Paylaş
Spor salonu işleten İlke (25) ve Serhat Kaytaz (31) çifti bundan 2 sene kadar önce 4 aylık bir İngiliz Bulldog olan Thyson’a bakmaya başladı. Eve çok geç saatlerde gidebildikleri için onu bir petshop’a verdiler. Verildikten 1,5 ay sonra da 29 kilodan 15 kiloya inmiş, tüm vücudu kanlar içinde, kış soğuğundan ciğerleri iltihaplanmış bir halde geri aldılar. Ona kimsenin kendileri gibi bakamayacağına emin olunca "Geç saatte de gelsek o sefaleti yaşayacağına bizim yanımızda kalmalı" diyerek bir daha hiç kimseye vermemeye karar verdiler. Antibiyotik ve vitamin tedavisi gören Thyson, ancak bir ayın sonunda kendine gelmeye başladı. Serhat Kaytaz "Anladık ki bir hayvan aldığımızda o hayvanın ömrü ne kadarsa ona o kadar bakacağımızı düşünerek almalıymışız; o anlık düşünerek değil" diyor.
Serhat Kaytaz, çocukluğundan beri bir İngiliz Bulldog sahibi olmayı istiyordu. Ancak bu köpeklerin akrabalarıyla çiftleştirilmesi sonucu kalça çıkığı ile doğduğunu biliyordu, bu nedenle Türkiye’de üretilen bir yavru almak istedi:
"Satıcı bize böyle bir sorun olmadığını söyleyerek anne babasını da gösterdi. Ama kandırılmıştık, onların gerçek anne baba olmadığını çok geç anladık. Biz Thyson’ı aldıktan bir ay sonra yürüyüşünde bir gariplik başladı. Veterinere götürdük ve iki kalçasında da çıkık olduğu ortaya çıktı." Thyson ameliyat olmazsa yürüyemez hale gelebilirdi. Önce sağ sonra sol kalçası ameliyat edildi. Ameliyattan sonra bu kez de fazla yüklendiği sağ dizinin bağı yırtıldı. Bunun için de bir ameliyat geçirdi.
Thyson sahiplerinin belirttiğine göre nazlı bir köpekti ve kendisine kızıldığında veya onunla ilgilenilmediğinde ağlıyor, gözlerinden yaşlar akıyordu. Sevilince dünyanın en mutlu ve şımarık köpeği oluveriyordu. İlke ve Serhat Kaytaz, Thyson’ı aldıklarında henüz evlenmemişler, aynı evde yaşıyorlardı. Thyson da 1,5 yıl onlarla yaşadı.
Evlendikten sonra her ikisinin de ailesi "Köpeğin kılı dökülüyor, evde hayvan olmaz" diyerek sorun etmeye, bu yüzden eve gelmek istemediklerini söylemeye başladı. Onların da sosyal hayatı aktifleşti ve daha çok dışarıda vakit geçirmeye başladılar. Spor salonunda da sabah 10’dan akşam 10’a kadar kalıyorlar, Thyson’ı da eve döndüklerinde çıldırmış gibi enerji dolu buluyorlardı. Evlendikten iki ay sonra Thyson’ı vermeye karar verdiler.
PETSHOP SAHİBİ KARAR DEĞİŞTİRDİ
Akvaryum alışverişi yaptıkları bir petshop’un sahibi Thyson’ı alabileceğini ona dükkanında bakıp, maskotu yapacağını söyledi. Bu öneri kafalarına yattı. Thyson’ı verdiler ve yeni yerine alışması için giderek azalan ziyaretlerle onu gördüler. İlk bir ay güzel bakılan Thyson’ı bundan sonraki ziyaretlerinde petshop’un içinde değil arka bahçesinde altı Rottweiler, bir Pitbull’un arasında buldular. Daha önce ona bakacağını söyleyen petshop sahibi ağız değiştirmiş; bakamayacağını, bu yüzden ona başka bir sahip bulacağını söylemeye başlamıştı.
İlke Kaytaz Thyson’a görünmeden yaptıkları bu ziyareti şöyle anlatıyor: "İngiliz Bulldoglar yapıları gereği dışarıda yaşayamazlar. Ama Thyson bahçedeydi ve başka köpeklerle birlikte yaşıyordu. Onu görmeye gittiğimiz gün, hava yağmurluydu ve kulübesinin içinde öylece durmuş etrafına bakınıyordu. Halini görünce içim parçalandı, gözyaşlarımın aktığını eşimin beni kendime getirmesiyle fark ettim. Benim oğlum bunu hak etmemişti. O dışarıda yaşamaya alışkın değildi. O bizim oğlumuzdu ve acılarını onunla paylaşmıştık. Ama artık onu verdiğimiz yerde mutlu olmadığından emindim. Kendimi çocuğunu sokağa bırakmış kötü kalpli bir anne gibi hissettim."
