Havlamak bedava ama...

Bunları bizimkilerin sevdikleri yazar Meral Tamer Abla’nın köşesinden bana okudular:
New York Belediyesi gürültüyü önlemek için yeni kararlar almış, uygulamaya koyacaklar.

Bu önlemlerden birisi köpeklerin havlaması ile ilgili.

Akşam 22.00 ile sabah 07.00 arasında köpeklerin sadece 5 dakika havlamalarına izin verecekler.

Biraz geçti mi, diyelim ki köpek biraz daha havladı mı sahibi 250 milyon lira ceza verecek.

Bizim Gorbi gevezedir.

Bir defa bahçeye çıkıp da söze başladı mı, gereksiz gereksiz uzatır.

Boşuna...

Ama ben öyle değilim, beş dakika bana yeter.

Belki zaman zaman ‘Sözü toparlama süresi’ olarak biraz geçebilirim.

Gündüzleri ise havlama süresi 10 dakikaymış New York’ta. Geçince yine köpeklerin babaları para cezası verecekler.

*

İyi ki bizde bu henüz yok.

Çünkü Gorbi bahçeye çıkıp hayatını anlatmaya başladığında, televizyonda spor programı yapanlar gibi gereksiz yere konuşur da konuşur, onu kimse susturamaz.

Böyle durumlarda genelde annem ‘Gorbi sus bakayım...’ der.

Bu hiçbir anlama gelmez.

Bu sefer babam ‘Sus bakalım Gorbi’ diyerek seslenir.

Sadece kelimelerin yeri değişmiştir, Gorbi kuyruğunu mutlu mutlu sallayarak devam eder.

Gorbi havlamadığı zaman ise bizimkiler telaşlanırlar.

Annem ‘Niye havlamıyor, bu çocuk hasta...’ der. Babam sesini incelterek:

‘Hadi havla oğlum...’

‘........!’

‘Ama havlaman lazım...’

*

Normal zamanlarda Gorbi zaten bahçeye çıkınca susmaz.

Sonunda bizimkiler çaresini eski deneyimlere dayanarak buldular:

Gorbi’yi susturmak için elektrik süpürgesini alıp bahçeye çıkartıp gösteriyorlar, nedense susuyor.

Ama zamanla elektrik süpürgesine alıştı.

Bu sefer elektrik sobasını kucaklayıp çıktılar.

Ona da alışınca, mutfak robotunu gösterdiler.

Şimdi onu da iplemiyor.

Bizimkiler buzdolabını çıkartıp göstermeye sıra geldiğini düşünüyorlar.

Bahçede susmuş bir köpek ve sırtlarında buzdolabı ile bir kadın ile bir erkek görürseniz, o bizim evimizdir.

*

Demek istediğim köpekleri susturmak kolay değildir.

Çünkü onlar da konuşmak ister.

Elbette köpeklerin sahipleri komşularını rahatsız etmemekle yükümlüler. Bu bir nezaket ve saygı görevidir.

Ama köpek havlamasını bahane edip kimseyi evinden atmasınlar.

Dostça, sevgi ile bir çözüm bulmak insanlara özgüdür ve bu onlara gurur verebilir.

Sizler dost olun yeter.

Hayvan hakları kanunu tartışmalarla geldi

Sonunda tüm hayvanseverlerin beklediği gerçekleşti, TBMM geçtiğimiz hafta 5199 numaralı Hayvanları Koruma Kanunu’nu kabul etti. Ancak yeni kanun ciddi bir tartışmaya da yol açtı. Köşe yazarları ve hayvanseverler kanunun Avrupa Birliği uyum yasaları kapsamında, AB’nin gözünü boyamak için çıkarıldığını söylüyor. Haklılar da. Yeni kanunla Türkiye’de istismar edilerek uygulanan 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanunu’nun izin verdiği hayvan itlafları saklı tutuldu. Peki bu 33 maddelik kanunun iyi yanları da yok mu? Var tabii ki. Mesela gebe ve yeni anne hayvanları öldürmek yasak, yavruları sokağa atmanın cezası var. Trafikte hayvan ölümlerine sebep olanlar, hayvanlara işkence edenler para cezası ödeyecekler. Avrupa’da yıllardır yasak olan Pitbull Terrier ve Japanese Tosa cinsi köpeklerin üretilmesi ve Türkiye’ye sokulması sonunda bu kanunda yerini buldu. Bu cins köpeğe sahip olanlar ilgili kurumlara kayıt yaptıracak ve hayvanlar altı ay içinde kısırlaştırılacak. Yeni kanunu, hayvan hakları denince Türkiye’de akla gelen isimlere sorduk.

