Paylaş
Yarın ayın son günü, yılın ilk ayı tarih olmak üzere. Pek çabuk geldi geçti, tadını çıkaramadım. Karar verdim, zamanın böyle alelacele ne olduğunu anlamadan elimden kayıp gitmesine izin vermeyeceğim. Her anını tekrar tekrar yaşayıp içime sindireceğim. Bugün başlıyorum; bakalım ocak ayında neler olmuş...
Ecevit başbakan oldu.
Hepimizin anıları canlandı.
Benzinin ödü patladı.
Mercedes'ler kızağa alındı.
Kıbrıslılar ‘‘Aman barış marış istemeyiz’’ diye bağırdı.
Deniz Baykal çatladı.
*Ê*Ê*
Apo İtalya'dan ayrıldı.
Sırra kadem bastı,
Kapısının önünde bekleşen gazeteci ordusunun o sırada ne olduğu anlaşılamadı,
Hangi ülkeyi boykot edeceğini bilemeyen ahali ortada kaldı.
*Ê*Ê*
9 günlük bayram tatilinde 162 kişi öldü, 355 kişi yaralandı.
Bazıları tatilin 9 günde bittiğine üzüldü, biraz daha uzasaydı kişi başına düşen milli gelir artacaktı.
Bazıları, devletin doğal nüfus planlaması için ön adı trafik, soyadı canavar olan memurunu kopyalatarak yurdun dört bir tarafına salıverdiğini düşündü.
*Ê*Ê*
Banu Alkan Türkiye'ye zor bir soru tevcih etti: ‘‘Neremi, neremi?’’
Omuzunda şalıyla günde üç program dolaştı.
Bu işe kendisi de şaştı.
Herkes kendisiyle ince ince dalga geçerken o kimseye aldırmadı.
İçin için gülerken ‘‘Zenginin malı züğürden çenesini yorar’’ atasözünü hatırladı.
Neticede atı alan Üsküdar'ı geçti.
*Ê*Ê*
Uğur Mumcu'nun ölümünün 6. yılında katil hálá bulunamadı.
Zaten bulunsaydı herkes şaşardı.
Katilin bir an önce eceliyle ölmesi için dua etmekten başka çare kalmadı.
*Ê*Ê*
Ürdün Kralı Hüseyin, kardeşini veliahtlıktan azledip yerine oğlunu tayin etti.
Böylece okul hayatımız boyunca tarih derslerinde tekrarlayıp durduğumuz ‘‘Krallık babadan oğula geçer’’ sözü teyid edilmiş oldu.
Kardeşine geçseydi tarihe güvenimiz kalmayacaktı. Bu yaştan sonra ‘‘Aslında Mercidabık Savaşı diye bir savaş yapılmamıştır’’ gerçeğine katlanabilir miyim bilmiyorum.
*Ê*Ê*
TV'lerdeki reyting kaygısı, yarışma programlarının gecede 5 otomobil ve 10 milyar lira vermesine kadar çıktı.
Böyle giderse izlenme oranı yüzde yüze çıkacak, ancak o gün ellerindeki son kamerayı da satmak zorunda kaldıklarından yayına giremeyecekler.
*Ê*Ê*
Tarkan askerliğini yapmak için Türkiye'ye gelmek yerine, Fransa'da şöhret olup Olimpia'da konser vermeyi tercih etti.
Aptal! Halbuki Amasya Orduevi'nde ne güzel programlar yapacaktı, tarihi fırsatı kaçırdı.
*Ê*Ê*
Tıp tarihinde ilk kez dil nakli yapılmasına karar verildi.
Buna en çok T. Çiller sevindi.
Hemen kendisine sürçmeyen bir dil sipariş etti.
Artık Antalyalılara ‘‘Sevgili Trabzonlular’’ demeyeceğine şükretti.
Ayıp olmasın diye kimse kendisine bunun dil nakliyle düzelmeyeceğini, başka bir naklin gerekli olduğunu söyleyemedi.
