Bana doktorunu söyle sana nasıl bir hamilelik geçirdiğini söyleyeyim
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Hamilelikte doktor seçimi öyle önemli bir konu ki...
Doktorun huzuru da, telaşı da, olayları, testleri veya kontrolleri yorumlama farkı da her şeyi etkiliyor. Üzerine bir de siz azıcık evhamlı biri iseniz sevinçli bir heyecan ile yaşamanız gereken süreç kabusa dönüyor. İlk hamileliğimde başıma gelen her şeyin tecrübesizlik, telaş ve bu yorum farklarının neden olduğu kaostan kaynaklandığına inancım artık kesinleşti. Şimdi ise sakinlik ve sükunet içinde olabildiğince keyif alarak bu süreci atlatmamı tavsiye eden, duygulandığımda gözlerimdeki yaşı silen, iyi kalpli ve son derece tecrübeli bir doktorum var benim. “Bak Pınar...” diye başlayarak sabırla anlatıyor, “Oldu mu? Anlaştık mı?” diye de teyit ediyor Rıza Hoca. Bu durum ise insana başta güven olmak üzere aradığı huzuru veriyor. Berent ile doktora gittiğimizde eline ultrason aletini verip “Al kardeşine bak...” diyen, bununla keyif alan bir doktor benim doktorum. Testlerden, hastane seçimine, günlük ihtiyaçlardan, kafa karıştıran tüm sorulara kadar rahatça ulaşabildiğim biri. Zaten bir doktorun da insana böyle bir iletişim vermesi gerekmez mi? Kısaca 7 ayı bitirdiğim bu hamileliğimde kendimle birlikte tüm anne adaylarına da Rıza Hocam’ın dediği gibi “Keyfini çıkar” diyorum...
Pişik deyip geçmeyin
Yenidoğanı bekleyen birçok değişikliğin başında, bebeğin tamamen su ile dolu bir ortamdan kuru bir ortama geçmesi gelir. Zamanında doğan bir bebeğin cildini doğal olarak koruyan “vernix” tabakası silindikten, cilt yıkandıktan sonra, kuru ortama alışmaya çalışan deri olgunlaşmaya, kendini sıvı kaybından, toksinlerden, enfeksiyondan korumak için mekanizmalar geliştirmeye başlar. Isı regülasyonunda da önemli rol oynadığı için, cildin bakımı son derece önemlidir. Vehbi Koç Vakfı Amerikan Hastanesi Pediatri Bölümü Direktörü Dr. Pınar Dayanıklı, “Banyo, bebeğin cildinden idrar ve dışkı kalıntısını temizlemekle beraber mikroplardan da arındırmaktadır. Ancak bebeğin banyo ile tahriş edici bir takım maddelere de maruz kalacağı unutmamalıdır” diyor ve ekliyor: “Bebeğe banyo yaptırırken çoğunlukla sabun veya sentetik deterjanlar kullanılmaktadır. Alkali olan bu maddeler, cildin normal asiditesini bozarak, yeni doğanın cildini enfeksiyonlara karşı daha duyarlı hale getirir. Bebek sabunu seçilirken, ürünün parfümsüz ve katkısız olmasına dikkat edilmelidir. Bebek cildi, sabunla temizlendikten sonra suyla tamamen durulanmalıdır. Pişik hakkında bilinmesi gerekenler ? Bez bölgesi pişiği, yüzde 12-15 sıklıkla rastlanan bir durumdur. Bu sorun, bebeklerin uzun süre ıslak kaması, tahriş, yeni gıdalara geçiş ve bez bölgesinin bakımı gibi nedenlerden kaynaklanabilir. ? Süper emici çocuk bezleri, çocuğun cildinin idrar ve dışkının oluşturduğu asite daha az maruz kalmasını sağladığı için pişik sorununu bir derece azaltabilir, kızarıklığı en az seviyede tutar. ? Hafif derecede tahrişe bağlı pişiklerin tedavisinde bebeğin bezi sık değiştirilmelidir. Sabun ya da başka tahriş edici temizleme maddeleri kullanılmamalıdır. ? Her bez değişiminde, içinde çinko ya da vazelin bulunan kremlerden kullanılmalıdır ve bez gevşek bağlanmalıdır. Geçmeyen pişik durumunda doktora başvurulmalıdır. ? Orta-ciddi derecede tahrişe bağlı pişik tedavisinde de hafif derecede pişikte yapılması gerekenler uygulanmalıdır. Doktora danışarak, kortizonlu bir krem uygulamak gerekebilir. Düşük dozda kortizonun yan etkisinden korkulmamalı, tedavi geciktirilmemelidir. Bazen günde bir kereden fazla krem kullanılması gerekebilir. Bu şekilde uygulanan tedavi, 5 günden fazla sürmemelidir. Ayrıca mantar olasılığına karşı, her bez değişiminde bir mantar kremi kullanılmalıdır. ? Kronik, tedaviye yanıtsız pişiklerde ise bebeğin ağzında tedavi edilmeyen mantar enfeksiyonu (pamukçuk) olup olmadığı kontrol edilmelidir. Bakteri enfeksiyonu olduğuna dair bulgular var ise anti-bakteriyel bir merhem kullanılmalıdır. ıçleri cerahat dolu sivilce şeklindeki pişiklerde bazen ağız yoluyla alınacak antibiyotiklere de gerek duyulabilir.