KANUNDA NELER VAR

Bu kanunun amacı hayvanların rahat yaşamasını ve onlara iyi muamele edilmesini temin etmek, acı ve eziyet çekmelerine karşı en iyi şekilde korunmalarını sağlamak, her türlü mağduriyetlerini önlemektir.

Bütün hayvanlar eşit doğar.

Bir hayvanı, bakımının gerektirdiği yaygın eğitim programına katılarak sahiplenen veya ona bakan kişi, hayvanı barındırmak, türüne ve üreme yöntemine uygun ihtiyaçlarını temin etmek, sağlığına dikkat etmek, insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından gerekli tüm önlemleri almakla yükümlüdür.

Sahipsiz ya da güçten düşmüş hayvanların, 3285 sayılı Hayvan Sağlığı Zabıtası Kanunu’nda öngörülen durumlar dışında öldürülmeleri yasaktır.

Sahipsiz veya güçten düşmüş hayvanların en hızlı şekilde yerel yönetimlerce kurulan veya izin verilen hayvan bakımevlerine götürülmesi zorunludur.

Hayvanlara tıbbi ve cerrahi müdahaleler sadece veteriner hekimler tarafından yapılır.

Bir hayvan neslini yok edecek her türlü müdahale yasaktır.

Hayvanlar, bilimsel olmayan teşhis, tedavi ve deneylerde kullanılamazlar.

Hayvanların, yaşadıkları sürece, tıbbi amaçlar dışında organ veya dokularının tümü ya da bir bölümü çıkarılıp alınamaz veya tahrip edilemez.

Hayvanların ticari film ve reklam için kullanılması izne tábidir.

Hayvanları başka bir canlı hayvanla dövüştürmek yasaktır.

Kanuni istisnalar ile tıbbi ve bilimsel gerekçeler ve gıda amaçlı olmayan, insan ve çevre sağlığına yönelen önlenemez tehditler bulunan acil durumlar dışında yavrulama, gebelik ve süt anneliği dönemlerinde hayvanlar öldürülemez.

Hayvanların korunması ve refahı amacıyla TRT ile özel televizyon kanallarında ayda en az iki saat, özel radyo kanallarında ise ayda en az yarım saat eğitici yayınların yapılması zorunludur.

BUNLAR YASAK

Pitbull Terrier, Japanese Tosa gibi tehlike arz eden hayvanları üretmek; sahiplendirilmesini, ülkemize girişini, satışını ve reklamını yapmak; takas etmek, sergilemek ve hediye etmek.

Hayvanlara kasıtlı olarak kötü davranmak, acımasız ve zalimce işlem yapmak, dövmek, aç ve susuz bırakmak, aşırı soğuğa ve sıcağa maruz bırakmak, bakımlarını ihmal etmek, fiziksel ve psikolojik acı çektirmek.

Ev ve süs hayvanlarını onaltı yaşından küçüklere satmak.

Hayvanları hasta, gebelik süresinin 2/3’ünü tamamlamış gebe ve yeni ana iken çalıştırmak, uygun olmayan koşullarda barındırmak.

Hayvanlarla cinsel ilişkide bulunmak, işkence yapmak.

Sağlık nedeniyle gerekli olmadıkça bir hayvana zor kullanarak yem yedirmek, ıstırap ya da zarar veren yiyecekler, alkollü içki, sigara, uyuşturucu ve benzeri bağımlılık yapan yiyecek veya içecekler vermek.


Tüm kanun maddelerini okumak isteyenler www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5199.html adresli web sitesini ziyaret edebilir.


Bekir Coşkun

Gazeteci, hayvansever

Bu yasa Avrupa Birliği’ni kandırmak için yapıldı, zaten bizim hükümetimiz bu konuda çok başarılı. Yasada AB’de olması gereken maddelerin hepsi var. Bu yasa Meclis’te kabul edildi ama hayvanların sokaklarda tabancayla, tüfekle katline izin veren eski yasa aynen duruyor. AB bakacak, vitrinde 5199 sayılı yeni kanun var, ama 3285 numaralı eski kanun aynen duruyor, hatta yeni yasa onun gücünü pekiştiriyor. AB nereden bilecek ki böyle bir yasanın halen geçerli olduğunu? Bir yandan da bu yasanın çıkması, devletin eskiden ne kadar yanlış ve kötü işler yaptığını kabul etmesi demek.


