Hayvanseverlere, özellikle de köpekseverlere kinofobi (köpek korkusu) çok uzak gelebilir.
Fakat köpekleri sevmelerine rağmen köpekten korkanların sayısı hiç de az değil. Sahibi yanında olduğu halde zincirsiz gezdirilen köpekler yüzünden yürekleri ağzına gelen birçok insan olduğu da bir gerçek. Parkta yürüyüş yaptığınız sırada tozu dumana katarak üzerinize atlayan bir köpeğin sahibinin, yüzünüz korkudan kireç gibi beyazlaşmışken, "Korkmayın bir şey yapmaz, sadece oynamak istiyor" lafının ne kadar beyhude olduğunu onlar çok iyi anlayacaktır. Bu korkuyu azaltmak için köpek sahiplerine büyük sorumluluk düşüyor.
Çocuğuyla parkta gezerken, zinciri çözülmüş bir hayvanın üzerine ne amaçla geldiğini bilmeden çocuğunu mu, kendini mi koruyacağını bilemeyen birinin korkusunu anlayamayan köpek sahipleri, bu durumu çoğunlukla köpek sevmemek olarak değerlendiriyor. Karşıdakinin korku ya da endişesine empatiyle yaklaşmaktansa, "Korkmayın, ısırmaz" diyerek tedirginliğini önemsemiyor. Geçtiğimiz mart, Isparta’da yapılan Atatürk Koşusu’nda, sahibinin zincirini çözdüğü bir köpeğin, Milli Atlet Mehmet Çağlayan’ın peşine düşmesiyle, Çağlayan’ın rakiplerine fark atarak birinci olduğunu belki hatırlayacaksınız. Çağlayan, o koşu sırasında hem tabana kuvvet koşuyor, hem de hakemlerden ve çevredekilerden köpeği uzaklaştırmaları için yardım istiyordu.
Köpek sahipleri özellikle toplu yerlerde kurallara uymadığı için, korku sahibi insanlarla aralarında kör dövüşe varan tartışmalar çıkıyor. Köpeklerinin zincirini kısa tutmayıp, hatta zincirlerini çözerek gezdirdikleri için bu tartışmaların sonu gelmiyor.
Kendisi de köpek sahibi olan psikiyatr Muzaffer Uyar, fobisi olanların değil, köpek sahiplerinin anlayışlı olması gerektiğini söylüyor: " Herhangi bir korku tesadüfi olarak bambaşka bir şeye kayabilir. Bu kayma bazen köpeklere karşı olur ve köpek fobisi oluşur. Bunun dışında gelişen fobiler ya geçmişlerinde köpeklerle ilgili bir travma geçirdikleri, ya aileden fobisi olanlardan etkilenilmesi ya da çekilen filmler vs gibi toplumun beslediği korkularla gelişir. Köpek sahiplerinin köpek korkusu olan insanlarla ilgili bilmesi gereken belki de en önemli şey, o insanların köpeklere öfke değil korku duymasıdır."
Köpek Psikolojisi, Köpeklerde Davranış Sorunları kitaplarının yazarı Prof. Dr. Tamer Dodurka ise köpek saldırılarıyla ilgili ilginç bilgiler veriyor: "Amerika’da köpek ısırıkları o kadar yaygın ki, her yıl tekrarlanan Köpek Isırıklarından Korunma Haftası vardır. Bu haftada kampanyalar ve reklamlarla halkın köpeklerin ısırıklarından nasıl korunacağına dair bilgiler verilir. Dünyanın her yerinde hayvan sahipleri köpeklerin çevreye verdiği zarardan sorumludur. Türkiye’de agresif olduğu bilinen köpeklere mutlaka ağızlık takılmalı. Zincir zaten bütün sahipli köpekler için zorunlu. Fakat şunu da bilmek gerekir. Bu hayvanların da dışarı çıkmaya hakkı vardır. Burada belediye başkanlarına büyük görevler düşüyor. Yurtdışındaki gibi parklarda etrafı çevrili alanların yapılması bu işin çözümü için şart. Köpek saldırılarıyla igili özellikle köpek sahiplerinin bilmesi gereken bir şey var. Köpeğiniz birini uzaktan görüp hırlıyorsa ona bağırıp çağırmayın. Sizin ona bağırmanızı, sahibim de demek ki bu saldırıyı destekliyor gibi algılar. Ya da tam aksi sakin bir ses tonuyla onun sakinleştirmeye çalışmayın. Bu kez de demek ki iyi bir şey yapıyorum, bak beni seviyor diye düşünür. Böyle bir durumda köpek sahibinin yapması gereken en uygun şey, köpeğine hiç yüz vermeden ona sırtını dönmektir."
