Bayramda kedi ve köpeklerin de yediklerine dikkat etmek lazım
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Bayram olunca, doğal olarak evlerde her zamankinden daha çok, çeşitli ve zengin içerikli yiyecekler bulunuyor.
Üstelik Kurban Bayramı’nda işin içine çiğ et de giriyor. Beslenme yapıları bizimkine benzerlik gösterse de, evcil hayvanların sindirim sistemleri insanınkinden oldukça farklı. Bu farklılıklardan doğan beslenme duyarlılıkları, yemelerine izin verdiğiniz bazı gıda maddelerinin sağlık sorunlarına yol açmasına neden olabilir. Aşağıdaki konulara dikkat ettiğiniz takdirde kedi ve köpeklerinizde sağlık sorunu yaşamadan eğlenceli ve keyifli bir bayram geçirebilirsiniz.
Çiğ verilen et, balık ve tavuk ürünleri, e.coli gibi hastalık oluşturan bakteriler ve toksoplazma gibi parazitler içerebileceğinden ciddi problemlere yol açabilir. Benzer hastalıklardan sizin ve onların sağlığını korumak için çiğ etle temas etmiş kapları ve aletleri, evcil hayvanlarınız tarafından keşfedilmeden yıkayıp ortadan kaldırın.
Besin değeri yüksek ve aşırı yağlı yiyecekler ile et suları, mide rahatsızlığından akut pankreas problemlerine kadar kedi ve köpeklerinizde ciddi ve acil müdahale gerektiren sağlık sorunlara yol açabilir.
Sığır, koyun ve tavuk kemikleri ile balık kılçıkları, yutulduğu takdirde kedi ve köpeklerin sindirim sisteminde ciddi tahribatlara ve bağırsaklarda yırtılmalara neden olabilir. Bu nedenle kaynağı ve büyüklüğü ne olursa olsun tüm kemik türlerini evcil hayvanlarınızdan uzak tutmalısınız. Bunun yerine sterilize edilmiş ve öğütülüp tekrar şekillendirilmiş özel ödül kemiklerini kullanabilirsiniz.
Bizden 100’lerce kat daha hassas koku alabilen kedi ve köpekler, ortalıkta bırakılan et ve et suyu bulaşmış naylon torbaları, alüminyum folyo ve streç film gibi malzemeleri yutup bağırsaklarında tıkanma gibi ciddi tehlikeler yaşayabilirler. Bu nedenle etle ve yemekle temas eden bu tarz mutfak malzemelerini ortalıkta bırakmayın.
Çikolata, kahve ve çay, ksantin adı verilen, kedi ve köpeklerin sinir sisteminde, idrar yollarında ve kalp kasında problemlere yol açan bir madde içerir. Çikolata ayrıca içeriğinde bulunan ve köpeklerin özellikle tadını çok sevdiği teobromin maddesi nedeniyle çok ciddi bir tehlikedir. Yaklaşık 60 gram kadar bitter çikolata, 10 kilogramlık bir köpeği zehirleyecek miktarda teobromin içerir. Bu maddelerin tüketilmesi, ishalden nöbetlere ve hatta ölüme kadar gidebilen sorunlara yol açabilir. Bu yiyecekleri köpek ve kedilerin ulaşamayacağı yerlerde ve kapalı kaplarda tutmalısınız. Özel hazırlanmış ve teobromin içermeyen ödül çikolataları dışındaki tatlıları evcil hayvanlarınıza yedirmemelisiniz.
Alkol ve alkol içeren maddeler, evcil hayvanlarda önemli zehirlenmelere yol açabilir. Bu nedenle içki bardaklarınızı ortada bırakmamalı veya yıkayıp kaldırmalısınız.
Bayram sofrasına oturduğunuzda, kedi ve köpeğinizi de masanızda bulunan yiyeceklerle beslemek isteyebilirsiniz. Ancak sindirim sistemleri değişik yiyeceklere karşı insanınkinden çok daha duyarlı olan ve gıda değişikliklerini birkaç günden önce tolere edemeyen evcil hayvanlarda bu durum ciddi sindirim sistemi problemlerine yol açabilir. En iyisi kedi ve köpeğinize uyguladığınız beslenme programını bozmamak ve sofranızdaki yiyeceklerden onu uzak tutmak. Siz yemeğinizi yemeden önce mutlaka kendi mamasıyla kedi ve köpeğinizin karnını doyurun. Tok olduğu takdirde daha az problem yaşanacaktır.
