Pınar Reyhan

Bebeklerde alt silme teknikleri

9 Mayıs 2009
İlk bebeğinizi dünyaya getiriyorsanız, birçok konuda endişe yaşayabilirsiniz.

Nasıl emzireceğiniz, ilk banyosunu nasıl yaptıracağınız, nasıl giydireceğiniz... Bu soru işaretlerinin en önemlilerinden biri de altını nasıl sileceğinizdir. Hamile ve Bebek Bakım Eğitmeni Sevgi Üskül, bebeklerin altını temizleme tekniklerini anlattı.

Bebeklerde alt silme tekniklerini bilmeniz, bebeğinizin sağlığı açısından çok önemlidir. Bebekler, doğar doğmaz idrarını yapar. Yeni doğanın, bebeklik döneminde ve diğer dönemlerde görülen idrar yolları enfeksiyonu, yanlış alt silmekten kaynaklanabilir.

Bebeğin kakası, ilk günlerde çok yapışkandır. Bunun için hemen temizlenmelidir. Temizliği gecikirse kurur ve cildi tahriş eder.

Her alt temizliği yapacağınız sırada, ellerinizi mutlaka yıkamalısınız. Ellerinizi yıkamadan bebeğinizin bezine ya da altını sileceğiniz mendiline dokunmamanız gerekmektedir. Aksi halde ellerinizdeki mikropları bebeğin malzemelerine bulaştırırsınız. El yıkamanızı tamamladıktan sonra bebeğinizin temizlik malzemeleri ile temas edebilirsiniz.

Yazının Devamını Oku

Bana doktorunu söyle sana nasıl bir hamilelik geçirdiğini söyleyeyim

2 Mayıs 2009
Hamilelikte doktor seçimi öyle önemli bir konu ki... Doktorun huzuru da, telaşı da, olayları, testleri veya kontrolleri yorumlama farkı da her şeyi etkiliyor.
Üzerine bir de siz azıcık evhamlı biri iseniz sevinçli bir heyecan ile yaşamanız gereken süreç kabusa dönüyor.
İlk hamileliğimde başıma gelen her şeyin tecrübesizlik, telaş ve bu yorum farklarının neden olduğu kaostan kaynaklandığına inancım artık kesinleşti. Şimdi ise sakinlik ve sükunet içinde olabildiğince keyif alarak bu süreci atlatmamı tavsiye eden, duygulandığımda gözlerimdeki yaşı silen, iyi kalpli ve son derece tecrübeli bir doktorum var benim.
“Bak Pınar...” diye başlayarak sabırla anlatıyor, “Oldu mu? Anlaştık mı?” diye de teyit ediyor Rıza Hoca.
Bu durum ise insana başta güven olmak üzere aradığı huzuru veriyor.
Berent ile doktora gittiğimizde eline ultrason aletini verip “Al kardeşine bak...” diyen, bununla keyif alan bir doktor benim doktorum.
Testlerden, hastane seçimine, günlük ihtiyaçlardan, kafa karıştıran tüm sorulara kadar rahatça ulaşabildiğim biri.
Zaten bir doktorun da insana böyle bir iletişim vermesi gerekmez mi?
Kısaca 7 ayı bitirdiğim bu hamileliğimde kendimle birlikte tüm anne adaylarına da Rıza Hocam’ın dediği gibi “Keyfini çıkar” diyorum...

