Türkiye’deki vahşete son verilmezse medyatik bir skandal çıkaracağım
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Brigitte Bardot öbür yıldızlar gibi köşesine çekilmedi. Kurduğu vakıfla dünyanın en önde gelen hayvan hakları platformunu oluşturdu.
Yüzbinlerce hayranı ile fokların katledildiği Kanada’dan Sibirya’ya kadar her yere uzanıyor çabaları. Türkiye’de son günlerde ortaya çıkan hayvan katliamları AB ülkelerinin televizyonlarında gösterildiğinde, ilk tepkiyi gösteren BB Vakfı idi. Biz Brigitte Bardot’yu Paris’teki bürosunda bulup sorularımızı sorduk
Bekir Coşkun: Türkiye’de hayvanların başına gelenlerden haberiniz var mı? Brigitte Bardot: Tabii ki var, dehşete düştüm. Fotoğrafları gördüğüm an ağlamaktan kendimi alamadım. Cumhurbaşkanınızın, Türkiye’deki hayvan hakları savunucularına kulak asacağına ve mektubuma cevap vereceğine bütün samimiyetimle inanıyorum.
BC: Peki ne öneriyorsunuz?
BB: Bir insan olarak konuşuyorum. Burada ve başka yerlerde söylediğim gibi hayvanlara yapılanlar tamamen insanlık dışı muamelelerdir. Hiçbir canlıya kötü muamele, işkence, eziyet yapamayız ve onları öldürmeye devam edemeyiz. Bu bir ayıptır.
BC: Türkiye’ye bakışınız değişti mi?
BB: Türkiye hakkında hiçbir önyargım yok. Ancak Fransızların ülkenizi sevdiklerini biliyorum. Nitekim büyük kısmı tatillerini sizde geçiriyorlar. Bu demektir ki sokaktaki köpeklerin barbarca öldürüldüğünden haberleri yok. Eminim ki haberleri olduğu an, sahillerinizin birkaç yüz metre ötesinde zavallı hayvanların zehirlenerek, işkence edilerek, ya da canlı canlı çukurlara gömülerek yok edildiklerini öğrendikleri zaman gelmekten vazgeçeceklerdir.
BC: Batı medyası olanları önemsedi gibi.
BB: Medya olanları yakından takip ediyor ve onaylamıyor tabii ki. Şimdilik yeterince tepki göstermiyor. Cumhurbaşkanınız ile bir diyaloğa girmeyi tercih ettim, çünkü onun duyarsız olmadığını düşünüyorum ve yeni reformlar yapılmasında öncülük edeceğine inanıyorum. Ancak bu olayların aciliyeti var. Bu vahşet olaylarına son verilmediğini görürsem uluslararası bir medyatik skandal yaratmaktan asla çekinmeyeceğim.
BC: Ne gibi?
BB: Ne gerekiyorsa.
12 MAYIS’TAKİ EYLEME YÜREKTEN KATILIYORUM
BC: Altı yıl önce Türk Hükümeti’ne başvurmuştunuz, sesinizi duyurabildiniz mi?
BB: Eğer sesimi duyurabilseydim bugün tekrar müdahale etmek durumunda kalmazdım. Her şeye rağmen Türk yetkililer çözüm bulmaya çalıştılar. Paris’teki Türk Büyükelçiliğiniz vakfımla irtibata geçti, çok güzel fikir alışverişi oldu. Romanya, Bulgaristan ve Sirbistan’a sokak köpeklerine uyguladığımız kısırlaştırma kampanyaları hakkında bilgi verdik. Akabinde hükümetiniz Hayvanları Koruma Yasası çıkardı. Ancak bu yasada çok boşluklar var. Bu yasanın düzeltilmesi kaçınılmaz olmuştur.
BEN YARALI VE YÜREĞİ SIZLAYAN BİR KADINIM
BC: Bir Türk vatandaşı olsaydınız, gece evinizde uyurken arka sokakta hayvanların çığlıklarını duysaydınız ne yapardınız?
BB: Burada yaptıklarımı yapardım. Kabul edilemezi kabul etmezdim. Kanada’ya fok katliamı için gittiğimde gördüklerim beni hasta etti. Gücümü yitirdim ve mayısın 12’sinde Türkiye’de yapacağınız eyleme fizik olarak katılmamı imkansız kıldı. Gelmeyi çok istiyordum. Ama eyleminize yürekten katılıyorum. Hayvanlara yardımcı olmaya çalışan o merhametli insanlara yürekten teşekkür ediyorum.
BC: Sanırım Hıfzıssıhha Araştırma Merkezi’nde canlı canlı kanı boşaltılan bir atın görüntüleri elinizde var...
BB: Evet, bu bir vahşet. Tamamen yürek sızlatıcı. İnsanların yararına yapıldığını söyleseler de bu tür deneyleri aşağılacıyı, insanlık dışı buluyorum.
BC: Bizler için idolsünüz.Birçok ünlü insan köşesine çekilirken siz yanınıza sevgi ve merhameti alarak varlığınızı sürdürüyorsunuz.Ne yapmamızı önerirsiniz?
BB: Çok naziksiniz. Ben sadece yaralı ve yüreği sızlayan bir kadınım. Vargücümüzle şiddeti ve vahşeti reddetmemiz lazım. Ankara’da, İstanbul’da ve daha birçok yerde köpeklere uygulanan o vahşeti hiçbir gerekçe haklı gösteremez. Harekete geçmeliyiz. Göz yumduğumuz sürece suç ortağıyız.
Yaşamak İstiyorum mitinginde herkes Pako’nun kırmızı bandanasını takacak
Hayvanseverler 12 Nisan’da Ankara’da yapılan etkinliğin ardından, 12 Mayıs’ta çok daha büyük bir mitingde buluşacak. DOĞÇEV Derneği’nin düzenlediği "Yaşamak İstiyorum!" mitingi, 12 Mayıs Cuma günü saat 12.00’de Ankara’da Abdi İpekçi Parkı’nda yapılacak. Yaşamak İstiyorum mitingi için ilk defa 300’den fazla dernek ve vakıf bir araya gelecek. 25 sanatçı hayvan hakları için destek verecek, PETA’nın da aralarında olduğu uluslararası dernekler ve yabancı gazeteciler de bu mitinge katılacak. Miting sonrasında katılımcılar Çevre Bakanlığı’na yürüyecek ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nu bakanlığın merdivenlerine bırakacak. 12 Nisan’daki buluşmanın sembolü turuncu atkılardı; Yaşamak İstiyorum mitingine katılanlar boyunlarına Bekir Coşkun’un köpeği ve bu sayfanın sembolü Pako’nun kırmızı bandanasını takacaklar. Miting için belirlenen ilk tarih 26 Nisan’dı; ancak o gün Amerika Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’ın Ankara ziyareti sebebiyle 12 Mayıs’a ertelendi.
Yedi haftalık gri-beyaz erkek kedi ailesini arıyor. 0555 275 43 37.
Birbirinden şeker, beş haftalık üçü dişi, biri erkek dört kedi yuva arıyor. 0555 422 88 95.
Sahipleri, bakamadıkları için Diyarbakırlı Terrier Tommy’i iyi bakabilecek bir aileye vermek istiyor. Yuva bulamazsa sokağa bırakılacak.
Köpeğimiz Boni 3 Nisan’da Ataköy Marina’da kayboldu. Dişi, fino kırması 13 yaşında ve üstünde sarı tasması var. Ensesinde chip de var, veterinerde okutulabilir. Lütfen görenler bizi arasın. 532 411 18 71, 533 452 69 61.