Bu soruya cevap verin

Düşünün, hamilesiniz. Ve son günleriniz.

Heyecan içinde doğumu planlıyorsunuz. İçiniz kıpır kıpır hazırlanıyorsunuz. Günler geçiyor. Anne olacağınız gün geliyor. Devletin bize sağladığı olanakları en iyi şekilde sunan hastanelerden birinde, Çapa Tıp Fakültesi’nde doğum yapıyorsunuz.

Bir oğlunuz oluyor. Adını Oğulcan koyuyorsunuz. Tüm anneler gibi göğsünüzde taşıyorsunuz. Onu çok seviyorsunuz. Ancak 35 gün sonra bebeğinizin diğer bebeklerden bir farkı olduğunu öğreniyorsunuz.

Aşırı ağladığı için götürdüğümüz hastanede, bir hafta süreyle idrar yolları iltihabı diye tedavi ediyorlar. Sonra gerçek ortaya çıkıyor. Bebeğinize doğum esnasında hastane mikrobu olan Klebsiella kaptırılıyor. Bu süre içinde de mikrop beynine yerleşiyor ve birçok yerde apseler oluşuyor.

Bir gün odanıza bir sürü doktor geliyor ve "Bu çocuğa hastane mikrobu kaptırılmış, hangi hastanede doğum yaptıysanız rapor yazalım, bu hastanenin kapatılması gerekir" diyorlar. Ve olay işte burada başlıyor, hastanenin adını duyunca doktorlar ortadan kayboluyor.

Bu olay Oğulcan ile yalnızlığa attığınız ilk adım oluyor. Ama siz onun annesisiniz. Büyütüyorsunuz onu bir an bile yalnız bırakmadan. Adıyorsunuz hayatınızı ona, kadınlığınızı, insanlığınızı unutarak. Gerektiğinde tuvalete gitmeden, yüzünüzü yıkamadan, saçınızı taramadan...

Hayal etmeye devam edin.

Şu anda kocaman oldu oğlunuz. Tam 16 yaşında bir adam. Artık ne gücüne, ne boyuna erişebiliyorsunuz. Ama yine farklı diğer 16 yaşındaki çocuklardan. Maalesef doğumda aldığı virüs beyne yerleştiği için 5 kez beyin ameliyatı geçiriyor çocuğunuz. Kafasında 2 tane shunt takılı ve bu ameliyatlardan birinde işitme siniri koparıldığı için duyamıyor, konuşamıyor, değil yemek yemeyi çiğnemeyi bile bilmiyor. Zaman zaman özellikle kendisine ve size aşırı şiddet uyguluyor.

Sakın çıkmayın kurduğunuz hayalden...

Çocuğunuz krize girdiğinde gideceğiniz hastane yok. Gittiğiniz hastanelerden kovuluyorsunuz. Doktorlar yıllarca belki ölür diye bekliyor. Ülkeniz bu konuda yeterli değil. Kimse hiçbir şey bilmiyor. Ne hastalandığında, grip olduğunda sizi dinleyecek bir doktor var ne de şu anda yarım saat yalnız kalmak isteseniz bırakabileceğiniz bir komşunuz. Çünkü herkes korkuyor. Yıllar geçiyor. Bir de yaşadıklarını hazmedemeyen, kaldıramayan kocanız sizi terk ediyor.

İşte hayatınız. Tamamen yalnızsınız. Size ve hiçbir birimde tedavi göremeyen, ağır engelli, toplum tarafından tamamen dışlanmış, bir sürü özrü taşıyan, bakımı sadece sizin vicdanınıza kalmış çocuğunuz...

16 yıl önce başlayan yalnızlığınız devam ediyor!

Ne yaparsınız? Tijen gibi savaşmaya devam mı edersiniz? Yoksa ülkenizi terk edip bu hastalık ile savaşabilen bir ülkeye iltica mı edersiniz?

