Sınırları olmayan bir dünyada yaşamak, kendinizi hayaller ülkesinde bir prens veya prenses gibi hissetmek istemez misiniz?
Bunu başaran çocuklarımızın yaşadığı o özel dünyada mutlaka bize de yer ayırmaları için onlara katılmaya ne dersiniz? Mimar Selim Yuhay, çocukların hayallerini odalarına nasıl yansıtacaklarını anlatıyor.
Çocuğunuzu karşınıza alıp, ona hayallerini sorun. Bir dekorasyon projesi hazırlar gibi, odasında görmek istediği hayal kahramanlarını ve onların yaşamak istedikleri hayal gezegenini kağıt üzerine fotoğraflarını yapıştırarak, kısmen de resimlerini çizerek hazırlayın. ışte şimdi çocuğunuzla beraber, onların dünyasına girmeye hak kazandığınızı söyleyebiliriz.
Gelelim o hayal dünyasının nasıl yaratılacağına... Öncelikle odanızın ölçülerine uyum gösterecek, kullanım için işlevselliği fazla olan ama en önemlisi de imal edildiği malzemelerin sağlığınıza zarar vermeyen hammaddelerden üretilmiş olması gerekmektedir. Bu nedenle firmalardan mobilyanızı seçerken ölçü kağıtlarınızı, hayallerinizi ve üretici firmaya hammaddelerin içeriklerini soracağınız not kağıtlarınızı almayı unutmayın.
Gemi şeklindeki yatağınızı aldınız, sıra geldi duvarlara... Odaya derinlik verecek duvar kağıdını da seçtiniz. Aydınlatma için geceleyin ay şeklinde, gündüz kullanırken güneş şeklinde olacak olan bir armatür de buldunuz. Böylece geldik halımıza... Onu da konseptimize uyması için deniz etkisini verecek mavilikte anti alerjik malzemeden üretilmiş olanından seçtik. Perdemiz belki de geminin yelkeni gibi toplanıp açılmalı.
BÜTÇE YOKSA NE YAPMALI
Bu fikirleri çoğaltmanız, mağazaları gezerek bu ürünleri bulmanız kolay, peki ya bunlar için bütçeniz yoksa ne yapmalı? Merak etmeyin, çözümü çok kolay. Örneğin mevcut yatağınızın ön cephesine marangozdan mdf pano üzerine çizdirip kestireceğiniz gemi şablonu vidalarla yatağınıza monte ettikten sonra güzelce üzerini boyayın. Duvarınıza tıpkı bir tiyatro sahnesi hazırlar gibi bir manzara belki de sadece bulutlu bir gökyüzü resmi çizin.
Mevcut aydınlatma armatürünüzün üzerine pleksiden farklı renklerde kestireceğiniz ay dedenizi ve güneşinizi monte edin. Bu arada odanın aydınlatması mutlaka sarı ışık veren enerji tasarruflu ampulle sağlamayı unutmayın. Perdenizi toz tutmayan kumaştan seçin. Üzerine elle korsan veya çocuğunuzun ismini işleyip bir boruya sararak denizci ipini de köşesine ekledikten sonra artık bırakın kendinizi engin denizlere...
Çocuklarınıza araştırmacı ruhunu kazandırmak için mobilyalarını mutlaka çok çekmeceli olan modellerden seçmeye dikkat edin. Ancak bu çekmecelerin oyun zamanlarında merdiven olarak kullanılacağını hatırlatmak isterim. Bu nedenle mobilyalarınızın sağlamlığını da almadan veya yaptırmadan önce mutlaka test edin.
Anne kurt
“Bir kadın ikinci kez anne olduğunda olan hep ikinci bebeklere oluyor” derlerdi de inanmazdım. Doğruymuş... “ıkinci çocuklar hep kendi kendilerine büyüyorlar, bu yüzden de daha özgüvenli oluyorlar” derlerdi de inanmazdım. Özgüven kısmını henüz bilmiyorum ama içimden geldiği gibi minik bebeğim ile ilgilenemiyorum, bu doğru. Kendi kendine büyüyor demesem de, Emo ile ilgilendiğim kadar detaylı ve üzerine sapıkça yapışmış olmadığım gerçek...
Benim doktorum Rıza Madazlı, doğum sonrası ilk kontrol sırasında şöyle demişti; “Siz bunu bırakın, bu zaten büyür, abiyle ilgilenin.” Haklıydı...
Emre’nin doktoru Meral Saraçel, doğum sonrası Kaila’yı kontrole götürdüğümüzde “Abimiz iyi şu anda, önemli olan o” dedi. O da haklıydı...
Eve döndüğümün beşinci günü ısmail Acar’ın resim dersi için Mohini’ye gitmesi gereken Emo ile birlikte yola koyulup da kanama geçirip eve döndükten sonra lohusalık halinin içinde olduğumu kabul ettim.
Ancak içim kan ağladı, halen ağlıyor da.
Neden derseniz...
İkinci kez anne olunca, otomatik olarak ilk çocuğa ayırdığınız zamanı onun elinden tek hamlede çalıyorsunuz.
Öyle bir an geliyor ki, ne açıklamaya ne de anlamak için istediği zamana tahammülünüz oluyor.