Pişik deyip geçmeyin

Yenidoğanı bekleyen birçok değişikliğin başında, bebeğin tamamen su ile dolu bir ortamdan kuru bir ortama geçmesi gelir. Zamanında doğan bir bebeğin cildini doğal olarak koruyan “vernix” tabakası silindikten, cilt yıkandıktan sonra, kuru ortama alışmaya çalışan deri olgunlaşmaya, kendini sıvı kaybından, toksinlerden, enfeksiyondan korumak için mekanizmalar geliştirmeye başlar. Isı regülasyonunda da önemli rol oynadığı için, cildin bakımı son derece önemlidir.
Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Pediatri Bölümü Direktörü Dr. Pınar Dayanıklı, “Banyo, bebeğin cildinden idrar ve dışkı kalıntısını temizlemekle beraber mikroplardan da arındırmaktadır. Ancak bebeğin banyo ile tahriş edici bir takım maddelere de maruz kalacağı unutmamalıdır” diyor ve ekliyor:
“Bebeğe banyo yaptırırken çoğunlukla sabun veya sentetik deterjanlar kullanılmaktadır. Alkali olan bu maddeler, cildin normal asiditesini bozarak, yeni doğanın cildini enfeksiyonlara karşı daha duyarlı hale getirir. Bebek sabunu seçilirken, ürünün parfümsüz ve katkısız olmasına dikkat edilmelidir. Bebek cildi, sabunla temizlendikten sonra suyla tamamen durulanmalıdır.
Pişik hakkında bilinmesi gerekenler
? Bez bölgesi pişiği, yüzde 12-15 sıklıkla rastlanan bir durumdur. Bu sorun, bebeklerin uzun süre ıslak kaması, tahriş, yeni gıdalara geçiş ve bez bölgesinin bakımı gibi nedenlerden kaynaklanabilir.
? Süper emici çocuk bezleri, çocuğun cildinin idrar ve dışkının oluşturduğu asite daha az maruz kalmasını sağladığı için pişik sorununu bir derece azaltabilir, kızarıklığı en az seviyede tutar.
? Hafif derecede tahrişe bağlı pişiklerin tedavisinde bebeğin bezi sık değiştirilmelidir. Sabun ya da başka tahriş edici temizleme maddeleri kullanılmamalıdır.
? Her bez değişiminde, içinde çinko ya da vazelin bulunan kremlerden kullanılmalıdır ve bez gevşek bağlanmalıdır. Geçmeyen pişik durumunda doktora başvurulmalıdır.
? Orta-ciddi derecede tahrişe bağlı pişik tedavisinde de hafif derecede pişikte yapılması gerekenler uygulanmalıdır. Doktora danışarak, kortizonlu bir krem uygulamak gerekebilir. Düşük dozda kortizonun yan etkisinden korkulmamalı, tedavi geciktirilmemelidir. Bazen günde bir kereden fazla krem kullanılması gerekebilir. Bu şekilde uygulanan tedavi, 5 günden fazla sürmemelidir. Ayrıca mantar olasılığına karşı, her bez değişiminde bir mantar kremi kullanılmalıdır.
? Kronik, tedaviye yanıtsız pişiklerde ise bebeğin ağzında tedavi edilmeyen mantar enfeksiyonu (pamukçuk) olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bakteri enfeksiyonu olduğuna dair bulgular var ise anti-bakteriyel bir merhem kullanılmalıdır. ıçleri cerahat dolu sivilce şeklindeki pişiklerde bazen ağız yoluyla alınacak antibiyotiklere de gerek duyulabilir.

Anneyiz.biz Anneler Günü şenliğine davetlisiniz

8-9-10 Mayıs’ta herkesi Bebek Parkı’nda ki Anneyiz.Biz Anneler Günü Şenliği’ne davet ediyoruz.
Birbirinden eğlenceli aktiviteler, konserler ve tiyatro gösterileriyle dolu dolu 3 gün eğleneceğiz. Festival boyunca gerçekleşecek animasyon etkinliklerinde, palyaçolar, tahta bacaklar, jonglörler, illüzyon gösterileri anne babalar ve çocuklarını bekliyor olacak. Biz tüm ekip orada olacağız. Sizleri de Bebek Parkı’ndaki festivalimize bekliyoruz.

Cıbıl Kurt

Temiz ve güzel bir çevrenin özlemini duyan türlü türlü hayvanın ve artık eskisi gibi meyve veremeyen ağaçların imdadına kel başına saç arayan Keloğlan yetişir. Peki, yardımsever Keloğlan’ın peşine de cıbıl bir kurt düşerse neler olur? şarkılar ve danslarla renklenen, Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen bu oyunu her yaştan çocuk keyifle izleyecek.
Ayrıntılı bilgi için: (242) 344 46 49

Çocuğunuzun hayatı “ebru” ile renklensin

Yaratıcılığın zorlandığı, asla tekrarlanamayan ve renklerin dansı olarak tanımlanabilen “ebru” sanatı artık çocukların da ilgi alanında... Laterna Magica Mucizeler Atölyesi’nde düzenlenen “ebru” kursu, çocuklar için hem ruhsal bir terapi, hem de onların fiziksel yeteneklerini ortaya çıkaran bir etkinlik. Ayrıntılı bilgi için: (216) 550 69 15

Uzaylı Ulya Topkapı Sarayı’nda

Ulya bir uzaylıdır. Öğretmeni tatil ödevi olarak onu dünyaya gönderir ve Topkapı Sarayı’nı araştırmasını ister.Tarihi bilgileri fantastik kurgu ve macerayla veren bu kitabın resimleri de minyatür tarzından esinlenilerek yapılmış.Yazar: Nuran Turan Erdem Yayınları

Dansa davet

Dün vizyona giren “Rumba” filmi, minimum diyalogları, son derece stilize tarzı ve hareketli müzikleriyle seyredenleri dansa davet ediyor. Hem çocukların hem büyüklerin ilgisini çekecek filmin yönetmenlerinin canlandırdığı Fiona ve Dom, huzurlu bir taşra kasabasında öğretmenlik yapmaktadır. Latin dansına olduğu kadar birbirlerine de aşıktırlar. Bir gece eve dönerken duvara toslamalarıyla hayatları altüst olur.

