- Vahşan'a soralım bakalım, benim için en iyi olanı o bilir.
* * *
- Vahşan sana bir şey soracağım.
- Sor benim efendim efendim selvi Bülent'im.
- Bu replik sana uymadı Vahşan, Pakize Hanım'a söyle değiştirsin.
- Sor.
- Hani sen bir şey istemiştin de biz yapmıştık, neydi o Vahşan?
- Ohooo... Hangisi acaba?
- Hani küçük bir kedi yavrusu bir yerde sıkışıp kaldıydı da sen ‘‘Kurtaralım şunu’’ demiştin.
- Ha anladım, af.
- Hah işte o. Affı ben ne yapmamıştım?
- Sindirememiştin.
- Hüsamettin ‘‘Olmaz’’ diyor ama.
- O ‘‘Olmaz’’ diyorsa ben ‘‘Olur’’ diyorum.
- Teşekkür ederim Vahşan.
* * *
- Vahşan ‘‘Sindiremeyebilirsin’’ dedi.
- Efendim zaten bu arada af geri dönmüş.
- Bağdat'tan mı?
- Hayır, Köşk'ten.
- Bak şimdi ben bunu da sindiremedim.
- Efendim sizi bir sindirim cihazına bağlamak gerekecek artık.
* * *
Bir başka yerde...
Tak tak tak.
- Kim o?
- Müsteşarınız efendim.
- Ne var? Aleyhimde yazı çizi varsa derhal mahkemeye veriniz.
- Emredersiniz beyefendi. Ben esas şey diyecektim... Af geri dönmüş de.
- Gazetecilerin işidir bu.
- Efendim Gazeteciler Cemiyeti'ne değil, Cumhurbaşkanlığı'na göndermiştik.
- Olsun, onların parmağı vardır mutlaka.
- Hikmetinden sual olunmaz beyefendiciğim, ne olacak şimdi bu af işi?
- Ne affı kardeşim? Bizim kimseyi affettiğimiz falan yok. Sadece salıveriyoruz. Hapishaneler lazım bize.
- Ne yapacaksınız?
- ‘‘Tıkıverme Yasası’’ çıkartıp bütün gazetecileri içeri tıkacağız.
MIŞ-MUŞ
Tüm Irak, Saddam'ın 65. yaşını büyük bir coşkuyla kutlamış.
‘‘Şükür, ölüme bir sene daha yaklaştı’’ diyedir.
*
The Banker Dergisi'nin dünyada yılın bakanı seçtiği Kemal Derviş'e ödülünü veren dünyaca ünlü bankacı, ‘‘Kemal Derviş ders kitaplarına geçecek’’ demiş.
Kara bahtı bizden, altın tahtı onlardan.
*
İngiltere'de bir kamyoncu, karısına doğum gününde çimento tankeri hediye etmiş.