Çirkin hikayeler

Düşünün...

Kocamın, erkek kardeşinin oğlu ile aynı evdeyiz ve ben ona aşık oluyor, dahası ilişki yaşıyorum. Hatta kendi evimizde gizli gizli sevişiyoruz.

Annemi bu oyuna dahil ettiğim gibi birçok farklı insanı da keyif alarak yok sayıyor, hayatları üzerine oyun oynuyorum... (Bakınız: Aşk-ı Memnu)
Düşünün...
Bir adamdan hamile kaldım, gizledim. Sonra o başkası ile evlenmek üzereyken gidip “aslında çocuk senin” dedim. Olay yarattım. Gerçi çocuğumun babası da normal değil, dengesiz bir akademisyen. Sonra sırf parası var ve beni seviyor diye iyi kalpli bir adamla evlendim; diğerine inat için. Aynı apartmanda alt alta, üst üste oturuyoruz ve ben canım ne zaman kime isterse ona gidiyorum... (Bakınız: Melekler Korusun)
Düşünün...
Yokluğu, çaresizliği, evsizliği, yalnızlığı paylaştığım en yakın kız arkadaşımın eski sevgilisi ile -ki halen arkadaşım ona aşık- bir ilişki yaşıyorum... (Bakınız: Yine Melekler Korusun)
Düşünün...
Kız kardeşimin eski nişanlısına aşık oldum ve birlikteyiz. Birbirimizi çok ama çok seviyoruz... (Bakınız: Canım Ailem)
Düşünün...
Kız kardeşimin nişanlısından çocuk doğurdum... (Bakınız: Unutulmaz)
Şimdi bu hikayelerin evimizde, çevremizde olduğunu düşünün. Kocasının yeğeni ile ilişki yaşayan bir kadın; kardeşinin nişanlısından çocuk doğuran biri; en yakın arkadaşının sevgilisi ile beraber olan biri...
Oysa biz, Selçuk Yöntem’i dışarıda bir organizasyonda gördüğümüzde avucunun içine “Karın seni aldatıyor” notu sıkıştıracak kadar saf ve temiz kalpli bir toplumuz aslında!
Dört genç kız aynı masada otururken, uzaktan gelen yakışıklıya içlerinden hangisi ilk “Ahh ya bayıldım, gidip tanışayım” derse, diğer üçünün “Zeynep ondan hoşlanıyor, benim için bir şey olamaz” dediği, diyeceği bir toplumuz.
Arkadaşının sevgilisine, karısına “bacım” diye bakan, “yenge” diyen, sahip çıkan, koruyup kollayan...
şimdi bu dizileri izleyen gencecik kızların aklından, yarın öbür gün kardeşinin nişanlısına baktığında “Belki bir gün ayrılırlar ve ben birlikte olurum” diye geçmez mi? O kadar uzak ihtimal mi?
Amcasının karısına bakıp iç çekmeye başlamaz mı Behlül gibi biri?
İnsanları yozlaşmaya ve sınırları aşmaya itmiyor mu bu hikayeler?
Şiddet, silah, kavga, dövüş, erotik görüntüler, küfür ve kötü sözler mi sadece kontrol altında tutulması, dikkat edilmesi gerekenler?
En tehlikelisi ise artık bu hikayeleri “normal” olarak algılamaya başlamamız...
Çok yakında ensest hikayeleri de doğal karşılamaya, baba-kız, anne-oğul ilişkilerini izlemeye başlarsak, hatta hak verip reyting kazandırırsak şaşırmayacağım!

Rahat bir nefesle yeniden doğmak

Burundan nefes alma problemi, toplumumuzda her 40 kişiden birinde görülüyor. Bu sorunun temelinde ise burun yapısındaki anotomik bozukluk var. Kulak-Burun-Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay, her iki burun deliğini birbirinden ayıran septum denilen bölmenin düzgün olmamasının tıp dilinde deviasyon olarak ifade edildiğini, nefes alma güçlüğünü de işte bu durumun yarattığını söyledi.

Deviasyon ciddi sorunlar yaratır

Deviasyonun sık karşılaşılan bir sorun olduğunu belirten Op. Dr. Ahmet Hamdi Önay, “Burun eti dediğimiz, konka olarak ifade edilen etlerin büyük olması da burundan nefes almayı etkileyen fonksiyonel ve anotomik bozuklukların başında gelir” diyor ve devam ediyor.
“Burundan nefes alamayan insan, oksijetasyonunun yeterli olamayışı, akciğer fonksiyon kapasitesindeki yetersizlik, ağız solunumunun kullanılması nedeniyle kronik horlama ve uyku apnesi gibi sorunlar yaşar. Verimsiz uyku da koşmaktan konsantrasyona hatta cinsel hayata kadar her konuda kişiyi olumsuz etkiler.”

Tampon ve büyük alçı gereksiz

Burnun içindeki konka dediğimiz yapılar, mevsimlere, ortamın basıncına ve ısısına göre sürekli şekil değiştirir. Burnun içindeki yapılar ve burun cildi altında kalan kısım, kan damarı yumaklarından son derece zengin olduğundan, cerrahi müdahaleler sırasında özenle korunmalıdır.
Bu damarlara zarar vermemek ve kanamayı en aza indirgemek amacı ile başvurulan özel estetik cerrahi teknikleri sayesinde, ameliyat sonrasında görülen yüzde ve gözaltlarında şişmeler, morluklar minumuma çekilmiştir. Böylece ameliyat sonrasında hastalar ağrı duymamakta, gözlerinin altı ve burun çevresi morarmamaktadır.