Çünkü siz doğuma girdiğiniz anda minicik olan bebeğinizi çıktığınız anda bir dev gibi görüyorsunuz. Ki Kaila’yı kucağıma aldıktan sonra Emre’yi gördüğüm ilk anda “Anneciğim senin ellerin ne büyükmüş, kafan ne büyükmüş, boyun ne uzunmuş” gibi saçmaladığımdan “Anne ya, Kırmızı Başlıklı Kız masalındaki kurt gibi konuşuyorsun, delirdin mi ne?” demişti çocuk gülerek.
Kısaca o an başlıyor artık ilk çocuğunuza “sen büyüksün” deme ve zamanını çalmaya başlama hareketi. Ne kadar yapmam deseniz de yapıyorsunuz, istemeden oluyor. Ama sonra içiniz kanıyor, resmen acıyorsunuz.
Ortasını bulmaya çalıştıkça sorun çözülüyor ama annelerini ve küçücük hayatlarındaki her şeyi kardeşleri ile paylaşmak zorunda kalan hep ilk çocuklar oluyor. ıkincilere bir şey olduğu yok, onlar zaten abi ve ablalarının olduğu yerlere geliyor, daima kalabalıkta keyif içinde kendiliğinden büyüyorlar.
Olan bu arada anneye oluyor. Ağlıyor, zırlıyor. Bir birine, bir diğerine, bir de felaket haberlerine bakıp “ahhhh” çekiyor.
Aklımdan da selden kaçarken çocuğunu kucağına almış, ona sıkı sıkı sarılmış bir otobüsün üstünde kurtarılmayı bekleyen anne çıkmıyor...
Adile Teyze Kuzucuklarıyla Hepimizin unutulmaz teyzesi Adile Naşit, masallarıyla bizi uyutalı uzun yıllar oluyor. şimdi sıra çocuklarımızda. O sevgi dolu sesi, eşsiz gülüşü ve efsane masallarıyla uyku zamanlarında çocuklara eşlik edecek olan “Adile Teyze Kuzucuklarıyla” masal albümü içinde altı adet masal bulunuyor. Albümü tüm müzik dükkanlarından temin edebilirsiniz. Nepa Müzik
Anne ben nereden geldim Kitabın iki kahramanı her ne kadar 3-4 yaşlarında bir kız çocuğu ve onun sorularına cevap veren bir anne ise de; kahramanlar değişebilir. Cinsiyete ait soruları genellikle kız çocukları annelerine, erkek çocukları babalarına sorsalar da, bu bir kural değildir. Bir kız çocuğu, cinsiyete ait soruları kendisine yakın bulduğu babasına veya dedesine de sorabilir. Bunda yadırganacak bir şey yoktur. Kitabın kurgusunda literatürde geçen bütün sorulara cevap vermeye çalışılmış. Zira her çocuk kendine özeldir. Her çocuğun ilgi alanı ve merak ettiği konular farklı olduğu gibi, soruları da farklı olacaktır. Yayınevi: Uğurböceği Yayınları Yazar: Ali Çankırılı
Doğtaş çocukların hayallerini destekliyor Doğtaş, çocuklarının hayal dünyaları ile odalarını çizecekleri “Hayalindeki Odayı Çiz Gönder Kazan” adlı resim yarışması düzenliyor. Yarışmaya, 5-11 yaş arasındaki tüm çocuklar katılabilecek ve çizilecek resimlerin içeriği tamamen sınırsız olabilecek. Yarışmaya katılım formları, Doğtaş internet sitesinden veya satış noktalarından temin edilebilir. Yarışmada ilk 5’e girenlere, “Doğtaş Yeni Nesil Odası” portföyündeki en beğendikleri genç odası takımları, ayrıca 20 çocuğa da sürpriz hediyeler verilecek. Ayrıntılı bilgi için: (0212) 489 49 59-21 17
Okuldan önce Mohini’de eğlence... Looney Tunes karakterleri Bugs Bunny, Twetty ve Tazs, bugün ve yarın 12.00 ile 19.00 saatleri arasında Mohini Aile ve Alışveriş Merkezi’nde çocuklarla buluşuyor. Looney Tunes karakterlerinin lisans haklarını elinde bulunduran Lisans A.ş.’nin katkılarıyla gerçekleştirilen aktivitede Bugs Bunny, Tweety ve Tazs, çocuklarla fotoğraf çektirecek, puzzle ve boyama yapacak, seksek oynayıp, çizgi film izleyecek. Rekabeti seven çocuklar içinse çim mini futbol, mini basket, kızmabirader ve sandalye kapma oyunları düzenleyecekler. Ayrıntılı bilgi için: (0212) 352 31 36
Karınca Z Bu eğlenceli filmde işçi karınca Z, karınca kolonisinin toplu çalışma ahlakı ile kendi bireyselliğini uzlaştırmaya çalışıyor. Karınca Prenses Bala’ya aşık olan Z, sosyal değişimler yapmak istiyor ve nihayet karınca kolonisini, kötü General Mandible’in bütün işçi sınıfını yok etme tehdidindeki hain planlarından kurtarmaya çabalıyor. Filmin orijinalinin seslendirme kadrosunda Anne Bancroft, Jennifer Lopez, Christopher Walken ve Danny Glover var. Tiglon