İstanbul dışında olan, özellikle de Güneydoğu ve Doğu’da yaşayan çocuklar ile ilgili bir hayalim var.
Geçen haftalarda Emre Berent ile birlikte, bir haber programında Van’daki pamuk tarlalarında çalışan küçücük çocukları izledik. Aynı haber içerisinde, okula gitmek için yürümek zorunda oldukları iki kilometrelik yolu askerler eşliğinde kateden minicik birinci ve ikinci sınıf öğrencileri de vardı.
Sonrasında oğlum sordu, ben de cevap verdim elimden geldiğince... Ama sandığımdan fazla etkilenmiş olacak ki, bu haberi izledikten neredeyse 10 gün sonra "Oğlum ben senin gibi şanslı bir çocuk değildim" dediğimde, bana "Sen de askerlerle mi okula gidiyordun annecim?" diye sordu.
O günden beri düşünüyorum. Biz büyük şehirde yaşayan anneler, birbirimize gerek internet gerekse çeşitli yayınlar aracılığıyla bir şekilde ulaşıyoruz. Çoğumuz çalışıyoruz. Konuşuyoruz, araştırıyoruz, okuyoruz. Ama ya diğer illerdeki anneler ve onların çocukları?
Okula giderken bu soğukta kafasına şapka bile takmadan kilometrelerce yürümek zorunda kalan çocuklar benim bahsettiklerim... Uzun uzun yollarda, incecik tabanlı ayakkabılar ile yürüyen veya ablası okula gittiğinde tek başına evde kalan, anaokulu nedir bilmeyen, kendi kendine -varsa sobanın yandığı odada- tek başına oyun oynamaya çalışan, belki de oyun oynayamayan çocuklar...
Soru şu: Bu çocuklara nasıl ulaşabiliriz?
Tecrübelerimiz hep çevremiz ile kısıtlı. Çoğu zaman, çocuğumuzun artık oynamadığı oyuncakları ve giysileri bile gidip en yakınımızdaki küçük çocuklu arkadaşlarımıza veriyoruz. Onlar alabilecek durumdayken üstelik... Çocuklar hızla büyürken (özellikle ilk altı-yedi yılda), bir ayakkabıyı eskitemeden büyüyüveren ayakları yüzünden kaç çift ayakkabı alıyoruz bir yılda, hiç düşündünüz mü? En az dört çift! Bu tip kullanılmış ama hálá yeni olan kaç giysinin ve oynamaktan sıkılınıp da bir kenara atılmış kaç oyuncağın boş yere beklediğini biliyor musunuz? Lütfen sayın, en az 20 tane.
Benim şimdiki hayalim başka çocuklara da ulaşmakla ilgili... Bahsettiğim yerlerde çalışan öğretmenlerimizden, sağlık görevlilerinden, bu yazıyı okuma fırsatı bulanlardan bana ulaşmalarını ve nasıl birlik olup da bir şeyler üretebileceğimiz konusunda fikir vermelerini bekliyorum.
Ben tek değilim; web sitemizdeki 100 binden fazla anne ile bu çağrıyı yapıyorum. Çocuğuma başka bir yerden, benim yardımıma ihtiyacı olan bir kardeş istiyorum. Bu nedenle de vicdanen "bir çocuğu mutlu etmek" konusunda benimle hemfikir olan, benim hayalimi paylaşan herkesi, adı şu anda belli olmayan ama birlikte kuracağımız "iyi bir şey yapmaya" çağırıyorum.
Annelerin korkulu rüyası
Ev kazaları
Çocuğumuz ve kendimiz için en güvenilir yer sandığımız evlerimiz, bazen çocuklar için birbirinden tehlikeli tuzaklarla dolu olabiliyor. Özelikle yeni yeni emeklemeye, yürümeye başlayan çocuklar için tehlike çemberi daha da daralıyor. Küçük çocuklar evde en fazla düşme, ilaç yutma, soluk borusuna cisim kaçması gibi tehlikelerle karşı karşıya kalıyor.
Evde alınması gereken önlemler
n 1 yaş civarındaki çocuklar, büyükleri taklit ederler. Bu nedenle çocuğunuzun yanında ilaç yutmayın. İlaçlarınızı ambalajlarından çıkardıktan hemen sonra alın ve tekrar çocuğunuzun ulaşamayacağı bir yere koyun.
n Çocuğunuz, emekleyerek veya yürüyerek mutfağı, banyoyu karıştırabilir. İlaç, deterjan, kireç çözücü, lavabo açıcı, böcek öldürücü gibi kimyasal maddeleri çocuğunuzun ulaşamayacağı yerlere kaldırın.
n 1 yaşından itibaren gazın düğmesini çevirebileceği için, çocuğunuzu mutfakta yalnız bırakmayın.
n Yemeğinizi ocağın arka gözlerinde pişirin.
n Ocağın üstündeki tava, tencere ve çaydanlık gibi malzemelerin saplarının çocuğun ulaşabileceği yönde olmamasına dikkat edin.
