Bu filmin oyuncu kadrosunda 70 köpek var

Dün vizyona giren Köpek Oteli isimli film, hayvanları çok seven iki kardeşin maceralarını anlatıyor. Genç başrol oyuncularına gerçek köpekler eşlik ediyor. Uzun eğitimlerden geçen 70 köpek çok da başarılı oynuyor. Hayvansever yapımcıların beklentisi, filmden çıkan herkesin bir evsiz köpeği evlat edinmesi.

Haberin Devamı

Yönetmenliğini Thor Freudenthal’in üstlendiği Köpek Oteli’nin senaryosu, Lois Duncan’ın aynı adlı çocuk kitabından Jeff Lowell, Bob Schooley ve Mark McCorkle tarafından uyarlandı. Başrollerde genç oyuncular Emma Roberts, Jake T. Austin ve Kyla Pratt var.
Film, evde hayvan beslemelerine kesinlikle izin verilmeyen Andi ve Bruce kardeşlerin yaşadıklarını anlatıyor. İki kardeş gizlice besledikleri Friday (Cuma) adlı köpeklerini artık saklayamayacaklarına karar veriyor. Bir gün tesadüfen karşılarına çıkan terkedilmiş otel binası ile de macera başlıyor. İçinde zaten birkaç köpeğin yaşadığı bu ıssız binayı köpekler için güzel bir yuvaya dönüştürme fikriyle kolları sıvıyorlar. Komşu çocukların da yardımıyla Köpek Oteli’ni kuruluyor. Tabii bu mutluluk çok uzun sürmüyor. Zamanla havlama sesleri dışarıdan duyulmaya başlıyor...
BAŞROL OYUNCUSU SOKAKTAN KURTARILMIŞ BİR KÖPEK
Filmin yapımcıları, toplam 70 olan köpek kadrosu için çoğu melez olmak üzere çeşitli türler arasından seçim yaptı. Hayvanların insanlarla ve oyuncularla rahat iletişim kurabilmesini sağlamak için köpeklerin güzelliklerinden çok kişiliklerine dikkat edildi.
Otelin devamlı misafirleri arasındaki dokuz köpek K9 eğitimi almışlar arasından seçildi. Üçte ikisi de daha önce sokaklardan kurtarılan köpekler.
Başroldeki Friday’in gerçek ismi Cosmo. Ve eskiden sokaklarda yaşayan kurtarılmış bir köpek. DreamWorks Pictures’ın yaptığı bağışlarla çekim öncesinde 14 köpek yuva sahibi olmuş. Ekiptekiler de köpek evlat edinmiş veya yuva bulmalarını sağlamış. Bu çabanın en büyük sebebi, filmin yapımcılarından Ewan Leslie’nin sokak köpekleri için yuva bulmakla görevli Karma Rescue (Karma Kurtarma) adlı organizasyon adına çalışması. Diğer yapımcı Lauren Shuler Donner’ın da tutkulu bir köpeksever olduğunu unutmamak lazım. Donner’ın üç köpeği var.
EĞİTİMLERİ 16 HAFTA SÜRDÜ
Seçilen köpekler 16 hafta oyunculuk eğitimi aldı. Bu görev Hollywood’un tanınmış hayvan eğitim şirketi Birds and Animals Unlimited’tan Mark Forbes’a verildi. Eğitimler çekimlerden 16 hafta önce başladı. Kahraman köpekler sıkı bir eğitime tabi tutuldu. Sokaklardan yeni kurtarılan ve hiçbir eğitimi olmayan köpeklerle de dört hafta çalışıldı. Eğitimlerin birinci aşamasında “otur” ve “yat” gibi temel komutlar, ikinci aşamada uzağa fırlatılan bir nesneyi alıp getirme, pati sallama gibi komutlar üzerinde duruldu. Son aşamadaysa, hayvanlar alışveriş merkezi ve park gibi halka açık yerlere götürüldü. Komutları ne kadar uyguladıkları gözlendi.
Köpeklerin senaryoya uygun hareket etmesini sağlamak işin en zor kısmıydı. Her sahnenin kaç aşamada çekileceği belirlendi. Çekimlerden önce köpeklere neler yapacakları hatırlatıldı. Ayrıca insan rol arkadaşlarıyla önceden tanıştırıldılar. Bu sayede birbirleriyle kaynaştılar.
Belki siz de Köpek Oteli’ni izledikten sonra, barınaklarda yaşamaya çalışan köpeklerden birini evlat edinmek istersiniz. /? Hakan GENCE hgence@hurriyet.com.tr

