Kadıköy Hayvan Okulu’ndan dersler

İstanbul Kadıköy Belediyesi, ev ve süs hayvanları hakkında eğitim veriyor.

Eğitimler evlerinde hayvan besleyenlere ve hayvan satışı yapanlara yönelik. Sadece kedi ve köpekler değil; kuşlar, sürüngenler, balıklar da derslerin konusunu oluşturuyor.
Eğitimler beş uzman veteriner hekim tarafından 30 kişilik gruplara hafta içi iki gün veriliyor. Yılın belli dönemlerinde açılan sınıflara katılmak isteyenlerin belediyeye dilekçe vermesi gerekiyor. Kadıköy Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Ali İhsan Mete’den eğitime katılamayanlar için bazı ipuçları aldık.

Eğitimde öncelikle hayvanların ilk hastalık belirtilerini ve bunlara karşı ne tür önlemler alınabileceğini anlatıyoruz. Aslında hayvanlarda da bütün canlılarda görülebilecek klasik belirtiler gözlemleniyor: İştahsızlık, durgunluk, halsizlik, bitkinlik. Hastalık daha da ilerlediğinde, örneğin sindirim sistemine yerleştiğinde ishal ve kusma başlıyor. Bu durum gıda zehirlenmesinde ve zehirli hayvan ısırığında da görülebiliyor. Bu tür vakalarda sahiplerin öncelikle hayvanın ateşini ölçmesi gerekir. Köpek ve kedilerde ateş anüsten ölçüldüğünde eğer 39 derecenin üzerindeyse yanlış bir durum var demektir. Veterinere gitmek en doğru karardır. Gidilemiyorsa ateşi düşürmek için insanların kullandığı ilaçlar kesinlikle hayvanlara verilmemeli. Bunun yerine soğuk suyla ıslatılmış havluyla hayvan sarılmalı. Eğer belli bir bölgede şişme ve ateş varsa buraya buz konulabilir.

KEDİNİN YUTTUĞUNU DIŞARIYA ÇEKMEYİN

Kedilerde en çok yapılan hatalardan biri de yuttuğu şeyi dışarıya doğru çekmek. Çünkü yuttuğu şeyin ucunda iğne gibi kesici, delici bir madde olabilir ya da maddeyi çoktan midesine, hatta bağırsaklarına kadar yutmuş olabilir. Bunu geri çekmek hayvanın bağırsaklarına ve midesine zarar verebilir. Bir diğer hata da kedilere aspirin verilmesi. Bu, onları zehirler ve ölümüne sebep olur. Eğer kedinize ilaç vermeniz gerekiyorsa ama zorlanıyorsanız, ilacı un haline getirip çok az balla karıştırıp patisine sürün. Hemen yalamaya başlayacaktır.
Bakım ve beslenme bölümlerinde hayvanları yavru, genç, gebe ve yaşlı olmak üzere dörde ayırıyoruz. Yavru bir köpek altı aya kadar çok daha titiz beslenmeli. Öğün sayısı 4-5 olmalı. Altı aydan sonra 2 öğün, bir yaşından itibaren bir öğüne kadar düşürülmeli. Bu bir öğünde de ağırlıklı olarak kırmızı ve beyaz et gibi protein verilmeli. Bunun yanında mutlaka biraz sebze olmalı. Bazı hayvan sahipleri kendi hazırladıkları yemeklerden veriyor. Bunların çoğu da onların sindirim sistemine uygun olmuyor. Kızartma ya da baharatlı yemekler kıl döküntüsü ve kaşıntı yapar. Yemek ne çok sıcak, ne de dolaptan çıkmış bir şekilde soğuk olmalı. Soğuk yemek üst solunum yollarını etkiler ve sindirim yolu sorunu oluşur.

KÖPEKLERE SEVER DİYE KEMİK VERMEYİN

Bir diğer yapılan yanlış da köpeklere kemik verilmesi. Örneğin bir tavuk yemeği yaptığınızda etini siz yiyip kemiğini ona verirseniz hiçbir işe yaramaz. Özellikle tavuk ve balık kemiği onlar için çok zararlı, çünkü sindirimi zor oluyor. Küçük kemik parçaları genç köpeklerin mide ve bağırsaklarını çizip kanatarak ölüme kadar götürebiliyor. Yine sindirimi zorlaştıran etin derisi de temizlenip sadece eti verilmeli. Yaşlılık döneminde karaciğer ve böbrek fonksiyonu zayıfladığından daha dikkatli olunmalı. Yağ oranı düşük besinler, sindirimi daha kolay olan beyaz et gibi proteinler, kırmızı etin de çok yağlı olmayan kesimleri ara sıra verilmeli.
Kafes kuşlarında da beslenme sorunları çıkıyor. Eğer tüylerini kabartıp sürekli düşünür pozisyonda duruyorsa normal değil. İshal, burun akıntısı, tüy dökmesi, ötmemesi, iştahsızlık da belirtiler arasında. Bunu kuşun yemini değiştirmek, açıkta satılan yem almak da yol açıyor.