Hastalar ameliyattan dört saat sonra ayağa kalkar ve 10 saat içinde günlük işlerini yapabilecek duruma gelir. 48 saat gibi bir sürede iş hayatına dönmesi de mümkün olur.
Uygulanan tekniğin mikrocerrahi, noninvazif, rinolojik prosedür oluşu, ameliyatta burun tamponu kullanılmaması, doğal anatominin bozulmamasını ve hastalığın nüksetmemesini sağlar.
Endeskopik cerrahi ve kibar mikro cerrahinin burunda kullanılması, büyük alçı ve burun içine konan tampon ihtiyacını ortadan kaldırmıştır. Sadece küçük bir plastik alçı burun üzerine konulmakta, bazen küçük bir tampona bile gerek duyulmamaktadır.

Kronik yorgunluk ortadan kalkıyor

Ameliyat sonrası burundan nefes almaya başlayan hastaların çoğu yeniden doğduklarını ifade eder. Sabah yorgun kalkmadıdığını, iş hayatındaki performanslarının dahi arttığını söyleyen çoktur. Hekim olarak ameliyat öncesinde nefes alamayan hastaların cinsel yaşamları veya performansları ile ilgili sorgulama yapılmaz. Ameliyat sonrasında hastaya garanti edilen tek şey burundan rahat nefes alacağı ve buna bağlı olarak yaşam kalitesinin artacağıdır.

Deniz feneri bekçisinin maceraları
İş Bankası Kültür Yayınları, küçük okuyucularına bir solukta okuyabilecekleri iki eğlenceli deniz hikayesi sunuyor. “Deniz Hikayeleri” ve “Deniz Hikayeleri-Yeni Arkadaş” adını taşıyan çocuk kitapları, eğlenceli öykülerden oluşuyor. Ronda ve David Armitage’in kaleme aldığı bu öykülerde, deniz feneri bekçisi ırfan Amca ile karısı Canan Teyze’nin maceraları anlatılıyor.

Ejderhanı Nasıl Eğitirsin?
“Ejderhanı Nasıl Eğitirsin?”, Vikingler ile vahşi ejderhaların mücadelesini konu alan bir aksiyon komedi filmi... Ejderha öldürmeyi kahramanlıkla bir tutan kabile geleneğine pek de uymayan Hıçkıdık’ın hikâyesi anlatan filde; Hıçkıdık dünyaya farklı açıdan bakmasını sağlayan bir ejderhayla karşılaşıyor ve dünyası bir anda altüst oluyor. Film dün vizyona girdi. şimdiden iyi seyirler.

Macera Başlasın!
Annesiyle tartıştıktan sonra evini terk ederek deniz kıyısındaki bir ormana kaçan dokuz yaşındaki Max, tüylü dev canavarların harikulade ülkesine kral olur. Ancak kral olmak göründüğü kadar eğlenceli değildir! Ünlü filmci Spike Jonze’un yönettiği, Maurice Sandak’ın romanından uyarlanan “Arkadaşım Canavar” sayesinde çocukluğunuzun eğlenceli, çılgın ve şamatalı zamanlarını yeniden hatırlayacaksınız.

İkizleriniz keyifle uyusunlar
Çocukların gündüz ve gece uykuları konusunda ABD’nin en güvenilir uzmanlarından biri kabul edilen Dr. Marc Weissbluth’un yazdığı “Mışıl Mışıl Uyuyan ıkizler, Mutlu Aileler”, anne-babalar için önemli bir başvuru kitabı...
Gün yayıncılık

Ben Kimim? Peer Gynt
Ibsen’in “Ben Kimim? Peer Gynt” adlı klasiği, ünlü besteci Grieg’in müzikleri eşliğinde çocuklar için sahnede. Yaprak Sandalcı’nın “oyunlu klasik müzik konseri” olarak uyarladığı gösteri, 25 Nisan’da ış Sanat’ta sahnelenecek. Işın Kasapoğlu’nun yönettiği, Semaver Kumpanya ve Çıplak Ayaklar Kumpanyası’ndan oyuncular ile ıstanbul Klarnet Korosu ve Ayla Algan’ın yer aldığı gösteri, çocuklar için ilk Ibsen uyarlaması...
Tel: (0212) 316 10 83

Swissotel’de karnaval zamanı
Swissotel The Bosphorus ıstanbul’da her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Çocuk Karnavalı”, bu yıl 25 Nisan günü gerçekleşiyor. Otelin Fuji Balo Salonu’nda 12:00-17:00 saatleri arasında düzenlenecek karnaval, çocuklara ve ailelerine bir çok eğlence alternatifi sunuyor. Brunch ile başlayacak etkinlikte, çocuklar hed yıl olduğu gibi yine birbirinden değişik oyuncaklarla oynayabilecek, farklı aktivitelere katılabilecek ve sürpriz sanatçılarla bir araya gelebilecek. Biz de Anneyiz.Biz ekibi olarak “Çocuk Karnavalı” boyunca sizlerle birlikte olacağız. Gelin hem çocuklarınızla eğlenmenin keyfine varın hem de AÇEV’in çalışmalarına katkıda bulunmanın mutluluğunu yaşayın.
Tel: (0212) 326 11 00
Yazarın Tüm Yazıları