İspanya lezzeti

ıspanyol mutfağının tatlarını yansıtan, adını ıspanyolca “merhaba” anlamına gelen kelimeden alan L’Ola, 40 kişi kapasiteli bir mekan... Bu mekanın dekorasyonu da konuklara kendilerini ıspanya’da hissettiriyor. Özetle; L’Ola Restaurant sizi ıspanya’dan başlayıp Akdeniz ülkelerinin mutfaklarında lezzet yolculuğuna çıkaracak bir adres diyebiliriz. Tel: (212) 287 58 38
Yazının Devamını Oku

Öğretmen aşkına...

25 Nisan 2009
Kendi ilkokul anılarım, Emre Berent’in anılarından doğal olarak çok farklı.

Keza yaşadığımız ortam da... Artık çocukluk anılarımızda olduğu gibi değil okul hayatı... Bizim çocuklarımızın hayatı, genelde hep bizim çocukken özendiğimiz şartlarla dolu...

Teknoloji değişti, eğitim sistemi değişti, bin tane farklı seçenek var artık hayatlarında... Özellikle büyük şehirlerde yaşayan çocuklar dopdolu bir hayata açıyorlar gözlerini, hem de daha doğdukları anda...

Değişmeyen tek gerçek var: Öğretmen sevgisi, öğretmen aşkı!

Bir alışveriş merkezinde veya kalabalık bir ortamda siyah etek, siyah bluz giymiş, uzun düz saçlı bir kadın görürsek, Emre Berent “ışte öğretmenim, Yıldız öğretmenim” diyerek koşuyor ve kendini kaybediyor. Bu görüntüdeki herkesi öğretmenimiz Yıldız Ayyıldız ile özdeşleştiriyor.

Yazının Devamını Oku

Yakında Anneler Günü...

18 Nisan 2009
Çok yakında Anneler Günü var. Klasik olarak yine tüm dünyada kutlanacak.

Özellikle babaları yine tüketime zorlayacak. Çeşitli kurumlar popüler isimlere ödüller verecek. Bir sürü restoran kahvaltılar, brunch’lar düzenleyecek.

Biz de yapıyoruz bir kutlama... 8-9-10 Mayıs günlerinde bir şenliğimiz olacak. Bebek’te, Türkan Sabancı Parkı’nda ıstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beşiktaş Belediyesi’nin de desteği ile bir şenlik organize ediyoruz. Ülkemizin en iyi uzmanları ile birlikte, üç gün boyunca anneleri ve çocukları deliler gibi eğlendirecek, bilgiye, oyuna doyuracağız ...

Ekip olarak bir süredir bu iş üzerinde çalışıyoruz ve bu arada benim aklımdan hep şu soru geçiyor: Biz kimlerin anneliğini veya kadınca hallerini, duruşlarını beğeniyoruz? Kadının kadını takdir etmesi zordur ya, kimleri gerçekten takdir ediyoruz?
ışte bu isimlere bu yıl teşekkür edelim ve onlara “iyi ki varsınız” diyelim istiyorum.

Yazının Devamını Oku

Dualar Seren’e...

11 Nisan 2009
Çok üzüldüm Seren Serengil’e...

Bu yaşadığı üçüncü acı hikaye. şu an içimden geçen sadece şu: Cidden, gerçekten ve yürekten isteyerek bir hamilelik, sağlıklı bir hamilelik ve şahane bir bebek diliyorum ona... Ve tüm anne olmak isteyenlere...
Allah isteyen herkese bu duyguyu tattırsın. Çünkü anne olmak, kadın olmanın en tepe noktası bana göre. ınsanın kendini bir şey sanmasını sağlıyor annelik. Vicdanını, yüreğini, gücünü dolduruyor, büyütüyor, taşırıyor. Sevebilmenin, özlem duyabilmenin ve sorumluluk alabilmenin de uçlarına insanı ancak “anne olma” durumu taşıyabiliyor.
Çok istediğinde hamile kalamamak zaten acı bir durum; bir de hamile kalmayı başardıktan sonra o upuzun dokuz aylık süreci hem anne hem bebek için sağlıkla atlatıp, çocuğunu kucağına alabilme durumu var.
Hamileliğinin yedinci ayını yaşayan bir anne adayı olarak şunu itiraf etmek istiyorum ki, insan hamilelik haberini verdiğinde eş dosttan duyduğu “Allah tamamına erdirsin” cümlesine çok bozuluyor. Bir de “Sakın altı aydan önce bir şey satın alma, uğursuzluktur” ifadesine...
Sanki “Bak seni uyarıyorum, başına kötü şeyler gelebilir, çok heveslenme” diyorlar gibi algılıyorum bu yorumları. Aslında öyle haklılar ki...
Pazar günü sabah kahvaltısında misafirlerimiz vardı. ınternet sitemizin yazarı Elif Karakışla, çok sevdiğimiz arkadaşımız, eşi ve biricik kızı Melis, sofrada konuşmuştuk bu olayı daha o gün. Barbaros, “Hatırlamak istemiyorum Pınar” dedi: “O anı da detayları da. Hayatımın en korkunç saniyeleriydi.”
Elif’in de birebir yaşadığı bir olay bu: Preeklampsi-Eklampsi, yani “gebelik zehirlenmesi” olayı, yani Seren Serengil’in yaşadığı ve bebeğini kaybetmesine neden olan durum...

