Paylaş
Bir aylık Çilem’e annelik yapan Fıstık ve sahibi Şükran Özdoğan, veteriner hekimlerin kurtulma şansı yok dedikleri kediyi yaşatmak için birlikte mücadele ettiler.
Çayyolu Doğal Hayatı Koruma ve Sokak Hayvanlarını Barındırma Derneği üyesi olan Şükran Özdoğan, Lokum ismindeki Van kedisinin öldüğü gün, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nde tanıştı Çilem ile. Çilem, fare zamkına yapışmış bir şekilde bir kutunun içinde duruyordu. Hayvanseverler sokakta bu halde buldukları kediyi, tedavi edilir umuduyla getirmişlerdi fakülteye. Veterinerlerin yaşama şansı yok demelerine ve müdahale etmemelerine rağmen onu aldı, fakültede bir lavaboda sabunla yıkadı, üzerindeki zamkı temizledi ve evine götürdü.
Aynı gün idrar kesesinin delinmesi sonucunda kedisi Lokum’u kaybeden Özdoğan, "Lokum için çok ağladım ve yaşadıklarından ötürü Çilem adını verdiğim kedinin yaşaması için çok dua ettim. Sağlıklı bir hayvan olsaydı almazdım onu" diye anlatıyor.
ÖLDÜRDÜ SANDILAR MEĞERSE EMZİRİYORMUŞ
Fakültede ölüme terk edilen küçük kediyi eve getiren Şükran Özdoğan, ona vitamin ve serum vermiş. Ertesi sabah, eve panik havası hakim olmuş. Çünkü Çilem, onu koydukları sepette değilmiş. Korkunun sebebi ise, Özdoğan’ın köpeği Fıstık’mış doğal olarak: "Bir baktık ki, kedi sepetinde yok. Köpeğim Fıstık kedinin kafesini kırmış, öldürdü sandık. Aramaya başladığımızda ise karşılaştığımız manzara karşısında gözlerimize inanamadık. Çünkü, daha önce hiç anne olmayan Fıstık, kediyi emziriyordu."
Fıstık, o günden sonra küçük kediye annelik yaptı. Emzirdi, tüylerinin arasında ısıttı, yalayarak temizledi.
Hiç anne olmamış bir köpeğin bir kediye annelik yapması ve sütünün gelmesi mucize. Normalde hiç yatmayan, yerinde duramayan Fıstık, şimdilerde Çilem’i emzirmek için yerinden kıpırdamıyor. Çilem geldiğinden beri onun yanından ayrılmıyor, hatta tuvaletini yapmak için dışarı bile çıkmak istemiyor.
Gerçek hayvansever olmanın, ihtiyacı olan hayvanlara yardım etmek olduğunu söylüyor Özdoğan. Evine de hep böyle hayvanları alıyor zaten. Birlikte yaşadığı hayvanların hepsinin bir kurtuluş ya da hastalık öyküsü var. Şu an Çilem ve Fıstık’tan başka, biri kanser, biri uyuz, diğeri astım hastası üç köpeği daha var. Fıstık’ı da geçen kış çok karlı bir günde bitkin bir vaziyette sokağa terk edilmiş halde buldu. "Hayvanları insanlardan daha çok seviyorum. Karınları doyduğu zaman huzurlu oluyorum. Onlarda kötülük yok, hep sadakat var. İnsanları tanıdıkça hayvanlara yöneldim" diyor.
Köpeklerde Wobbler Sendromu
Köpeklerde Wobbler Sendromu, boyun bölgesindeki omurların kalıtsal olarak hatalı olarak şekillenmesinden kaynaklanan bir sinir sistemi hastalığı. Wobbler Sendromu olan köpeklerde, boyun omurunun, içinden omurilik geçen kanalı, normal köpeklere göre doğuştan itibaren daha dar olur. Bu, zamanla omurilik üzerinde baskı oluşturur, sinir iletimi zayıflar veya kısmi olarak engellenir. Köpeğin yaşının ilerlemesi ile birlikte bu daralma artar ve baskı daha şiddetli bir hal alır.
Bu kalıtsal hastalık her köpek ırkında görülebilir. Ancak bilinen vakaların yüzde 80’den fazlası Danua (Great Dane) ve Doberman Pinscher ırkı köpekler.
Hastalıkla ilgili belirtiler genellikle dört yaşa kadar belirgin bir şekilde ortaya çıkar. Dikkati çeken ilk belirti, köpeklerin ense bölgelerinin ellenmesinden rahatsız olmaları ve buna karşı isteksizlik sergilemeleridir.
Hastalığın ilerlemesi ile halsizlik, yürümeyi istememe ve arka ayaklar arasında koordinasyon bozukluğu dikkati çeker. Bunu ön ayaklar arasındaki hareketlerin bozulması izler.
Wobbler Sendromu, ciddi bir hastalıktır ve ilerlediği takdirde çoğu kez daralmanın oluştuğu bölgeden itibaren tam felce sebep olur. Bu nedenle başta Danua ve Doberman Pinscher ırkı köpekler olmak üzere, ilk belirtiler fark edildiğinde vakit kaybetmeden veteriner hekiminize gitmelisiniz.
Hastalığın teşhisini takiben sinir iletimini artıran ve yangı giderici ilaçlar kullanılabilir. Ancak bu ilaçlar sadece köpeğin sıkıntılarını azaltır ve omurlardaki daralmayı düzeltmez. Hastalık, sadece bölgenin ve daralmanın izin verdiği ölçüde cerrahi müdahalelerle kontrol altına alınabilir. Hiçbir zaman tam olarak iyileşme sağlanamasa bile, hastalığın tam felçle neticelenmesi bu son derece zor ve özel ameliyatlarla önlenebilir.
DOĞUM YAPMAMIŞ KÖPEKTEN SÜT GELEBİLİR Mİ?
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selim Aslan, çok sık rastlanmasa da bu tür olaylarla karşılaştıklarını anlatıyor. Aslan, yalancı gebelik olaylarında sütün kesilmesini istediklerini söylüyor: "Bu gibi durumlarda yavrunun özel mamayla beslenmesi gerekir, çünkü bu sütün kalitesi yavru için yeterli değil."
PAKO PANO
Tipitip, üç yaşında bir Golden melezi. Sahipleri tarafından sokağa bırakıldı. Aşıları tam, bakımlı, erkek ve kısır. 0533 698 17 73.
Korsan, Cavalier King ve Charles Spaniel melezi, iki yaşında kısırlaştırılmış bir erkek. Yeni bir yuva arıyor. 0555 422 88 95.
İzmir’de sokakta yasamaya çalışan kör kediciğe yuvanızı açmak ister misiniz? Sevgiye ve korunmaya çok ihtiyacı var. 0536 278 51 88.
İki yaşında kısırlaştırılmış erkek Rus Finosu’nun tuvalet eğitimi var. Diğer kedi ve köpeklerle de anlaşıyor. Onu sevecek bir ailenin özlemi içinde. 0535 362 50 05.
Kedimiz Şeker, şeker bayramının ikinci günü akşam saatlerinde Ataşehir Gardenya sitesinde mavi gri taşıma sepeti ile kayboldu. Boynunda pembe inci bir kolye, burnunda koyu ve belirgin bir leke var. 0546 268 76 92.
Oya, beş aylık. Sahipleri tarafından sıcacık evinden sokağa atıldı. Şu an bir klinikte yeni sahibini bekliyor. Kısırlaştırıldı. 0536 639 33 23.
Paylaş