SAHİBİ HALİNİ GÖRÜNCE DAYANAMADI
Serhat Kaytaz 15 gün sonra yeniden Thyson’ı görmeye gitti ve daha fazla dayanamayarak geri aldı. Çünkü köpeğin hali bu kez iyice içler acısıydı: "Biz onu verdiğimizde 29 kiloyken 15 kiloya düşmüş. Karın çevresi 45-50 cm.’di ama aldığımızda 20 cm.’e düşmüştü. Çünkü yemekler ortaya atılıyor ve hayvanlar yemek kapmak için birbiriyle boğuşuyordu. Her yeri diş izleriyle dolmuştu, veterinere götürdük, kafasında 20’den fazla delik vardı. Kulakları, boynu delik içindeydi. Kulağının yan tarafı 8 cm. civarında yarık vardı. O dönemlerde hava çok soğuktu ve ciğerlerini çok üşütmüştü, burnundan iltihaplar akıyordu. Tüylerini kestirdik, bakım yapıldı. İştahlı ve tonton bir köpek iken, aç ve susuz kalmıştı. Beni görünce hep zıplar poposunu kıpırdatırdı, ama bu kez hiç umursamadı. Eve gelince, bir sütunun dibine oturdu, zaten titriyordu, pek de kendinde değildi. O canlı oyuncu, duygusal köpek gitmiş yerine ürkek bir Thyson gelmişti. 10 gün antibiyotik, beş gün vitamin iğnesi oldu."
Thyson’ın halini görünce onu geri aldılar ama iyi bir aile arayışını da sürdürdüler. 10 gün kadar sonra biri daha geldi ve daha önce Fransız Bulldog baktığını, Bulldogların huyunu bildiğini söyleyerek Thyson’ı almak istedi.
ARTIK ONU KİMSEYE VERMEM
Ancak bir gün sonra karısının korktuğunu söyleyerek geri getirdi. Serhat Kaytaz "Artık onu kimseye veremeyeceğimizi anladık. Hep bizim yanımızda kalacak. Zaten bir aydır kendine gelebildi. Yeni yeni şakalaşmaya başladık. Bir çocuğum olursa onun da hayvan sevgisiyle büyümesini isterim. Ailelerimizin itirazlarına engel olmak için teras katımızı kapatıp ona bir kulübe yapacağız. O halde gördükten sonra, sefil olacağına evde yalnız bile kalacak olsa bizim bakımımızda olması daha iyi diye karar verdik. Anladık ki bir hayvan aldığımızda o hayvanın ömrü ne kadarsa ona o kadar bakacağımızı düşünerek almalıyız. O anlık değil."
İlke Kaytaz da aynı görüşte: "Her ne olursa olsun Thyson’ı bir daha asla bırakmayacağım. Umarım gerçek dostlarınız hep size ait olurlar ve hep sizlerin yanında kalırlar. Keşke hayvan sevgisinin bir aşısı olsa da insanlara aşılayabilsek. "Ayten SERİN aserin@hurriyet.com.tr
Köpeklerde üçüncü gözkapağı bezinin sarkması
İnsandan farklı olarak, köpeklerin gözünde içinde bir gözyaşı bezi olan üçüncü göz kapağı vardır. Gözle görülmez ama gözyaşı bezinin herhangi bir sebeple sarkmasıyla gözün dışına doğru kayar ve gözle görülür bir hal alır.
Gözdeki bu problem bazı köpek ırklarında (Beagle, Bloodhound, Boston Terrier, Bulldog, Bull Terrier, Lhasa Apso, Saint Bernard ve Shar-Pei gibi) her iki gözde birden aynı anda ortaya çıkabilir. Gözyaşı bezi dışarı sarkıp doğrudan kuru havayla ve diğer tahriş edici unsurlarla karşılaşmaya başladıktan sonra enfekte olmaya, şişmeye başlar. Şişmeyle birlikte kızarıklık, gözde akıntı ve kaşıntı da oluşur. Köpeğin bu bölgeyi kaşımaya çalışmasıyla birlikte yaralar oluşabilir.
Hastalığın tedavisinde antibiyotik ve yangı giderici ilaçlar çok etkili olmadığından, gözyaşı bezinin cerrahi yöntemle eski yerine getirilmesi öneriliyor.
PAKO PANO
4,5 aylık, sokağa atılmış iki dişi kedi kafeste çok sıkıldı. 0212 240 11 94.
10 aylık Cocker cinsi köpeğimiz 20 nisan günü Mersin Alden sitesi yakınlarında kayboldu. İsmi Koski, erkek ve kırmızı tasması var. Görenler bize 0 532 2546122-05337443686 numaralı telefonlardan ulaşabilirler.
İki aylık erkek Bull Terrier melezi cesur, zeki, hareketli, sadık ve olabildiğince yaramaz köpek ev arıyor. Tuvalet eğitimi var. 0555 422 88 95.
Dört yaşında aşıları tam melez kızımızdan iş yüzünden ayrılmak zorundayız. Ona İstanbul’da iyi bakacak bir aile arıyoruz. 0532 447 35 55.
Terrier kırması köpeğimizin altı tane yavrusu oldu. Yaşama sırası onlara geldi yani! İzmir’de yavru Terrier isteyen var mı? Tek şartımız, onları ömür boyu sevecek olmanız. demanguler@mynet.com
Biri 4, biri 7 yaşındaki bu sıfır numara iki Terrier’i şu an bakıldıkları evden aldık ve geçici olarak birine verdik. Sahipleri olan kişi, önce kardeşinin sonra eşinin hastalığı sebebiyle hiç ilgilenmemiş, almasaydık köpekleri uyutmayı düşünüyordu. Aylardır, belki yıllardır sokağa çıkmamışlar, güneşsizlikten ciltleri hasta, gözlerinde ve birinin kulağında enfeksiyon var. Tedavilerine başlandı, çok kısa zamanda iyileşecekler ve artık mutlu olmayı hak ediyorlar! Mümkünse ikisini birlikte sahiplenecek bir aile arıyoruz. İkisi de dişi ve çok uysallar. 0555 422 88 95.
Paylaş