Bizim evde sık sık toplanıp benim anlamadığım şeyleri konuşuyorlar, canım sıkılıyor.
‘‘Kıbrıs meselesi’’ en çok konuştukları.
Bir de ‘‘AB'ye girdik-girmedik’’ tartışması.
Bu AB neresi bilmiyorum.
Geçen gün ilk kez ‘‘AB’’ dikkatimi çekti.
Bizimkiler sevdikleri yazar Şemsi Yücel'in bir yazısını kesmişler. Okudular, masanın altından dinledim.
Yazı şöyle:
Bir Türk çift İngiltere'ye yerleşmiş. Bir süre sonra evlerine bir köpek almak istemişler ve belediyenin köpek evine başvurmuşlar.
Orada sahipsiz birçok köpek var.
Sanmışlar ki bir köpeği alıp gidecekler.
Türk çifte bir-iki form doldurtmuşlar, sonra biz sizi ararız diyerek göndermişler.
*
Bir hafta sonra bizimkilerin kapısını iki tane görevli çalmış:
‘‘Biz belediye köpek evinden geliyoruz. Köpek istemişsiniz. Biz evinizin uygun olup olmadığına bakmaya geldik’’ demişler.
Evin her yanını incelemiş ve sormuşlar:
‘‘Köpeği nerede yatıracaksınız?...’’
Bizimkiler merdiven altını göstermişler.
Adamlar ‘‘Olmaz...’’ demişler:
‘‘Olmaz... Işıklı ve kuru bir yer lazım...’’
*
Köpeğin kalacağı yeri birlikte tespit ettikten sonra adamlar gitmiş.
Bir hafta sonra yanlarında bir köpekle gelmişler. Bir torbada da köpeğin ilacı, birkaç kutu maması ve köpeğin bakım-beslenme kitapçığı.
Sıkı sıkı tembihlerden sonra adamlar gitmiş.
Bizimkiler ‘‘Oh kurtulduk...’’ demişler ama...
Ertesi hafta kapıda yine o iki adam.
Ellerinde bu sefer bir terazi.
Köpeği tartmışlar.
Bakmışlar: İyi bakıldı mı, mamasını yedi mi, ilaçları verildi mi, yoksa kilo kaybı mı var.
*
Bu bir hikaye değil, bir gerçek.
Ben ilk kez ‘‘AB'yi’’ sevdim...
Demek ki bu AB iyi bir yer.
Eğer Türkiye AB'ye girerse, sokaktaki kediler-köpekler de girecekler demektir.
Düşünebiliyor musunuz:
Belediye memurları ellerinde teraziyle gelip, daha geçenlerde annesini öldürdükleri bizim ‘‘Mayko’’yu tartacaklar, kilo vermişse sahibine ‘‘Bu niye zayıfladı’’ diye kızacaklar.
Bizde öyle bir şey olmaz mı diyorsunuz?
Ne bileyim ben?...
3 bin 223 köpek sokakta kalma tehlikesiyle karşı karşıya
Sahipsiz Hayvanları Koruma Derneği (SHKD), 1998 yılında İngiliz işadamı Robert Smith tarafından kuruldu. İstanbul'daki dernek, kısırlaştırma merkezi ve ana barınak olarak iki farklı alanda faaliyet gösteriyor. Dernekte şu anda 3 bin 223 köpek var ve sokağa terk edilen yeni köpeklerle bu sayı her geçen gün artıyor. Kısırlaştırma merkezinin bulunduğu arsa satıldığı için SHKD'nin bu alanı en kısa zamanda boşaltması gerekiyor. Kiraladıkları arsa işgal edildiği için buraya da taşınamayan derneğin bir diğer sorunu da, köpeklerin birçoğunun yaşadığı ana barınak için resmi izin alamamaları. Bu sorunlar halledilemezse dernekteki 3 bin 223 köpek sokakta kalacak.
İstanbul Kemerburgaz'daki Sahipsiz Hayvanları Koruma Derneği (SHKD), 1998 yılında İngiliz işadamı Robert Smith tarafından kuruldu. Derneğin kuruluş amacı, sahipsiz sokak köpekleri sorununa kalıcı çözüm üretmek ve kısırlaştırma merkezi kurarak belediyelerle ortak çalışma yapmak.
Dernek Kemerburgaz'da iki farklı alanda faaliyet gösteriyor: Kısırlaştırma merkezi ve ana barınak. Kısırlaştırma merkezinde bugüne kadar 11 bin 951 köpek kısırlaştırıldı ve aşılandı. Kısırlaştırma merkezinin barınak kapasitesi aslında 150 köpek ama sokağa atılan köpeklerle buradaki sayı 600'e çıkmış. Ana barınaktakilerle birlikte dernekte şu anda 3 bin 223 köpek var.
DENEY HAYVANI YAPMAKLA SUÇLANDILAR
Köpeklerin bir kısmı Avrupa'daki ailelere gönderilmek üzere bekliyor. Derneğin halkla ilişkiler ve sponsor bulma müdürü Banu Ergüder, Avrupa'daki derneklerle sürekli iletişim halinde. Derneklerindeki köpeklerin fotoğraflarını yurtdışındaki bu derneklere gönderiyor.
Köpeklere Avrupa'da bir yuva aramaları zaman zaman bazı sorunları da beraberinde getiriyor. Dernek çalışanları geçmişte köpekleri deney hayvanı olarak kullandırmakla suçlanmıştı.
