Asabiyete bağlı ısırma huyunun düzeltilmesinde en önemli konu, kuşu pozitif yönde eğitmek.
Buna başlamak için özellikle papağanlara "gel", "tırman", "aşağı" ve "yukarı" gibi komutları öğretmek gerekir. Böylece tüneğindeki kuşa komut vererek elinize tırmanmasını ve tüneğine inmesini öğretebilirsiniz.
Öğrenme süreci, kuşun daha önce ısırma davranışı gösterdiği yerden farklı bir yerde başlamalı. Evin başka bir odasını kullanabilirsiniz. Eğer sizi evin tüm odalarında ısırdıysa, bu eğitim çok olabilir. Böyle bir durumda komşunuzun ya da yakın birinin evini kısa süreli eğitimler için kullanabilirsiniz.
Papağanlar insanın yüz ifadelerini ve komutlarını anlayacak kadar zekidir. Uygun şekilde davranarak, eğitimi ödüllerle hızlandırabilirsiniz. Eğer ısırmaya yönelik bir tepki verirse başınızın kuştan daha yukarı kaldırıp ondan daha üst mertebede olduğunuzu gösteren bir duruşla "hayır" deyin. Eğer yüksek sesle bağırır ya da azarlayan bir ses tonu kullanırsanız, çığlık seslerini ve sıra dışı bağırmaları eğlenceli bulan papağanınız eğitim açısından zorluk çıkarabilir. Bu nedenle papağanınızı eğitirken kesinlikle bağırmayın ve ceza vermeyin.
Eğitime, komutları öğrenene kadar her gün devam edin. Eğitimler boyunca ve sonrasında, onu kafeste veya elinizdeyken asla kalp seviyenizin üstünde bir yüksekliğe kaldırmayın. Isırma huyu olan papağanları omzunuza kesinlikle almayın. Yüz, göz, kulak ve dudaklara yakın olan omuzda duran bir papağan ısırarak ciddi yaralanmalara yol açabilir.
Eğer kuş ısırmaya kalkarsa, eğer elinizdeyken elinizi birkaç santim aşağı doğru hızla alçaltarak veya omzunuzdaysa hafif bir hareketle dönerek dengesini bozarak ısırmayı durdurabilirsiniz. Böyle bir durumda onu kafesine koyarak eğitime ara verin. Ama onu kafeste bıraktığınız süreyi ceza olacak kadar uzun tutmayın. Bu onu kızdırır.
Eğer kuşun ısırma huyu korkuya bağlıysa, ona korku vereni tespit edin. Elektrik süpürgesi gibi elektrikli ev aletlerinden bile korkabilirler. Eğer evden uzaklaştırılması mümkün olmayan ve korkuya yol açan gürültülü ev aletleri varsa, bunları önce sesi uzaktan gelecek şekilde çalıştırıp bu esnada kuşu sakinleştirmek için ödüller kullanarak onu alıştırabilirsiniz.
Sabır ve ilgiyle kısa sürede kuşlarınızın ve son derece zeki olan papağanınızın ısırma huyundan vazgeçtiğini göreceksiniz.
Matilda’nın mücadelesi
petshop’lardaki kardeşleri için daha iyi bir yaşam umudu
Taya Kahraman’ın (37) hayatı İstanbul ve Paris arasında mekik dokuyarak geçiyor. Fransa’da lüks restoranlarda aşçı olarak çalışıyor. Avusturyalı anne ve Türk babanın evliliğinden doğan ve yaşamının büyük bölümünü yurtdışında geçiren Kahraman, aynı zamanda sıkı bir hayvansever. Evinde Zoe ve Margo adında Danua cinsi iki köpeği ve Schnaps adında Cinçila kırması bir kedisi var. Sokaklarda baktıklarının sayısını bilmiyor. Taya Kahraman’ın geçtiğimiz hafta bir kedisi daha oldu. Daha doğrusu istemeden de olsa bir kedi satın aldı. Petshop’un vitrininde gördüğü kedi yavrusu o kadar kötü bir durumdaydı ki hemen içeriye girdi ve görevlilerle konuştu. Aldığı yanıt "Kedi hasta değil" oldu. Israrın faydasız olduğunu anlayınca ölmesini belki önleyebilirim diyerek kediyi satın aldı. Daha önce de Fransa’da ve Türkiye’de petshop’lardan hasta hayvan kurtarmıştı. Taya Kahraman, Matilda adını verdiği üç aylık Himalaya yavrusu ile şimdi veteriner veteriner dolaşıyor ve minicik yavruyu yaşama döndürme savaşı veriyor.
SAĞ GÖZÜ KAPANMIŞTI ÖLECEK DİYE SATIN ALDIM
10 gün önce alışveriş merkezindeki hayvan mağazasından sağ gözü iltihaptan kapanmış, kulaklarının arkası mantarla kaplanmış kımıldayamayacak kadar bitkin bir kedi gördüm. Hemen içeriye girdim ve kedinin hasta olduğunu söyledim. Bir şeyi olmadığını iddia ettiler. Veterinere göstermeleri gerektiğini hatırlattım ama aldıran olmadı. Bunun üzerine bırakıp gitsem o kedi orada ölür diyerek satın aldım.