Perihan Agnelli

Fethiye Hayvan Dostları Derneği kurucusu

Kanun hiç beklenmedik kadar güzel çıktı. Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir kanunun herkesi mutlu etmesi mümkün değil. Ancak insanların realist olmaları ve hangi şartlar altında yaşadıklarını göz önünde bulundurması gerekiyor. Sokak hayvanlarının doğum ve sağlık kontrollerinin başarıyla yapılabilmesi ve sayılarının düşürülmesi açısından en önemli iki maddenin kanuna alınması için çok çaba sarfetmiştim. Birincisi öldürmek veya barınaklara konma yerine kısırlaştırılıp hür yaşatmak. İkincisi ise sahipli köpek ve kedilerin kısırlaştırılma mecburiyeti. Anlayışlı bir insan zaten hayvanını hemen kısırlaştırır. Avrupa ve Amerika’da beraber çalıştığımız dernek ve vakıflar bu iki maddenin kabul edilmesine çok sevindiler.


Atilla Tormuş

www.kedimveben.com editörü

Yasa hazırlanırken ne yazık ki sivil toplum kuruluşlarının görüşlerinden, danışmanlığından yararlanılmadı. Birçok sivil toplum kuruluşu yasa koyucu nezdinde girişimde bulunmuşsa da bu girişimler ‘iyi niyet temennileri’ ile geçiştirildi. Evinde ya da sokağında çevreye rahatsızlık vermeden hayvan besleyen birçok kişi ne yazık ki hayvansevmez kişiler tarafından ciddi tacizlere uğruyor. Bu hususta yasaya sığınmak istediğinizde hiçbir koruyucu düzenleme göremiyorsunuz.


Nesrin Çıtırık

DOHAYKO Genel Sekreteri

Bu kanunda iyi olan iki madde, ev ve sokak hayvanlarının kısırlaştırılması zorunluluğu. Bunun yanında 3285 sayılı Zabıta Kanunu ve apartman yönetim planları gereği ev hayvanlarının hiçbir sorgu sual olmadan mahkemece evden atılabilmesi konusunda hiçbir iyileştirme getirilmedi. Kuduz söylentisi ortaya atıldığında da binlerce hayvan öldürülecek. Birbirine kızan komşular, köpekleri attırarak birbirlerinden intikam alacak. Bu kanun hazırlanırken sivil toplum kuruluşlarından yeterli görüş alınmadı, görüşlerini iletebilenlerin görüşleri ise dikkate alınmadı. Bu kanun insani kaygılarla değil, tamamen AB mevzuatı zorlamasından mecburen çıkartılmış bir kanundur.


Meral Olcay

Yedikule Hayvan Barınağı gönüllü yöneticisi

Yeni yasada sahipsiz ve güçten düşmüş hayvanların öldürülmesi kesinlikle yasak ancak 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu hükümleri aynen devam ediyor. Yani yerel yönetimler kuduzu bahane ederek rahatlıkla itlaf yapabilecek. İkincisi ise, evlerimizde adı evcil olan hayvanlarımızı rahatlıkla besleyemeyecek olmamız. Apartman yönetimi şikayet ettiğinde, bu hayvanlar Yargıtay kararlarına göre tahliye edilebilecek. Bu kedi ve köpekler nereye bırakılacak? Tabii ki sokağa. İşte burada tezat var. Yasa, ‘Kimse hayvanını terk etmeyecek. Bu suçtur ve cezası var’ diyor. Bu durumda apartmanda istenmeyen hayvanlar nereye bırakılacak? Bir de, hayvan dövüştüren ve işkence yapan, tecavüz edenlere para cezası öngörülüyor. Bu hapis cezasına çevrilmeli.


Prof. İsmet Sungurbey

Hukuk Profesörü, Hayvan Hakları kitabının yazarı

15-20 senedir bu yasanın çıkması için uğraşıyorum. Çıkan kanun için söylenebilecek tek şey var: Eski tas, eski hamam. Bu sahte bir yasadır. AB uyum yasaları kapsamında tamamen göz boyama amaçlı yaratılmıştır. 30’larda çıkan 3285 sayılı kanunu saklı tutuyor. Yani katliam devam edecek. Kanunun iyi yanları da var, hayvanlar sokağa terk edilemeyecek ama genelde yetersiz. Bir de evde yaşayan hayvanlar kısırlaştırılacak diye bir madde var. Evde yaşayanlardan kime ne, ona sahipleri karar versin. Bir yandan da, bu yasanın bile çıkması iyi bir şeyin başlangıcıdır. Kamuoyunun desteğiyle düzeltmeler yapılabilir.
Yazarın Tüm Yazıları