Banu Ergüder bu suçlamalara karşı tepkili: ‘‘Köpeklerin yuva bulması için maddi destek veriyoruz. Deney hayvanı olarak yollasak niye böyle fedakarlık yapalım? Barınakta hapis kalmak yerine sıcak bir yuva vermeye çalışıyoruz. Köpekleri Türkiye'de de sahiplendirmek istiyoruz, ama verdiğimiz köpekleri bir süre sonra tekrar sokakta buluyoruz. Avrupa'ya gönderdiğimiz köpekleri takip etmeye devam ediyoruz.’’
Derneğin bir diğer projesi üvey anne-baba projesi. Köpeklerin fotoğrafları Avrupa'da bir internet sitesine konuyor ve aileler gıda yardımı yapacağı köpekleri seçerek maddi destek oluyor.
ACİL OLARAK TAŞINMAK ZORUNDALAR
Derneğin kısırlaştırma merkezinin bulunduğu arazi bir süre önce satıldı ve çok yakında SHKD'nin bu alanı terk etmesi gerekiyor. Ancak kiraladıkları arsa özel bir şahıs tarafından işgal edilmiş durumda ve sebze yetiştiriliyor. Banu Ergüder, Eyüp Belediyesi'nin en kısa zamanda kendilerine bu konuda yardımcı olacağına inanıyor. Aksi takdirde 3 bin 223 köpek sokakta kalacak.
SİZ PAKO’YA SORUNPAKO DA UZMANA
Veteriner Hekim Talat GÜLBAY
Kedinin idrarı neden koyulaşır?
Yetişkin kedimin idrarı çok koyu çıkıyor. Ağzında da et parçası oluştu ve yemek yemesine kısmen engel oluyor. Bu sorunu nasıl halledebilirim?
Kedilerde idrar renginde ve yoğunluğunda değişikler birçok hastalıkta karşımıza çıkar. Özellikle böbrek hastalıkları ve üriner sistem enfeksiyonlarında çok sık olarak görülen idrar değişiklikleri aynı zamanda metabolik bozukluklar, karaciğer ve diğer organların hastalıkları, akut ve kronik zehirlenmeler ve üriner sistemde taş veya plak mevcudiyetinde de belirti olarak gözlemlenir. Veteriner hekiminize muayene için kedinizi götürdüğünüzde idrar alışkanlığındaki değişiklikler (daha sık idrar yapma ya da idrar yapmama), su tüketimindeki artış, iştahsızlık, halsizlik, kusma veya ishal, denge bozuklukları ya da nöbetler, görme bozuklukları, kansızlık ve bunun neticesinde halsizlik gibi belirtilerin de olup olmadığı hakkında bilgi vermelisiniz. Veterinerinizin yapacağı idrar ve kan analizleri, idrardaki değişikliklere yol açan hastalığın tespit edilmesini kolaylaştıracaktır.
Böbrek hastalıklarında kanda meydana gelen değişiklikler, genellikle ağız da dahil olmak üzere mukozalarda problem oluşmasına neden olabilir. Özellikle kandaki üre miktarının yükselmesi ağızda yaralara yol açabilir. Ağızda oluşan et parçası ve yaralar, böbrek ve idrar yollarıyla ilgili olabileceği gibi, farklı bir hastalık nedeniyle de şekillenmiş olabilir. Bu et parçası ve yaraların mutlaka veteriner hekiminiz tarafından incelenmesi gerekir. Eğer ağızdaki yaralar böbrek hastalığı ile bağlantılıysa, böbrek hastalığına göre uygulanacak tedaviler ve beslenme değişiklikleri yaraların iyileşmesine yardımcı olur.
Pako pano
Minik oyun arkadaşı kedimiz 3 Ocak Cumartesi Gaziosmanpaşa Rabat Sokak'ta kayboldu. Onu görenlerin (0212) 447 18 87 ya da (0532) 374 35 85 numaralı telefonlardan bizi aramasını bekliyoruz.
7 aylık sağlıklı dişi bir Rotweiller'ım. Adım Hera. Annem ve babam çok çalıştıkları için bana fazla vakit ayıramıyorlar. Anne ve babamın beni ziyaret edebilecekleri sıcak bir yuva arıyorum. Beni görmek isteyenler bana mail atabilir. seyfisaglam@yahoo.com.
Kırçıllı renkli, yuvarlak gözlü, sevimli suratlı İran kedimiz bir ay önce Erenköy Sadi Yaver Ataman Sokak'taki evimizin önünden kayboldu. Ondan gelecek haberleri bekliyoruz. (0216) 386 75 28.
Collie kırması bir köpeğim ve sokakta yaşıyorum. Bazı hayvanseverler bana kapılarının önünde bakıyorlar ama bu yüzden bazı komşularıyla sürekli tartışıyorlar. Kendime bir aile arıyorum. (0216) 370 98 84, (0544) 783 12 09.
Ankara Tunalı Hilmi Caddesi'nde dolaşan 3-4 yaşlarında eğitimli, kırmızı sırt tasmalı İngiliz Cocker'ın sahibinin, Tunalı Hilmi Caddesi Abaykubayman Sokak (eski Bilir Sokak) No: 4 Ankara adresine müracaat etmesini bekliyoruz.
6 aylık dünyalar güzeli ve insan canlısı dişi, beyazlı tekirciğime yuva arıyorum. (0532) 465 20 38.
Ümraniye barınağında soğuktan tir tir titrerken bulunan Terrier cinsi iki köpeğe yuva arıyoruz.