Not: Tijen kim derseniz eğer, Ayşe Arman’ın yıllardır yazmaktan usanmadığı ama kimsenin destek olmak için bırakın elini, parmağını bile kaldırmadığı bir anne. Oğulcan’ın annesi... www.anneyiz.biz yazarı. "Kimse yoksa ben varım!" diyorsanız eğer, lütfen girip okuyun insanın kanını donduran hayatını, buradan başlayın yeter...

Tijen’e destek olan herkese, başta Ayşe’ye, Aynur gibi, Özlem gibi yüreği büyük tüm annelere teşekkür ediyoruz. Bu yazı başlangıçtır, biz Oğulcan gibi olan çocuk ve anneler için hastane kurdurmak için yola çıktık, herkesten yardım bekliyoruz.

Kahvaltı günün en önemli öğünü

Çocukluk çağında yeterli alınan besin öğeleri, sağlıklı bir gelişim için önemli. Günün ilk öğününü oluşturan kahvaltı da bu gelişim için en büyük görevi üstleniyor.

Sağlıklı bir yetişkinlik dönemine zemin hazırlamak için küçük yaşlardan itibaren belirli beslenme davranışlarının çocuklara kazandırılması gerekiyor. Özellikle çocukluk çağında yeterli alınan besin öğeleri, sağlıklı bir gelişim için önemli. Günün ilk öğününü oluşturan kahvaltı da bu gelişim için en büyük görevi üstleniyor.

Diyetisyen Oya Yüksek, "Bir yetişkine kıyasla karbonhidrat, protein ve kalsiyum ihtiyaçları daha çok olan çocuklar için özellikle kahvaltıda tüketecekleri bir parça peynir, süt veya yumurta önem taşımaktadır. Ayrıca yapılan birçok çalışmada; kahvaltı yapan çocukların ergenlik dönemlerinde kilo kontrollerinin daha iyi olduğu ve ideal kiloya daha yakın olduklarını göstermiştir" diyor.

Kahvaltının önemli olmasının diğer nedenleri ise şunlar:

- Zihinsel açıklığın sağlanması

- Derslere konsantrasyonun artması

- Diğer zamanlarda olabilecek abur-cubura eğilimi azaltmak

- Vakitsizlikten dolayı kayan diğer öğünlerde sağlanamayan gerekli besin öğelerinin sağlanabilmesi

Yemek seçen bir çocuğa sahipseniz kahvaltı anne ve babalar için bir kurtarıcı olabiliyor. Farklı alternatiflerle çocuğunuza kahvaltıyı zevkli hale getirebilirsiniz. Bunun için anne-babaların yapması gerekenler:

* Eğer çocuğunuz sabah erken saatte okula gidiyorsa ve evde kahvaltı yapma imkanı yoksa, kahvaltı sunabilen okullar tercih edilebilir.

* Evde çocuklar için beslenme çantası hazırlanabilir.

* Okulda kantin tarzı bir yer varsa, sağlıklı seçimler yapması öğretilerek buradan bir tost yemesi sağlanabilir.

Çocuğunuz için farklı kahvaltı alternatifleri

1- Çok tahıllı mısır gevreği (en çok sevilen alternatif), süt

2- Kaşarlı veya beyaz peynirli tost, kakaolu veya meyveli süt

3- Krem peynirli ekmek dilimleri, taze sıkılmış portakal suyu veya elma suyu (eğer meyve yemeyen bir çocuğa sahipseniz özellikle tercih edin)

4- Peynirli omlet, taze sıkılmış portakal suyu

Bebek Şenliği bugün başlıyor

"Bebek Şenliği" Joker/Maxitoys mağazalarında bugün başlıyor. Özel promosyonlar, bebeğin temel ihtiyaçlarını karşılayan farklı temalardaki avantajlı paketler, Medline’ın sadece Joker Maxitoys için hazırladığı "Acil Sağlık Hizmeti" üyeliği ve AÇEV işbirliği ile hazırlanan "Hoş Geldin Bebeğim-Aile Mektupları" eğitim kitabı, şenlik boyunca sunulan avantajlardan bazıları... 30 Nisan’a kadar sürecek şenlik kapsamında, 0-3 yaş arası bebeği olan anne-baba ve adaylarına yönelik "Joker/Maxitoys Hoş Geldin Bebeğim Eğitim Semineri" düzenlenecek. 15 Nisan günü Profilo Alışveriş Merkezi’nde, saat 12:30’da başlayacak seminerin sonunda, Joker/Maxitoys’un katkılarıyla çoğaltılan "Hoş Geldin Bebeğim-Aile Mektupları" kitabı katılımcılara hediye edilecek.