n Odada veya mutfakta, piknik tüpü üzerinde herhangi bir şey pişirmeyin.
n Soba gibi ısı veren cisimlerin etrafında korkuluk olmasına; uygun biçimde yakılmayan hiçbir soba kullanmamaya dikkat edin.
n Pencerelerin önünde çocuğunuzun basıp tırmanmasına yardımcı olacak sehpa, koltuk, kanepe gibi mobilyalar bulundurmayın.
n Çocuğunuzun balkona yalnız başına çıkmasına kesinlikle izin vermeyin. Balkon demirlerinin başını sokabileceği genişlikte olmamasına dikkat edin ve balkonda da üzerlerine basıp düşebileceği eşyalar bulundurmayın.
n Evde su biriktirmeniz gerektiğinde, bunu geniş ağızlı kaplarda yapmayın.
n Evinizdeki çatal-bıçak çekmecesinin, çocuğunuzun boyundan daha yüksekte olmasına dikkat edin.
n 9’uncu aydan itibaren bir şeylere tutunup ayağa kalkabileceği için, masa ve sehpa gibi mobilyaların üzerinden sarkan örtülere dikkat edin. Bunları çekerken üzerine eşyaları düşürüp yaralanabilir.
n Çocuğunuzun giysilerinin üzerine, emzik ipi gibi boynuna dolanıp onu boğabilecek uzunlukta zincir ve ip benzeri şeyler kesinlikle takmayın.
n Giysilerinin üzerindeki kopma tehlikesi olan cisimleri hemen onarın.
n Gazyağı, petrol gibi maddeleri, daha önceden içinde yiyecek ve içecek bulunan kaplara koymayın.
n Elektrik prizlerinin mutlaka kapağı olmasına, elektrik kablolarının koltuk arkası ya da halı altına gizlenmesine özen gösterin.
n Tadına bakmaya kalkabileceğinden, evde zehirli bitki bulundurmayın.
n Ütüyü çocuğunuzun bulunduğu yerde yapmayın.
n Pencere ya da dolap kapaklarının kırık camlarını hemen değiştirin.
n Çocuğunuzun çarpıp düşebileceği köşeli mobilyalar almayın.
Anneler dikkat! Meraklı davranışlar, ciddi ev kazalarına neden olabiliyor.
Okumaya kedilerden başlasın
Kediler neden mırlar? Nasıl "merhaba" derler? Hangi kedinin kuyruğu yoktur? "İlk Okuma Kediler" adlı kitapta bu soruların cevapları ve kedilerin ilginç dünyasıyla ilgili birçok bilgi bulacaksınız.
Ormanda eğlence var
Mowgli ve arkadaşı bilge panter Bagheera’nın insanların köyüne gitmek için çıktıkları maceraya siz de katılın. "Orman Çocuğu" adlı DVD’de onların yolu, Kral Louie, hipnotize edici yılan Kaa ve kendisine arkadaşlığın gerçek anlamını öğreten sevimli ayı Baloo ile kesişecek. Ormanın tüm eğlencesini içinde barındıran bu 2 diskli özel versiyon DVD ile siz de daldan dala zıplayacaksınız. Kayıp karakter Rocky the Rhino ile tanışacak, hiç duymadığınız film müzikleri ve yepyeni oyunlarla eğlencenin tadını çıkaracaksınız. TIGLON
Kanyon’da atlıkarınca coşkusu
Çocuklar için sık sık birbirinden eğlenceli etkinlikler düzenleyen Kanyon, aktivite alanına kurduğu rengarenk atlıkarınca ile yine miniklere keyifli anlar yaşatıyor. Atlıkarıncayı kim sevmez ki? Kanyon’da çocuklar atlıkarıncanın büyüleyici görüntüsü ve neşeli melodileri eşliğinde eğlenirken, aileler de çocuklarıyla birlikte bu keyifli atmosferin tadını çıkarabilirler. Kanyon Levent
İyilik her zaman kazanır
Kötü niyetli Madam Rose, yardımcısı Küçük Can ile büyük soytarı ustalarını iyi bir iş, iyi bir maaşla kandırarak otelinde çalıştırır. Amacı, Soytarılar Okulu’nu Veli Usta’nın elinden almak ve orayı alışveriş merkezi yapmaktır. Oyun, kapanmakta olan Soytarılar Okulu’nu kurtarmak isteyen minik yüreklerin, "kötülükler karşısında iyilik daima kazanır" diyenlerin danslı müzikli muhteşem hikáyesi...
Minik şefler mutfakta
24 Kasım Cumartesi günü Pasta Malzemeleri Akatlar’da, Play House ve www.pastamalzemeleri.com işbirliği ile kurabiye yapımı, kalıplarla şekillendirilmesi ve süslenmesinin öğretileceği bir atölye çalışması yapılacak. Haydi; tüm minik şefler 13:00-15:30 saatleri arasında düzenlenecek "Kurabiye Yapımı ve Süsleme" atölyesine...