*Ê*Ê*
Clinton bu ay ifade üstüne ifade vermeye devam etti.
Amerikalılar ‘‘Dün yediği hurmalar, bugün kıçını tırmalar’’ sözünü bilmediklerinden haliyle bizden başka kimsenin aklına gelmedi.
*Ê*Ê*
Galatasaray ile Feyenoord arasında oynanan maç sırasında Ali Sami Yen'deki soyunma odalarının parmaklıkları kesildi ve Hollandalı futbolcuların saatleri, cep telefonları ve paraları çalındı.
Bu aslında İtalyanlara atılmış bir kazıktı.
Neredeyse insanın gözünden sürmeyi bile çalabilmeleriyle ünlü İtalyanları, istersek nasıl yaya bırakabileceğimiz tüm dünyaya ispatlandı.
*Ê*Ê*
Prenses Caroline üçüncü kez evlendi.
Topu topu 100 erkeğin yaşadığı Monaco'da bir kadının hayatına üç erkeğin isabet etmesi, 28 milyon erkeğin yaşadığı Türkiye'de, hiç koca görmemiş kadınlar arasında infial yarattı.
*Ê*Ê*
Ağrı kesicilerin başağrısı yaptığı ortaya çıktı.
Bunu ortaya çıkaran bilim adamları şu sıralar antibiyotiklerin vücutta iltihaplanmaya yol açtığı, vitaminlerinse vitamin eksikliğine neden olduğu üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlar, bugün yarın konuyla ilgili bir açıklama yaparlar.
*Ê*Ê*
ABD Irak'ı bombalamaya devam etti.
Evet! Bombalıyorlar ama bombaladıkları yerin Irak olmadığı kesin. O civarlarda sesi soluğu kesilen başka bir ülke var mı, ona bakmak lazım.
*Ê*Ê*
Sadece bayramda 18 kişi cinayet sonucu öldü.
Aaa, siz de bir alemsiniz yani, cinayete kurban gitmeyelim, şofbenden zehirlenmeyelim, güle oynaya gidecek halimiz yok öteki tarafa, illa bir felaket olacak, hazırlayın kendinizi.
mış muş köşesi
Mesut Yılmaz bayramda Almanya'da zayıflama terapisi görmüş.
Önümüzde seçim gezileri var, konuşma terapisi görseydi daha iyi olurdu.
ABD Saddam'ı devirmek için düğmeye basmış.
8 senedir kaçıncı basışı bu, nasıl düğmeyse anlayamadık, arkasında bağlantısı yok herhalde.
61 yaşındaki Halis Toprak 22 yaşında bir kızla görücü usulüyle evlenmiş.
Kızın neyi gördüğü belli, hanları, hamamları, paraları, pulları...
DYP, Fazilet Partisi'nin içini boşaltmış.
Dolma yapacak herhalde.
New York'ta ‘‘zengin koca tavlama okulu’’ açılmış.
Yanlış yerde açmışlar, İstanbul'da açsalardı, ne öğrenci sıkıntısı çekerlerdi ne de öğretmen.
2009 yılında bir kilo et 1 milyar 306 milyon, yumurtanın tanesi 3 milyon 200 bin, Ankara-İstanbul uçak bileti 4 milyar 579 milyon, köprü geçişi ise 125 milyon olacakmış.
Kusura bakmayın, 2009 yılındaki milletvekili maaşları konusunda sizi bilgilendiremiyoruz, çünkü henüz böyle bir para birimi yok.
İkinci Dünya Savaşı'nın ünlü casusu Mata Hari'nin 55 yıl sonra casus olmadığı ortaya çıkmış.
Nasreddin Hoca suya yolladığı çocuğu testiyi kırmadan önce peşin peşin dövmüş ya, bu da o hesap, ne olur ne olmaz diye önceden kurşuna dizmişler kadıncağızı.
Paylaş