KIŞ UYKUSUNA GİREN KAPLUMBAĞA ÖLDÜ SANILIYOR

Egzotik hayvanların doğal yaşantısı azami ölçüde sağlanmalı. Örneğin iguanalar, içinde uygun ortam yaratılmış teraryum denilen büyük cam kaplarda yaşatılmalı. Güneş ışığı alamayan bir yerdeyse özel ışıklar takılmalı. İguanaya karşı ani hareketlerden mutlaka kaçınılmalı, zorla ele alınmamalı. Yoksa kuyruğunu kamçı gibi kullanarak zarar verebilir. Su kaplumbağlarında da aynı durum geçerli. Yaşadıkları ortam doğal şartlarına yakın olmalı. Hem sulu, hem de kuru ortamda beslenmeliler. En önemlisi de suyun ısısı. 20 derecenin altına düştüğü zaman kış uykusuna giriyorlar. Hayvan sahibi de öldü sanıyor. Özellikle genç su kaplumbağalarının kış uykusuna girmemesi lazım. Bu yüzden ısı ölçer kullanmak gerek.

HANGİ DERSLER VAR

Hayvanların Korunmasına Dair Avrupa Sözleşmesi, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği, Kedilerde Bakım ve Beslenme, Cites Sözleşmesi, Köpek Bakımı ve Beslenmesi, Hayvan Ekolojisi, Hayvan Davranışı, Akvaryum Balıklarının Bakımı-Beslenmesi ve Hastalıkları, Sürüngenler ve Kemirgenlerde Bakım ve Beslenme, Hasta Hayvanların Tanınması ve İlkyardım, Kuşlarda Bakım ve Beslenme.

VETERİNER AŞI VE TEDAVİ MERKEZİ TAŞINDI

Kadıköy Belediyesi’nin 1992’den beri İbrahimağa Mahallesi’nde bulunan veteriner aşı ve tedavi merkezi, 11 Mart’tan itibaren Fikirtepe’de çok daha büyük bir binada hizmet verecek. Dört katlı binanın birinci katında veteriner polikliniği olacak. Ayrıca iki muayehane, iki operasyon odası, acil müdahale ünitesi ve laboratuvar var. Sokak köpekleri ücretsiz, evcil olanlar resmi ücret tarifesinden tedavi edilecek.

Guatr en çok muhabbet kuşlarında görülüyor

Tiroit bezi hücrelerinin artışı ve buna bağlı olarak tiroit bezinin büyümesi olarak bilinen guatr hastalığı, kafes kuşlarında da görülür. Üstelik sağlıklarını tehdit eden önemli hastalıklardan biridir. En çok muhabbet kuşlarında görülür. Kanarya, güvercin ve papağan gibi diğer kuş türlerinde de ortaya çıkabilir.
Vücuda yemle birlikte yeterli iyot alınamaması ya da tiroit bezinin normal fonksiyonlarını engelleyen maddeler içeren besinlerin (soya fasulyesi, keten tohumu, kolza tohumu, brokoli ve lahana türleri) fazla tüketilmesi guatrın en önemli nedenlerinden. Bunun yanı sıra tiroit bezinin şiddetli enfeksiyonları ve organik fosforlular gibi bazı zehirli maddeler de neden olabilir.
Tiroit bezi büyüdüğü zaman yakınında olduğu kalp, akciğerler, sindirim sistemi organları ve hava keseleri üzerinde baskı yaparak problem oluşturmaya başlar. Özellikle kalp üzerinde yaptığı baskı, solunum sisteminde sıvı toplanmasına neden olabilir. Benzer bir şekilde sindirim sisteminde de sıvı toplanmaları görülebilir.

BELİRTİLERİ NELER

Tiroit bezi büyüdüğünde; yutma güçlüğü, yemi geri çıkarma, kilo kaybı, iştah kaybı, solunum güçlüğü, ses ve ötüş bozuklukları ve değişiklikleri, konuşuyorsa konuşmayı kesme, kursakta şişme, hırıltılı veya “cikleyerek” nefes alma görülür. Tiroit hormonlarının yetersiz düzeyde salgılanmasına bağlı olarak da bağışıklık sisteminde zayıflama, enfeksiyonlara kolay yakalanma, obezite (aşırı kilo alma), üreme problemleri, deri ve tüylerde sorunlar, depresyon ve halsizlik gözlenebilir.
Teşhis için veteriner hekiminiz, kuşun beslenmesinden yaşadığı ortama, kafes koşullarından hastalık ve zehirlenme belirtilerine kadar sizden alacağı birçok bilgiye ihtiyaç duyacaktır. Eğer hastalığın sebebi doğrudan iyot yetersizliği ise içme suyuna iyot ilave edilmesi doğru olur. Veteriner hekiminiz, hastalığın şiddetine göre iyot içeren ilaçları doğrudan uygulayarak ve kuşu oksijenden zengin bir ortamda tutarak tedaviyi destekleyebilir. Diyetin düzenlenmesi de tedavi için önemli. Bunun dışında tiroit bezinde enfeksiyon ve fonksiyon bozukluğuna yol açan zehirlenmeler de hızla tedavi edilerek guatr tablosu düzeltilebilir.
Korunmak için, özellikle havasında ve suyunda iyot düzeyi düşük bölgelerde yaşayan kuşların içme sularına iyot ilavesi faydalı olur. Soya fasulyesi, keten tohumu, kolza tohumu, brokoli ve lahana türleri gibi besinlerin aşırı miktarda verilmemesi ve kuşların zehirli maddelerin bulunduğu ortamlardan uzak tutulmaları da son derece önemli.

Pako pano

Kızımız Zeyno 1 yaşında, kısırlaştırıldı. Çok yumuşak mizaçlıdır. Onu sevecek bir aile arıyor. Şu anda Ankara Eryaman’da yaşıyor. (532) 432 38 41.

Biz 3 aylık, renk renk kardeşleriz. İlk bakımlarımız yapıldı, tuvalet terbiyemiz var. Sevgi dolu yuvalar arıyoruz, İstanbul’dayız.
Yazarın Tüm Yazıları