda mıyım? Aksine. Kendimi hayatımda hiç hissetmediğim kadar iyi, seksi ve mutlu hissediyorum. En hassas dönemini yaşayan, içinde bir can taşıyan anne adaylarının çevresinde olanlara bu bölüm: “Onore edin onları. Destek olun. Dünyaya bir hayat getirecek olan kadına, anlamını bilmediğiniz öylesine sözler söylemeyin. Tek dileği var onların, o da sağlıkla bu dönemi atlatmak, nur topu gibi bir evlat dünyaya getirmek. Önemli olan erkek veya kız doğurmak değil. Önemli olan bir insan yetiştirmek...” Erkeklerin de kadınların da doğuştan eziyeti bu toplumsal baskı. Değişmek elimizde ama kimse istemiyor ne yazık ki işte... Not: Bu yazı hamilelik gerginliği ile yazılmadı. www.hamileyiz.biz sitemizde binlerce hamilenin ortak görüşüdür. Heyecanımızı anlamayanlara, hamilelerden uzak durmalarını tavsiye ediyorum.
Bebeğiniz rahat uyusun
Çocukların gelişimi için yeterli uyku düzeninin sağlanması şart... Çünkü büyüme hormonlarının salgılandığı bu evrede yorgunluk atılarak vücut dinleniyor, yapı taşı proteinler oluşturuluyor. Pediatri bölümünden Dr. Gülsemin Güloğlu, çocukların huzurlu bir uyku geçirmesi için yapılması gerekenler hakkında önemli bilgiler verdi.
Uyku, çocuğun temel ihtiyaçlarından biridir. Büyüme hormonları uyku sırasında salgılanır. Uyku aynı zamanda karmaşık bir beyin işlevidir. Üç dönemden oluşur: Uykuya dalma, rüyasız uyku dönemi ve rüyalı uyku dönemi... ılk dönemde çevre ile ilgi azalır. Rüyasız uyku döneminde fiziksel yorgunluk atılarak beden dinlenir, büyüme hormonu bu dönemde salgılanır ve yapı taşı proteinler oluşturulur. Rüyalı uyku döneminde ise göz kapaklarında ve gözlerde hareketler görülür. Bu dönem, yenidoğanın uykusunun yarısını, bir yaşından itibaren de yaklaşık beşte birini oluşturur. ? Yeni doğan bebekler ortalama ne kadar uyur Yenidoğan bebekler günde ortalama 16-17 saat, ancak aralıklarla uyur. Bir kerede kesintisiz olarak ancak 1-2 saat uyurlar. Çocuk büyüdükçe uyku ihtiyacı azalır, okul öncesi dönemde 10-12 saat uyku ve 1 saatlik gündüz uykusu yeterli olur. ? Bebeklerin uyku düzeni nasıl sağlanır Uyku düzeni kazandırmak için ilk aylar erken olur. Özellikle ilk ayda bebek ağlayarak emme ihtiyacını belirtecek, ayrıca kendini güvende ve rahat hissetmesi için de kucağınıza almanız gerekecektir. Özellikle meme emen bebekler, biberonla beslenenlere göre daha sık beslenme ihtiyacı duyar ve daha sık uyanırlar. ? Bebeğin kendi kendine uyuması amacıyla ağlamasına göz yummak doğru mudur ılk 2-3 ayı geçirdikten sonra bebeğin kendiliğinden uykuya dalmasını sağlamak için ağlamasına göz yummak zamanla işe yarayabilir, ancak bu konuda ne kadar sabırlı ve kararlı olabileceğiniz önemlidir. Böyle bir şeye karar verdiğinizde, yola aynı kararlılıkla devam etmelisiniz. Eğer bunu başaramayacağınızı düşünüyorsanız, sistematik uyandırma adı verilen bir program uygulayabilirsiniz. Bunun için bir hafta boyunca bebeğin uyandığı saatleri kaydedin ve yarım saat öncesinde bebeği uyandırıp, bakımlarını yaptıktan sonra tekrar uyutmaya çalışın ve aralardaki süreyi giderek artırın. Bu arada bütün bebeklerin farklı olduğunu ve bebeğiniz için en iyi yöntemi deneyerek saptayabileceğinizi unutmayın. ? Bu aylarda sağlıklı uyku alışkanlıkları edinmesini nasıl sağlayabiliriz ılk ayları atlattıktan sonra uyku düzeni için yapılabilecekleri şöyle sıralayabiliriz: - Bebeğiniz uykuya dalmadan önce sessiz bir dönem geçirmesini sağlayın. - Işıkları azaltma, sakin bir müzik dinletme, banyo yaptırma gibi bir rutin geliştirmeye çalışın. Bunların düzenli yapılması bebeğinize uyku saatinin geldiğini hissettirecektir. ? Bez değişimi önemli Bebeğinizin altının temiz ve kuru olduğuna emin olmalısınız. Altı kuru ve temiz olan bebekler, rahat ve huzurlu bir uyku uyuyabilirler ancak... Bunun için bebeğiniz uykuya hazırlanırken, mutlaka altını kontrol etmeli ve gerekirse değiştirmelisiniz. Sağlıklı bir uykunun temel şartlarından biri, bebek bezinin sağlıklı ve hijyenik olmasıdır.
