Paylaş
Ama çocuklar yaz tatilinden dönünce, Fatma Öğretmen gördükleri karşısında heyecanını kaybetti.
Çünkü öğrencilerinin çoğu en ince kitapları almıştı. Dahası, yaz için 10 kitap alan çocuk, yıl boyunca hiç kitap okumamıştı.
Neden çocuklar sevdikleri kitapları değil de en ince kitapları alıyor? Neden yazın 10 kitap okuyan çocuk, okul zamanı hiç okumuyor?
ARAŞTIRMA
Yıl 1984.
Penn State Üniversitesi’nden professör Leann Birch çocukları üç gruba ayırıyor.
Hepsinin önüne birer şişe kefir koyuyor.
Birinci gruba (ödül grubu) “Bu kefiri içersen, sinema bileti kazanacaksın.” diyor.
İkinci gruba (övgü grubu) “Bu kefiri dene.” diyor ve onları övüyor.
Üçüncü gruba (iç motivasyon grubu) sadece “Bu kefiri dene.” diyor.
Sizce hangi grup daha çok kefir içmiştir?
YÜKSEK DAVRANIŞ
Tabii ki ödül grubu. Kefiri içecek ve hemen bileti kazanacak. En az üçüncü grup içiyor.
Yani, ödül işe yarıyor. Buraya kadar sorun yok.
Ama asıl deney şimdi başlıyor.
Bir hafta sonra Prof. Birch bu çocukları buluyor ve onlara basit bir soru soruyor.
“Kefiri ne kadar seviyorsun?”
YÜKSEK TUTUM
Bu sefer işler değişiyor. Kefiri en az “ödül grubu”, en çok “iç motivasyon grubu” seviyor.
Neden daha az kefir içen grup, kefiri daha çok seviyor?
ETKİNLİĞİN ÖNEMİ
Ödül grubu, kefiri sinema bileti için içiyor. Eylemin kendisi (kefir içme) bir araç haline dönüşüyor ve değersizleşiyor. Asıl amaç, ödül oluyor.
Ama iç motivasyon grubu eylemin kendisine yoğunlaşıyor. Onu bir araç haline dönüştürüp, değersizleştirmiyor. O, eylemi sadece o eylem için yapıyor.
Örneğin, size iki farklı eğitim paketi (A ve B paketi) sunsam. “Size A paketini vereceğim ama ilk önce koşul olarak B paketini almanız lazım.” desem, sizin için A paketi mi değerli olur B paketi mi?
Tabii ki A paketi çünkü A paketi amaç, B paketi araç olur. Amaç, araçtan daha değerlidir.
ÖDÜL TUTUM DEĞİŞTİRMEZ
Bir çok aile bu hatayı yapmaktadır. Örneğin, “Ödevini yap bilgisayarla oynayabilirsin.” der.
Aile böyle söyleyerek ödevi araç, bilgisayarı amaca dönüştürerek; ödevin değerini azaltır.
Çocuk ödevi yapar ama ödev yapmayı sevmez. Ödev önemsizleşir.
Kısacası, çocuklara ödül verildiği zaman çocuk ödülü almak için o işi yapar ama o işi sevmez. Çünkü etkinlik değersizleşir.
ÖDÜL VEREN ÖĞRETMEN
Fatma Öğretmen tam olarak bu hatayı yapmıştır. Çocuklara yaz tatili başlamadan önce “Yazın kitap okuyanlara sözlü notu 100 vereceğim.” demiştir.
Çocuklar için amaç 100 almak olduğu için, en ince kitapları seçerek, kısa zamanda hedefe ulaşmak istemişlerdir.
Dahası kitap okumak değersizleştiği için, ödül ortadan kalkınca, kitap okuma da sona ermiştir.
Sonuç olarak, ödül, insanlara bir davranışı yaptırtırır (kefir içme, kitap okuma) ama ona karşı olumlu tutum (kefiri sevme, kitap okumayı sevme) geliştirmez. Tam tersi asıl davranışı araç haline dönüştürdüğü için değersizleştirir.
Paylaş