Yazının Devamını Oku

Okul seçim mevsimi

4 Nisan 2009
Çok yakında okullar kapanacak. Çocukları okula giden aileler, şimdiden tatil planı yapmaya başladılar.

Ancak çocuğunu ana okuluna eylül ayı itibarı ile gönderecek olan aileler şu anda seçim konusunda tartışıyor, doğru kararı vermeye çalışıyor. Bu cidden zor, üzerinde düşünülmesi gereken bir karar.

Hem annenin hem de babanın oturup bir liste çıkararak çocukları için ne planladıklarını gözden geçirmeleri lazım. Bu planı yaparken de tüm egolardan ve var olan bütün kişisel eksikliklerden sıyrılmak, bunun yanı sıra anne-babanın kendi çocukluklarında sahip olamadıklarını ebeveyn olduklarında çocuklarına vermek için zor durumda kalmamaya dikkat etmek gerekiyor.

Neden öyle düşünüyorum? Çünkü biz aileler genelde okul, özellikle ‘özel okul’, seçerken şu yanlışları yapıyoruz:
Bir okulun fiyatı ne kadar yüksek ise o okulun eğitim açısından iyi olduğunu düşünüyoruz.

Yazının Devamını Oku

Tüp bebek umudu

7 Mart 2009
Belki biz şanslıyız, uğraşmadan hamile kaldık...

Veya çok az çaba gösterdik diğerlerine oranla... Bize uzun gelen zamanlar, onlara göre çok kısaydı. Çok kolaydı belki de, abarttık aslında.
Bir bebek sahibi olmak isteyen ama olamayan...

Bunun için çok uğraşan, yıllar harcayan, anne olmak isteyen kadınlar var ya...

İşte onları düşündük şimdi biz ekip olarak. Yardım edelim, bu süreçte onları yalnız bırakmayalım, geleceğin anne aday adaylarının yanında olalım istedik.

Yazının Devamını Oku

Çocuklarının ev ödevlerini yapan ailelerden olmayın

28 Şubat 2009
Çocuklarının ev ödevlerini ve özellikle proje ödevlerini velilerin yapması olayına uzunca süredir ciddi şekilde kafayı takmış durumdayım.

Konusu geçen her ortamda ise içimden gelen ve doğru olduğuna inandığım kendi fikrimi artık ciddi şekilde söylüyor yapan diğer tarafı olabildiğince ikna etmeye çalışıyorum.

Bana göre nedenim şu: Ödev çocuğun ilk sorumluluğu ve hayattaki daha ilk sorumluluğunu elinden alırsak devamında ne olacak? İhtiyacı olan her şeyi  biz veliler mi yapacağız? Sınavlara onun yerine biz mi gireceğiz? İş hayatı için gerekli olan sunumlarını da biz mi hazırlayacağız? Hayır.

Benim doğrum bu olduğundan ilk dönem Emre Berent okuma olayını çözdüğü anda ödevlerindeki yönergeleri okumayı bıraktım ben. Dedim ki “Çocuğum sen artık yaşasın ki okuyorsun ve ben işten gelene kadar ödevlerini yalnız başına yapacaksın ben gelince birlikte kontrol edeceğiz gereken yerleri düzelteceğiz.” Küçük ödüllendirmeler veya adı maalesef rüşvet olabilecek yönlendirmeler ile ben bu işi kendime göre doğru olan şekilde halletim ve yanlış olmadığını şu an ödev yapmak için akşam annesinin işten gelmesini bekleyen yaşıt çocukları gördükçe anlıyorum.

Çocuğu ilkokul birinci sınıfta olan tüm annelere denemiş ve sonuç almış bir anne olarak bunu tavsiye ediyorum. Lütfen çocuklarınızın ev ödevlerini nasıl yapacakları konusunda onları yönlendirin ama asla siz yapmayın. Size göre ne kadar kötü yaparlarsa yapsınlar lütfen proje ödevlerini yapmak için onlara kaynak sağlayın, siz yapmayın. Bakın MEB web sitesinde bulunan bir sunum bu konuda neler söylüyor:

Yazının Devamını Oku