4 Aktör Ressam Rolünde
Tiyatro ve sinema dünyasının usta oyuncuları, 47 yıllık dostlar, Mustafa Alabora, Müjdat Gezen, Yaman Tüzcet ve rahmetli Savaş Dinçel, “4 Aktör Ressam Rolünde” adlı sergiyle hem resimlerini hem de örnek dostluklarını sergiliyorlar. Farklı ebatlarda, akrilik veya yağlıboya tablolardan oluşan sergide, sanatçıların ağırlıklı olarak soyut çalışmaları yer alıyor. 9 şubat’ta Galeri Işık Teşvikiye’de açılan sergi, 7 Mart akşamına kadar ziyaret edilebilir. Tel: (212) 233 12 03 Adres: Teşvikiye Cad. No: 152 Nişantaşı/ıstanbul
Karagöz Palas
Akbank Karagöz ve Kukla Tiyatrosu, şubat ayı boyunca her cumartesi, yeni oyunu “Karagöz Palas”ı Beyoğlu Akbank Sanat’ta sahneliyor. Çocuklar için eğlenceli bir alternatif olan bu yeni oyunda Hacivat, işsiz olan Karagöz’e bir otelde iş bulur. Okuyup meslek sahibi olmanın önemine değinen oyun, renkli karakterleriyle, danslarıyla büyülüyor ve sadece çocuklara değil 7’den 70’e herkese hitap ediyor.
Haydi mutfağa
Chef’s ıstanbul Mutfak Atölyesi’nde, belirlenen saatlerde pasta ve el yapımı çikolata, ekmek yapımı, sushi, makarna ve meze kursları veriliyor. Çocuklarınızın eğlenerek vakit geçireceği ve yeni bilgiler öğreneceği bu kurs ile ona hoş vakitler yaratma fırsatı sunabilirsiniz. Tel: (212) 244 76 92
Çocuklar için fitness
My Gym, 6 hafta-13 yaş arası çocuklarınızın fiziksel becerilerini ve özgüvenlerini geliştirirken, oyun, spor aktiviteleri, jimnastik, kuklalar, dans, müzik ve fitness’ı da eğlenceye dönüştürüyor. Çocuğunuz neşe ile oynarken sağlıklı yaşam için spor alışkanlığı da edinebiliyor. Tel: (212) 262 82 47 Adres: Adnan Kahveci Cad. No: 39 Ferahevler-Tarabya/ıstanbul
“Küçük Prens” sahnede
Hemen herkesin bildiği, okumamış olsa bile adını mutlaka duyduğu bir çocuk romanıdır “Küçük Prens”... Eskişehir Büyükşehir Belediyesi şehir Tiyatroları, Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilecek olan bir projeye imza atıyor ve işte bu unutulmaz eseri oyunlaştırarak çocuklara armağan ediyor. Tel: (222) 330 45 00