Haberin Devamı

Köpeklerde lenfoma

Haberin Devamı

Köpeklerde önemli ve yaygın olarak karşılaşılan kanser türlerinden biri lenfoma. Genellikle orta yaş ve yaşlılık dönemindeki köpeklerde görülüyor. Çoğu kez lenf yumrularının şişmesi şikayeti ve klinik olarak hastalık belirtileri ile göze çarpıyor. Lenf yumrularının yanı sıra karaciğer, sindirim sistemi, dalak ve diğer organlarda da ortaya çıkabiliyor.
Hastalığın nedeni bilinmiyor. Genetik yatkınlık ve olumsuz çevresel faktörlerin (yoğun manyetik alanlar, zararlı kimyasallar gibi)  lenfoma oluşumuna etkileri ile ilgili çalışmalar devam etmekle birlikte henüz net bir bağlantı kurulamadı.
Belirtiler tümörlerin yerleştiği organa ve yere göre değişiklik gösteriyor. Lenf yumrularında yerleşen lenfomalarda lenf nodüllerinin şiştiği görülüyor. Bu durumdaki köpeklerde çoğunlukla başka bir hastalık belirtisi başlangıçta gözlenmeyebiliyor.
Mide ve sindirim sistemine yerleşen lenfomalarda genellikle kusma, ishal, kilo kaybı, iştahsızlık gibi sindirim sistemine özgü belirtiler dikkati çekiyor.
Deri ve ağız bölgesine yerleşen lenfomalarda ise şişlikler, kızarıklık ve kaşıntılı yaralar ortaya çıkabiliyor.
Göğüs kafesi içine yerleşen lenfomalarda da solunum sistemi ve kalp ile ilgili belirtiler görülebilir.
Teşhiste radyografi ve ultrasonografi gibi görüntüleme tekniklerinin yanı sıra kan tahlilleri de önemli bilgiler veriyor. İnce iğne biyopsileri ile tümörden alınan örneklerin patolojik incelemesinin yanı sıra şüpheli doku ve tümörlere doğrudan yapılan biyopsilerle de kesin teşhisi konulabiliyor.
Lenfoma tedavi edilmediği taktirde büyük oranda ölümle sonuçlanan tehlikeli bir hastalık. Tedavisinde kemoterapi ilaçları ve tedavi protokolleri ile oldukça başarılı sonuçlar alınabiliyor. Bu sayede köpeğin ömrünü uzatmak mümkün. Tedavi edilmeyen
köpekler en fazla 1-2 ay kadar yaşarken, uygun ve etkin protokollerle kemoterapi uygulanan köpeklerin ömrü bir yıla kadar ve bazen daha da fazla uzuyor. Köpeklerin çoğu kemoterapi tedavilerini iyi tolere ediyor ve bu tedaviler sırasında yaşam kaliteleri çok fazla olumsuz etkilenmiyor. Uygun beslenme ve bakım koşulları da tedavinin etkinliğini artırıyor, yaşam süresinin uzamasına olumlu etki ediyor.

PAKO PANO

Haberin Devamı

Bir yaşındaki bu pisicik için kalıcı ve acil yuva aranıyor. Aşıları tamam, tuvalet eğitimli. Kısırlaştırılmış bir dişi. Tel: (533) 368 42 43.

Ufacıkken sokakta bulup yuvalanması için kliniğe götürdük, yemek yediği halde, birdenbire güçten düştü ve görüp görebileceğiniz en zayıf kedi oldu, klinikte dikkat çekmesin ve üşümesin diye polar elbise dikip giydirdiler. Üç aydır klinikte, şimdi koca göbekli bir kedi oldu ve yaşadıklarının etkisini vücudundan atmaya çalışıyor. Sokaklara dönerse tüm çabalar boşa gidecek. Tel: (535) 260 02 35.

Bıdık 5 aylık bir dişi kedi. İstanbul’da bir klinikte kalıyor, kendisini evlat edinecek aile arıyor.
Tel: (532) 416 81 47.

Haberin Devamı

Papağan Sinbad, 25 Temmuz 2008 Cuma gecesi İzmir/Dikili’deki evinden çalındı. Ailesi Dikili, Bergama ve İzmir civarına satılmış olabileceğini düşünüyor. “Ailemizin bir ferdi olan Simbad’ımızı gören, bilen varsa belki sattıkları insana da ulaşabiliriz” diyorlar. 22 yaşındaki Sinbad gri, kırmızı kuyruk jako kongo cinsi bir papağan. Biraz sinirli ve agresif, çocuk sevmiyor. Kafesinin alt kısmı sarı altın yaldız renkli, içinde salıncağı ve kırmızı tahta bir bilezik asılı. Süheyla Akçıl tel: (537) 417 69 40.

Yazarın Tüm Yazıları