Arkadaşım Tilki

10 yaşlarında küçük bir kız, dağların eteklerinde bir köy evinde yaşamaktadır. Sonbaharda bir gün, ormanın içinden bisikletiyle okula doğru giderken yavru bir tilkiyle karşılaşır. İnsanlara alışık olmayan tilki, küçük kızdan kaçar. Ancak küçük kız, tilki ile arkadaş olmak ister. Çocuklarınız bu filmi çok sevecek.

"Beyin: Gizemli Yolculuk" şimdi Türkiye’de

Doğa’nın en gelişmiş tasarımını konu alan, yenilikçi, etkileyici, interaktif bir sergi olan "Beyin: Gizemli Yolculuk", The Partners tarafından Rahmi M. Koç Müzesi’nde sergilenmek üzere 11 Nisan-30 Haziran tarihleri arasında Türkiye’ye getiriliyor. "Beyinimiz; İnsan Beynine Genel Bakış", "Düşünen Beyin; Beynin İşlevleri" ve "Beyin ve Vücut; Hareket Kontrolü ve Yön Duygusu" şeklinde 3 ana bölümden oluşan interaktif sergi, tüm bölümleri destekleyen ve beyninin işleyişini anlamaya yardımcı olan eğitici ve eğlendirici "Müzik ve Meditasyon", "Hangi Gözünüz Daha Baskın", "Akıl Oyunları", "Kısa Dönem Hafızanızı Test Edin", "İmkansız Merdiven", "Eller Beyni Aldatır" ve "Duygularınızı Test Edin" gibi başlıklardan oluşan 42 aktivite ile ziyaretçilerine ilginç dakikalar yaşatacak. Mutlaka ziyaret edin. Tel: (0212) 369 66 00

Dünyada iki milyondan fazla sattı

İşte güvenilir bir kaynaktan, istediğiniz bilgiye istediğiniz zaman ulaşabileceğiniz bir eser! Konusunda otorite olan Amerikan Pediatri Akademisi’nin hazırladığı, dünyada 2 milyondan fazla satan bu eser, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden çocuk doktorları sizin dilinizle yorumladı. Bu kitapta bebeğinizin bakımı için gerekli her şeyi bulacaksınız. Kalemus Yayıncılık

Thomas Tam Yol İleri

James çok üzgündü, çünkü yaramazlık yaptığı için hangarından çıkamıyordu. En sonunda şişman memur onun hangarından çıkmasına ve trenleri çekmeye başlamasına karar verdi. Ama şimdi de trenler James’in onları çekmesini istemiyor. Zorla da olsa James ve trenler yola çıkıyor ve yolda bir sürü sorunla karşılaşıyorlar. Bakalım James tüm bu sorunların üstesinden gelebilecek mi? TIGLON

Küçük parmaklar büyük sesler çıkarıyor

Kuğu Sanat Merkezi, "Kidmusic" ile 3-6 yaş arası çocuklara yönelik temel müzik eğitim programı uyguluyor. Kidmusic, çocuklara müziğin gizemli dünyasının kapılarını aralamakla birlikte, kendilerinin de bu önemli dünyadaki yeteneklerini keşfetmeleri için olanak sunuyor. Dans, oyun, drama, resim gibi eğitim yöntemlerinin benimsendiği Kidmusic’te, piyano, keman, gitar, yan flüt, viyolonsel, vurmalı çalgılar gibi enstrümanlar derslerde uygulamalı olarak kullanılıyor. Tel: (0216) 455 73 33
Yazarın Tüm Yazıları