Yemek sonrasında yiyecekleri, içecekleri, tabak, çatal, kaşık ve bardakları onların giremeyeceği şekilde kapısını kapatarak mutfağınıza kaldırmayı unutmayın.
Tüm evcil hayvanlara ve sahiplerine sağlık ve mutluluk dolu iyi bayramlar dilerim.
Evinin balkonunda zehirlenen Karmen’in hikáyesi
51 yıldır Koşuyolu’nda yaşayan Nuri Uçman, eşi Arzu Hanım ve kızı Nazlı Deniz ile 15 yıldır Validebağı Sitesi’nde oturuyor. Uçman Ailesi, 1999 Marmara depremi sonrası, sahibinin siteden taşınması üzerine yalnız kalan Bıdık’a sahip çıktı. Nazlı Deniz’in isteği üzerine, 1 buçuk yıl önce de eve poodle cinsi Karmen geldi.
Anne Arzu Uçman, 13 Kasım’da Nazlı Deniz’i voleybol kursuna götürdü. Giderken köpeklerini balkonda bıraktı. Eve döndüklerinde Karmen’in hasta olduğunu gören anne kız, köpeği hemen veteriner polikliniğine götürdü. Müdahale sırasında Karmen’in kaşar peyniri tarafından zehirlendiği anlaşıldı. Balkonlarına atılan zehirli kaşar peyniri yiyen Karmen, çok genç olduğu için yediğini hemen hazmetmişti, müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Nuri Uçman, olayı site yönetimine bildirmek istedi. Ancak beklemediği bir tepkiyle karşılaştı. Yönetim, "Köpeğinizin ölümünü siz hazırladınız, bundan dolayı site yönetimine herhangi bir başvuruda bulunmayın, diğer köpeğinizi de dizinizin dibinden ayırmayın, balkona çıkartmayın, camlarınızı açık bırakmayın!" dedi.
Karmen o güne kadar sitede hiçbir şikayete sebep olmamıştı. Böyle bir olayın neden yaşandığına anlam veremeyen aile, "Karmen kediden bile korkardı, köpeklerimizin hiç kimseye zararı olmadı" diyor.
Karmen’in ölümünden hemen sonra benzer bir olay yan apatmanda yaşandı. Sami Yılmaztürk’ün golden retriever cinsi köpeği Likör, yine evinin balkonundayken hastalandı. Yılmaztürk, Likör’ü aynı veteriner kliniğine götürdü. Tedaviye alınan Likör’ün ağzının içinde kaşar peyniri ve ilaç kalıntıları görüldü. Karmen gibi zehirlendiği anlaşıldı. Tüm gün boyunca konvülzyon geçiren köpek, tedavilere olumlu yanıt verdi ve kurtarıldı.
Bize bu hikayeyi aktarmalarının sebebi, diğer hayvan sahiplerini uyarmak. Çünkü bu tip olaylar sadece sokak köpeklerinin başına gelmiyor. Karmen örneğinde olduğu gibi, ev köpekleri de zehirlenebiliyor.
n Gülçin YILDIZ
Pako pano
2,5 aylık kızımız kalçası kırık şekilde sokakta bulundu. Başarılı bir ameliyat sonunda şu anda yürümeye başladı. Zamanla daha da iyi olacak. İç dış parazit aşıları yapıldı, şu anda çok sağlıklı ve çok sevgi dolu. Çok acilen yuva arıyoruz. Tel: (216) 384 51 65.
Tomik 28 Ekim 2008 tarihinden beri bir pansiyonda kalıyor. O tarihten beri yuva arıyoruz. Ona evinizi açar mısınız? Dilara Köseoğlu / Ankara. Tel: (534) 404 75 90.
Siyah beyaz ikizler, kendilerine yuva arıyor. Ankara, incibirinci@gmail.com.
Ekteki 3 renkli dişi kediyi İstanbul, Ataköy 7. Kısım’da bir çalı dibinde ağlarken buldum. Ev kedisi ve yeni kaybolmuş. Boynunda beyaz tahta boncuklardan özel yapılmış kolyesi var. Çok insancıl ve sevecen, kucaktan inmek istemiyor. Sokakta hırpalanmış, dışarıda yaşayamaz. Sahibini arıyorum. Aslıhan Soydaş. Tel: (212) 661 41 27.
Resimdeki bebeği İstanbul’daki Beykoz Barınağı’ndan sahiplendirdik. Fakat yuvasına yeni kavuşmuştu ki, bakamayacaklarını, geri vermek istediklerini söylediler. Tekrar barınağa dönmesin, acilen yuva arıyoruz. Tel: (536) 443 77 64.