Neden uzlaşalım?

Bazen çok korkuyorum yaptığım işten. Yazarken tek başınasınız... Sanki günlük tutar gibi... Sizden başka açıp okuyacak olan yok. Öyle bir rahatlık, hatta sorumsuzluk hali...

Sonra bir bakıyorsunuz, bir yerde kahvenizi yudumlarken yan masada biri açmış gazeteyi sizi okuyor. Aman Allahım! Yer yarılsa da içine girsem!

Bir de mailler var tabii ki esas beter olan onlar. Demek birçok kişinin eline geçmiş yazdıklarınız... Alınanlar, kızanlar var... Dünyası aydınlanan ya da kararanlar... Kocasıyla kavga edenler... Çoktandır tereddüt ettiği bir konuda kesin kararını verenler... Böyle ciddi durumlar. Bir ‘sebebiyet verme’ hadisesi anlayacağınız.

‘Lütfen bu kadar ciddiye almayın’, ‘Benim düşüncelerim sizi bağlamasın’ desem...

Acaba abartıyor olabilirler mi?

Evet evet öyledir. Ben de bir okurum zira. Bugüne kadar kimi okudum da hayatım değişti? Di mi ama?

Hayır, öteki türlüsü çok tehlikeli olabilir, ondan korkuyorum. İnsan kendini Üçüncü Dünya Savaşı’nı çıkaracak düğme elinin altındaymış gibi hissedebilir. Ki amanın yani... Allah tüm Türkiye’yi kibirimizden korusun!

Ama ‘sorumluluk’ derseniz tamam. O aradaki ince çizgiyi aşıp aşmamak ise bizden çok sizin elinizde. Biz de insanız... ‘Beşer şaşar’ demişler. Kaptırıveririz kendimizi... Onun için gözünüzü seveyim ‘Sen ne dersen odur’ tarzı mailler göndermeyin!

*

Dedikten sonra...

Çok şükür kendini bendenizin görüşlerine kaptırmamış ancak ‘Aman o ne düşünürse düşünsün!’ de diyemeyen bir okurumun isteğine cevap vereceğim bugün. Gittiği yolda illa ki benim de onayımı istiyor okurum. O zaman içi daha bir rahat edecek belli ki.

Seve seve rahatlatmaz mıyım... Yani o niyetle başlarım da vara vara nereye varırım bilemem.

Efendim, okurum kadın. 32 yaşında. Üç ay önce nişanlanmış. Yaza evleniyor.

Durum bu.

‘Sorun ne?’ diyeceksiniz.

Sorun benim ‘aşk’a umutsuz bakışım.

Ben ‘Biter’ diyorum ya... Okurum ‘Bitmesin’ diyor.

Zannedersiniz ‘aşk’ın kaderi benim iki dudağımın arasındadır... Keşke olsa! ‘Bitmesin’ diye avaz avaz bağırırdım. Ben de meraklısı değilim ki bitmesinin... Kim ister...

Hem belki bazen bitmediği de oluyordur. Ne bileyim ben...

Var olup olmadığı bile belli değil ki zaten. Aslında cinsel çekim midir nedir... Bir süre aynı yatağı paylaşınca tavsadığına göre...

Aşkı diline dolamış olanlar ki onlara ben de dahilim, sükûnetten ziyade heyecan arayan tipler galiba. Aşkın arkasından gelen güven, alışkanlık, huzur, vefa, vs. şeyler bize yetmiyor demek. Derhal yenisine koşuluyor. Sloganımız ‘Ölene kadar aşk!’

Ne halimiz varsa görelim o zaman.

Ötekiler de öyle.

Herkesin ‘aşk’ı kendine!

Doktorlar ‘Hastalık yok, hasta var’ derler. Aynı hastalık her bünyede ayrı seyrediyor. Aşk da öyle işte.

Okurum nişanlısıyla 16 yıldır berabermiş. Ne güzel! 16 yıla rağmen evlenmeye karar vermişler. Ben olsam çoktan huzur batmıştı.

Fakat neden uzlaşalım ki bu konuda?

Neden birbirimizin açısından bakmaya çalışalım?

Neden birbirimizi ikna etmeye gayret edelim?

Hepimiz aynı yöne gidersek dünyanın düzeni bozulur.

Benim gibi düşünenler ‘Aşk aşk!’ diye oradan oraya koşacaklar ki yaşasın bu meret! Herkes ‘alışkanlık, vefa, şu bu’ derse dünya huzurevine döner.

En iyisi bırakalım dağınık kalsın bu konu.

Bir köpek bulundu!

12 Ocak 2005 Çarşamba günü Bebek Boyalı Köşk Sokak’ta, beyaz, Maltiz Terier cinsi bir köpek bulundu. Üzerinde lila rengi kazağı var. Dilerim sahibi Hürriyet okurudur ve gözü bu köşeye ilişir de bir an önce Kuruçeşme’deki Pako Hayvan Hastanesi’ne gidip köpeğini alır. Aksi halde o da birçoğu gibi barınak köpeği olacak.

MIŞ-MUŞ

CHP Genel Başkanlığı’na adaylığını koyan Livaneli, ‘Derviş benimle’ demiş.

Tam kurultayın kapısında başka bir tarafa gitmezse tabii...

Kadir Topbaş ‘Depremi hayal bile etmek istemiyorum’ demiş.

Lakin o bizi ‘20 yıllık sallama planı’na almış bulunuyor.

ANAP genel başkan arıyormuş.

Bence artık bir hurdacı arasalar daha iyi olacak.

Caner, hastanede yatan Tülin’i ziyarete kameralarla gitmiş.

Bunlar evlenirlerse korkarım gerdeğe de kameralarla girerler. Aydın anlatır artık... ‘Birazdan yatıcekler sevgili seyirciler...’
Yazarın Tüm Yazıları