GELDİM gidiyorum, aldatılan ya da dayak yiyen kadınlara durumu büyütmemeleri yönünde akıl verilmesini anlayamadım.
Fakat bugün yüksek sesle düşünmek suretiyle anlamaya kararlıyım.
Bakın, kendi ifadesiyle kocasını "affedenler"içözdük sayılır!
"Affetmek" lafın gelişi elbet. Aslında buna "savaş ilanı" demek daha doğru.
Ama kiminle savaş?
Kocayla değil. Kocaya musallat olan kadınla!
Kadınların kanaati budur ya... Mutlaka bir kadın musallat olmuştur kocalarına!
Kadınlar kalan ömürlerini "o kadın"la savaşmaya adarlar. Duya duya, göre göre bunu iyice belledik artık.
Fakat belki de haklıdırlar. Özellikle 45’ini geçmiş olanlar. 45’ten sonra kadının hayatında pek öyle yeni "aksiyonlar" söz konusu olamayacağından... Yani yolun geri kalan kısmı da "aşk ve eş" kaynıyor olsa yürüyüp gidecek kadın... Fakat olmayınca ne yapsın.
Tamam bunu anladık, "Başına iş gelen kadının otomatik ruh halidir" deyip geçiyoruz. Peki ana-babalara, hatta psikologlara ve de bütün akıl hocalarına ne oluyor?
Bazen gazetelerin, dergilerin tarihine bakma ihtiyacı hissediyorum. "Otuz sene önceki gazete elimde ne arayacak" diye düşünemeden.
Neden kadının hálá unutması, büyütmemesi, katlanması gerekiyor.
Neden hálá bu devirde "kadının yeri kocasının yanı" oluyor?
Neden hálá gelinlikle girilen evden ancak kefenle çıkılıyor?
Bu cümlelerle ifade edilmese de...
Bazı yörelerde olduğu gibi, koca evinden kaçan kızlar, babaları tarafından dövüle dövüle tekrar oraya gönderilmese de...
Ana-babaların çoğu hálá, "Kocaya her şartta katlanılması gerektiği" inancında.
Siz bakmayın bir avuç "AB standardında aile"ye... Dul kadından korkuluyor hálá.
"Dul kadının ön eteği arka eteğine düşmandır" falan gibi abuk laflar dilimizden silinip gittiyse de bunların doğruluğuna olan inancımız kafalarda yerli yerinde duruyor galiba.
"Başa dert" olmasından korkuluyor kızların... Bundansa koca evinde "dert çekmeleri" uygun görülüyor.
Evet hálá.
Hatta belki şimdi daha da çok. Çünkü "kıçını kırıp oturan dul kadın" modeli çok gerilerde kaldı.
Ne diyeyim... Kızlar!
Boşandıktan sonra "rahat" duracağınıza söz verirseniz, kimse "yuva"nızı "muhafaza etmeniz" için size baskı yapmayacak, söz!
MIŞ-MUŞ
Ünlü film yıldızı Eddie Murphy, 2 hafta önce evlendiği film yapımcısı eşinden ayrılmış. Gelin bakire çıkmamış olabilir!
Yargıtay, iki yıl nişanlılık dönemini uzun bulmuş.Bunların hepsi böyle! RTÜK de Petek Dinçöz-Can Tanrıyar için sekiz yılı uzun bulmuştu biliyorsunuz.
Diyarbakır’da itfaiye brandası yarım açılınca iki kardeş yere çakılarak can vermiş.Bu ülkede neredeyse bütün ölümler "Size sürprizimiz vaar" şeklinde gerçekleşiyor.