Zira okur kısmı çeşit çeşit. Neyse ben haberi vereyim de siz bakın.
Ciddi gazetecilik geri dönüyormuş.
‘‘Gitmiş miydi?’’ diyeceksiniz. E, herhalde. Yoksa gitmeyen şey nasıl geri dönsün?
‘‘Hiçbir yerde yazılmadı, söylenmedi senin nereden haberin oldu?’’ diye soracak olursanız, barda öğrendim.
Barları yabana atmayın. Çok mühim yerlerdir.
Memleketi kurtarma işine orada girişilir.
En taze dedikodulardan orada haberdar olunur...
Teknik direktör transferi yapıldığına bile şahit olmuşluğum vardır.
Bilmiyorum başka ülkelerde de böyle midir, adeta ofis gibidir barlar. Beş altı adamı kafa kafaya vermiş konuşurken görürseniz bilin ki iş bağlıyorlardır. Zaten az sonra ‘‘Tamam abi oldu bu iş’’ dediğini duyarsınız birinin. Ofisten farkı, çayların yerine rakıların tazelenmesidir.
Ben de bu mühim haberi barda aldım işte. Ciddi bir gazeteciden. Gerçi o anda iki gözünü bir noktaya sabitleyemiyordu ve buna rağmen sağ elinin işaret parmağıyla orta parmağını kıvırarak kıskaç haline getirmiş, karşısındakinin burnunu sıkmak üzere yakalamaya çalışıyordu. Ama onun bu haliyle bile olsa söylediği her şeye inanırım.
‘‘Geri dönüyor’’ dediyse dönüyordur.
Çok sevindim doğrusu. İyice suyu çıkmıştı.
‘‘Ebru Şallı silikonlarını çıkarttırdı.’’
Altında, memeleri boğazında bir Ebru Şallı fotoğrafı.
Halbuki ciddi gazetecilik gelince şöyle olacak:
‘‘Ebru Şallı silikonlarını çıkarttırdı.’’
Fotoğrafta bir çöp tenekesi, içinde bir çift çıkartılmış silikon.
Belki de hiç itibar etmezler böyle haberlere. Bunların yerine, ‘‘Buğday taban fiyatı açıklandı’’, fotoğrafta boynu bükük bir başak.
Vay be!
Demek babamın zamanındaki gazeteciliğe dönülüyor. Acaba ne zaman gerçekleşir?
Yalnız sevindim falan da...
Bir yandan da aldı mı beni bir telaş. Öyle ya, bizim durumumuz ne olacak?
İster misiniz Ayşe'ye ekonomi, bana siyaset yazdırsınlar?
Biz ne anlarız?
Ayşe hiç olmazsa gezdiği ülkelerdeki otel fiyatlarını mukayese eder de ben ne yaparım? Siyaset diye bildiğim tek şey, Ecevit'in ayağını sürüyerek yürümesi ki, siyasi hayatı bitip de sıradan vatandaş olduğunda bunun da bir hükmü kalmayacaktır.
Ay bilemiyorum.
Ucu sırf Ebru Şallı'lara değil bana da dokunacaksa inşallah aslı astarı olmayan bir haberdir. Ki gazeteci dostumun iki kadeh sonrasındaki temennisi olma ihtimali de var. Yarın gündüz ciddiyetiyle bir soracağım; bakalım yönetici ve yazar olarak görev yaptığı iki ciddi, güzelim gazetenin ciddiyetin rağbet görmemesi yüzünden kapanıp gitmesiyle bir ilgisi var mı bu dönüş hikáyesinin.
MIŞ-MUŞ
Derviş, ‘‘2002 çok iyi olacak’’ demiş.
Eyvah! 2001'in ikinci yarısı için de benzer bir laf etmişti.