Anneyiz.biz Anneler Günü şenliğine davetlisiniz
8-9-10 Mayıs’ta herkesi Bebek Parkı’nda ki Anneyiz.Biz Anneler Günü Şenliği’ne davet ediyoruz. Birbirinden eğlenceli aktiviteler, konserler ve tiyatro gösterileriyle dolu dolu 3 gün eğleneceğiz. Festival boyunca gerçekleşecek animasyon etkinliklerinde, palyaçolar, tahta bacaklar, jonglörler, illüzyon gösterileri anne babalar ve çocuklarını bekliyor olacak. Biz tüm ekip orada olacağız. Sizleri de Bebek Parkı’ndaki festivalimize bekliyoruz.
Cıbıl Kurt
Temiz ve güzel bir çevrenin özlemini duyan türlü türlü hayvanın ve artık eskisi gibi meyve veremeyen ağaçların imdadına kel başına saç arayan Keloğlan yetişir. Peki, yardımsever Keloğlan’ın peşine de cıbıl bir kurt düşerse neler olur? şarkılar ve danslarla renklenen, Ankara Devlet Tiyatrosu’nda sahnelenen bu oyunu her yaştan çocuk keyifle izleyecek. Ayrıntılı bilgi için: (242) 344 46 49
Çocuğunuzun hayatı “ebru” ile renklensin
Yaratıcılığın zorlandığı, asla tekrarlanamayan ve renklerin dansı olarak tanımlanabilen “ebru” sanatı artık çocukların da ilgi alanında... Laterna Magica Mucizeler Atölyesi’nde düzenlenen “ebru” kursu, çocuklar için hem ruhsal bir terapi, hem de onların fiziksel yeteneklerini ortaya çıkaran bir etkinlik. Ayrıntılı bilgi için: (216) 550 69 15
Uzaylı Ulya Topkapı Sarayı’nda
Ulya bir uzaylıdır. Öğretmeni tatil ödevi olarak onu dünyaya gönderir ve Topkapı Sarayı’nı araştırmasını ister.Tarihi bilgileri fantastik kurgu ve macerayla veren bu kitabın resimleri de minyatür tarzından esinlenilerek yapılmış.Yazar: Nuran Turan Erdem Yayınları
Dansa davet
Dün vizyona giren “Rumba” filmi, minimum diyalogları, son derece stilize tarzı ve hareketli müzikleriyle seyredenleri dansa davet ediyor. Hem çocukların hem büyüklerin ilgisini çekecek filmin yönetmenlerinin canlandırdığı Fiona ve Dom, huzurlu bir taşra kasabasında öğretmenlik yapmaktadır. Latin dansına olduğu kadar birbirlerine de aşıktırlar. Bir gece eve dönerken duvara toslamalarıyla hayatları altüst olur.
İspanya lezzeti
ıspanyol mutfağının tatlarını yansıtan, adını ıspanyolca “merhaba” anlamına gelen kelimeden alan L’Ola, 40 kişi kapasiteli bir mekan... Bu mekanın dekorasyonu da konuklara kendilerini ıspanya’da hissettiriyor. Özetle; L’Ola Restaurant sizi ıspanya’dan başlayıp Akdeniz ülkelerinin mutfaklarında lezzet yolculuğuna çıkaracak bir adres diyebiliriz. Tel: (212) 287 58 38