OKUSAM da anlamadığım için gazetelerin ekonomi sayfalarını hızlı hızlı geçiyorum. Şöyle bir başlıklarına bakarak... İşte o sırada gözüme çarptı Arçelik'le ilgili haber.
‘‘Arçelik, mobilya ve GSM'de büyüyecek.’’
Ben artık dört gözle giyim kuşam işine girmesini bekliyorum. Geçen gün baktım bir tek kıyafetlerim Arçelik değil.
Şimdi bu yazı reklama girer mi?
Girerse girsin. Bir marka doğduğum gün hayatıma girmişse ve hálá çıkmamışsa hak etmiştir artık.
Tost yapılacak, o... Portakal sıkılacak, o... Çamaşır yıkanacak, o... Yemek pişecek, o. Ütü yapılacak, o... Su kaynatılacak, o... TV seyredilecek, o... Ortalık süpürülecek, o... Bulaşık yıkanacak, o... Su soğutulacak, o... Çay kahve yapılacak, o...
Aaaa, yazarım arkadaş ben bunu!
Şehirler, evler, işler, eşyalar, arkadaşlar, sevgililer değiştirdim bir o kaldı hayatımda. Biri gitse öteki geliyor yerine.
Hiçbir şey, hiç kimse böyle dört koldan, ne dördü kırk dört koldan, girmedi hayatıma.
Bir tane bile olsun Arçelik ürünü bulunmayan tek hane var mıdır şu topraklarda merak ediyorum. Hem fakirin hem zenginin evine giren tek ortak markadır herhalde. Aynı zamanda hem İzmirlinin, hem de Karslının...
Görürsünüz bunlar yakında tabut işine de girerler. Ben sloganı buldum bile:
‘‘Mezara kadar Arçelik.’’
Düşünüyorum da başka ne var öyle beşikten mezara kanımıza iliğimize işlemiş...
Süleyman Demirel mesela...
O da Arçelik gibi. Artık iyi mi kötü mü diye sorgulamak gelmiyor aklıma. Alışkanlık öyle açık ara ile önde ki... Halbuki ne vınlamalar benim bulaşık makinesinde... Ne çağlayanlar buzdolabının arka duvarında...
* * *
Şimdi ‘‘Nereden esti bu yazı?’’ diyenler olacaktır.
‘‘Esme’’ hususunda haklısınız. Esti hakikaten. Daha önce hiç düşünmemiştim bu konuyu. Birden, yazının başında sözünü ettiğim o haberi okuyunca fark ettim kuşatmayı.
Evet evet, kuşatma...
Memleketin bütün mutfaklarına girilmiş, bütün banyolarının istila edilmiş olduğunu görünce... Hem de yıllardır... Oturup bu yazıyı döşenesim geldi. Hepsi bu. ‘‘Takdirle karışık bir ‘imdat' durumu’’ diyebiliriz kısaca.
DUYURU, TAVSİYE, ÇAĞRI!
Biliyorsunuz Beylikdüzü’nde Kitap Fuarı var. Bugün son günü. Gidip kitapları elleyin, arkasını çevirip okuyun, içini karıştırın. Belki alırsınız da birkaç tane.
Ziyaretinizi 15.00 ile 17.00 saatleri arasına denk getirirseniz Epsilon Yayınları standında bana rastlayabilirsiniz. Kitaplarımı imzalıyor olacağım.
MIŞ-MUŞ
Ekonomik düzelme, starların ekstra ücretlerine yansımış.
Geriye kaldı vatandaşa yansıması.
Şenay Akay, bugüne kadar toz kondurmadığı kocası için ‘‘Benim paramla beni aldattı’’ demiş.
Toz, bulut halinde inmiş.
CHP, yerel seçimde AKP'ye karşı İstanbul'da Gürtuna'yı aday gösterecekmiş.
AKP'nin gözü aydın! Gürtuna da değirmene doğru yola çıktı demektir.