Kendisi de önceleri köpek korkusu yaşayıp, yanında pilli köpek kovucu taşıyan Turhan Evci, fobisini yenmek için köpek sahibi olmuş. Köpeğini asla zincirsiz gezdirmediğini, ama pek çok köpek sahibinin bunu önemsemediğini söylüyor. Hatta öyle ki, köpeği dişi olduğu için zincirsiz dolaştırılan erkek köpekler yüzünden yanında yine de köpek kovucu taşımak zorunda olduğunu belirtiyor.
KÖPEKTEN KORKUYORSANIZ...
á Bir köpeğin size doğru geldiğini görürseniz, yönünüzü onun anlayabileceği bir şekilde değiştirin ve hiç göz teması kurmayın.
á Kaçmadan ona sırtınızı dönün.
á Saldırıya hazırlanan bir köpeğin önünde çökerek, "Benim vücudum küçük sana zarar veremem" mesajı verilmek isteniyor, hatta bazen başarılı olunuyorsa da başınız köpeğin saldırısına uygun hizaya geldiği için çok tehlikeli olabilir. Böyle bir durumda başınızı ve boynunuzu koruyun.
á Bağırmanız çığlık atmanız onu hiçbir şekilde korkutmayacağı gibi daha çok tahrik edecektir. Sakin olabilirseniz, daha fazla saldırganlaşmadan sizden uzaklaşmasını sağlayabilirsiniz.
á Bisikletle giderken sizi kovalarsa, hemen durup, inin ve bisikleti hayvanla aranıza alın, yavaşça gerileyin. Şermin TERZİ
Kafes kuşlarında kusma
Kafes kuşlarında yaygın olarak görülen kusma ve buna bağlı belirtiler genellikle iki farklı tipte karşımıza çıkar. Yem ve tohum tanelerinin kursaktan sindirilmemiş olarak gerisin geri kusulması bunlardan birincisi. Diğer sık karşılaşılan kusma biçimi ise besin maddelerinin sindirim sistemin daha aşağı bölgeleri olan mide ve taşlıktan gelerek kusulması. Eğer kuşun kustuğu maddeler kısmen sindirilmiş biçimde görülüyorsa, bu genellikle mide ve taşlık bölgesinden gelen bir kusmadır ve çoğu kez ciddi bir hastalık belirtisidir.
Bazı kafes kuşları özellikle çiftleşme dönemlerinde veya belli zamanlarda başka bir kuşa, sahibine yada kafesindeki bir oyuncağa veya aynada gördüğü görüntüsüne kur yapmak amacıyla kursağında bulunan sindirilmemiş yemleri kusabilir. Çoğu kez normal bir kur yapma davranışı olarak kabul edilen bu tür kusmalar gereğinden fazla sayıda ve kuşa zarar verecek sıklığa ve boyuta ulaştığında özellikle kafesteki ayna gibi bazı oyuncakların kaldırılması gibi tedbirlerle kolaylıkla kontrol edilebilir. Bazı kuşlar korktuklarında, seyahat ederlerken veya aşırı heyecanlandıklarında kursaklarındaki yemleri sindirmeden kusarak çıkarabilirler. Güvercin ve martı gibi bazı kuş türleri ise kursaklarında salgıladıkları ve "kursak sütü" adı verilen özel bir salgıyı kusarak bunu yavrularını beslemek için kullanırlar.
Bunun dışında kursak, mide ve taşlık gibi sindirim sistemi organlarının hastalıklarında da kusma görülebilir. Kursak durgunluğu, sindirim sistemindeki ip, tahta ve plastik oyuncak ve kafes aksesuvarı parçaları gibi yabancı cisimler kusmaya sebep olabilirler. Bunun dışında sindirim sistemindeki parazitler, bakteri, mantar ve virüs enfeksiyonları ve bazı zehirlenmeler de kusmaya yol açabilir.
Mide ve taşlıkta fonksiyon bozuklukları, karaciğer, böbrek ve pankreas hastalıkları da kusma ile seyreden belirtiler gösterebilir.
Sebebi ne olursa olsun kafes kuşlarınızda kusma belirtisi gördüğünüzde kuşunuzu kafesi ile birlikte veteriner hekiminize götürmeli ve muayene ettirmelisiniz. Kusulan maddelerin ve kuşun dışkısının incelenmesi, fiziksel muayenesi, gerekli görülürse kan tahlili ve röntgen muayenesi ile kusmanın arkasında yatan asıl hastalık teşhis edilebilir.
Pako pano
Bulut, 4 yaşında kısırlaştırılmış dişi ev kedisi. Çok uslu, asla tırmalamayan, sallanan sandalyede sallanmayı çok seven, sevgi dolu, sağlıklı ve oyuncu bir kedicik. Tüm aşıları yapılmış. Acil yuva arıyor. Gülcan Hanım: (532) 365 37 37
16 Mayıs Çarşamba günü, Yeşilköy adresimden, golden retriever cinsi köpeğim kayboldu. Kırmızı tasmalı, 4 yaşında. İsmi Dali. Yardımlarınızı bekliyorum. Tel:532 599 84 40