KENDİ VETERİNERLERİNE GÖTÜRÜRSEM GARANTİLİYDİ!
Satın almadan önce de evimde iki köpek ve bir kedi olduğu için aşılarını sordum. Çünkü kedilerde AIDS, lösemi, ve FIP gibi ciddi hastalıklar olabiliyor. Sorularıma hayır cevabı verdiler. Kediyi 400 euro karşılığı olan 660 YTL’ye satın aldım. Satın alma işlemleri sırasında bana bir garanti belgesi imzalattılar. Belgeye göre kedi, bir ay boyunca çıkabilecek tüm viral enfeksiyonlara karşı garantiliydi ama sadece kendi veterinerlerine götürdüğüm takdirde!
SAĞLAM DEMİŞLERDİ FIP HASTALIĞI ÇIKTI
Başka veterineri kesinlikle kabul etmediklerini söylediler. Onların veterinerinin bu kedinin hasta olduğunu anlamadığını ve başka veterinere götüreceğimi söyledim. Matilda’yı alıp hemen kendi veterinerime götürdüm. İltihaplı gözü temizlendi, mantarlarından dolayı karantinaya alınması gerekti. Birkaç gün hiç kaka yapmadıktan sonra kanlı yapmaya başladı. Yine veterinerde yapılan testlerin sonucunda FIP adı verilen hastalık çıktı. Halbuki bana aşısı olduğunu söylemişlerdi.
TARIM MÜDÜRLÜĞÜNE ŞİKAYET ETTİM
Bunun üzerine petshop’un sahibi Can Paksoy ile görüştüm. Benim aldığım yer dışında üç ayrı dükkanları daha var. Ömerli’deki yerin elemanları yanlış beyanlar ile evimdeki sağlıklı hayvanları da risk altına atıyor çünkü. ’Kendisini İl Tarım Müdürlüğü’ne şikayet edeceğimi söylediğimde ’Tüketici hakkınızdır, nereye şikayet edecekseniz edin’ cevabını aldım. Tabii ki ilgili makamlara yazılı şikayetlerimi yaptım. Şimdi bir yandan hukuksal savaş, bir yandan da Matilda için hayatla savaş veriyorum."
AYNI PETSHOP’TAN ALINAN KEDİ ÖLDÜ
Matilda şu an yoğun veteriner kontrolünde ama tedavinin nasıl sonuçlanacağı belli değil. Çünkü bağışıklık sistemi çok zayıf. Bir yandan bağışıklık sistemi güçlendirilmeye çalışılıyor, bir yandan da tüm kemikleri ele gelen hayvana kilo aldırılmaya çalışılıyor. Taya Kahraman moralini yüksek tutmaya çalışıyor, çünkü aynı mağazadan alışveriş yapan arkadaşı Utku Yıldırım’ın kedisi pazartesi günü FIP hastalığı yüzünden öldü.
PETSHOP SAHİBİ NE DİYOR?
Taya Yıldırım’ın iddiasını petshop sahibi Can Paksoy’a sorduk: "Bir bayan mağazamızdan bir kedi satın aldı. Sonra satın aldığı kedide deri rahatsızlığı varmış dedi. Ücretsiz tedavi ettirmeyi teklif ettik ama ben kendi veterinerime götüreceğim diyerek kabul etmedi. İsterseniz değiştirelim ya da kediyi getirin paranızı verelim dedik, onu da kabul etmedi. İsterseniz paramı iade edin ama kedi bende kalacak ve tedavi olacak dedi. Bu durumda kediyi hediye etmiş olacaktım. Kabul etmedim. Ben makine mühendisiyim. Bu işi hobi gibi yapıyorum. Canlı hayvan işi gerçekten çok zor. İnsanda bile hastalık çıkabiliyor. Ayrıca da satın alanların bazıları hayvanlara hijyenik şartlarda bakmıyor. Hayvanlar bu nedenle de hastalanabiliyor."
Avukat Ahmet Kemal Şenpolat (İstanbul Barosu Hayvan Hakları Komisyonu Başkanı)
İL TARIM MÜDÜRLÜĞÜ İŞİ CİDDİYE ALMIYOR
Türkiye’de günde ortalama 500 köpek satılıyor. Üretim çiftlikleri ve yurda kaçak olarak giren hayvanlar denetlenmiyor. Yeni yönetmelik ve 5199 sayılı kanun yükümlülükler getirmiş olsa da, denetim olmadığından ya da denetimler rüşvet ya da eş dost ilişkisi ile by pass edildiğinden bu kanlı pazar bitmez. Petshop sahipleri 30-50 dolara vergisiz, menşei şehadetnamesiz, sağlık denetimsiz aldıkları hayvanları kolayca satıyor. Buralardaki veteriner denetimi göstermelik. İl Tarım Müdürlüğü yapılan tüm ihbarları ciddiye almalı ama almıyor. Petshoplar hakkında yüzlerce şikayet geldiği halde Tarım İl Müdürlüğü hálá sessiz. Böyle yerlerin doğrudan ruhsat iptaline gidilmesi gerek.