Paylaş
İnsanları hangi özelliğine göre sıralarsa sıralasın (boy, yaş gibi), aşağıdaki şekilde olduğu gibi ortaya her zaman normal ya da ona yakın bir dağılım (çan eğrisi) çıkıyor.
Kaynak: www.biltek.tubitak.gov.tr
Örneğin, dünyadaki tüm insanları boylarına göre sıralarsak, insanların %0.13’ü 2.20’nin üzerinde. Ortalama boy 1.67 ile 1.77 arası değişiyor. Yani insanların yaklaşık % 68.26’sı ortalama boya sahip. (Ülke farkları var tabii ki.)
Bunun eğitimle ne ilgisi var? Çok. Nasıl mı?
KİMLER BASKETBOLCU OLUR?
Dünya boy ortalamasına bakıldığında, boyu 2.20’nin üzerinde olan insanların %17’si NBA’ de oynuyor. Büyük bir oran. Neden?
Çünkü uzun boy, basketbolda büyük bir avantaj sağlıyor.
Peki, ortalama boya sahip oyuncu yok mu? Var.
Ama onların ya zıplama becerileri çok gelişmiş ya da kol boyları uzun.
Yani, zıplama becerisine veya kol boyuna göre bir sıralama yapsak, onlar çan eğrisinin en sağında. Yani, %0.13’lük kısımda.
EĞİTİMDE DURUM NE?
Basketbol için uzun boy, zıplama becerisi veya kol boyu avantajlıysa, eğitim için acaba ne avantajlıdır?
Eğitim için en avantajlı beceri “bilişsel beceri”. Nasıl uzun boy basketbol için avantajlıysa, bilişsel beceri de okul için avantajlı.
(Aslında bilişsel beceri ile IQ’ yü eş tutmuyorum ama başka ölçme yöntemi olmadığı için şimdilik kabaca bilişsel beceriye IQ diyebiliriz.)
Okul ile IQ arasındaki korelasyon %40. (Bu arada IQ ile hayat başarısı arasındaki korelasyon %10 civarı.)
O zaman tüm çocukları IQ’ lerine göre sıralarsak, bazıları yüksek bazıları düşük IQ’ lü olacak. Ortalamanın üzerinde olanlar da okulda otomatikman avantajlı duruma geçecek.
DÜŞÜK BİLİŞSEL BECERİ
Düşük bilişsel beceriye sahip çocuk da otomatikman dezavantajlı duruma düşecek.
(Tabii ki nasıl kol uzunluğu ya da zıplama becerisi, kısa boyun dezavantajını kapatıyorsa; azim, okul kalitesi, ailedeki öğrenme ortamı bilişsel becerinin eksiğini kapatabilir ama temelde bu çocuklar daha dezavantajlı konumda olacak.)
Nasıl kısa bir oyuncunun basketbol sahasında olmaması gerekirse, bilişsel becerisi çok düşük bir çocuk da okulda olmamalı. (Şaşırmayın, yazının sonunu bekleyin lütfen.)
Ama bu çocuklar okulda olduğu için, öğrenme zorluğu yaşıyor.
Dahası bu çocuklara okul zarar verecektir. Çünkü onlar bu sistemde başarısız olacak ve dolayısıyla başarısız/tembel olarak etiketlenecek. Bu da tüm hayatını etkileyecek.
NE YAPILMALI?
Peki, bu bilişsel becerisi düşük çocuklara ne olacak? Eğitim almayacak mı?
Her insan, mutlaka ama mutlaka bir ya da birkaç özelliğiyle çan eğrisinin en sağındadır. Çok gelişmiş becerileri vardır.
Örneğin, olimpiyat yarışmalarına sadece 18 ay hazırlanarak altın madalya kazanan Donald Thomas, doğuştan uzun tendonlara sahip. Uzun tendon, kangurularda olduğu gibi, atlama için büyük avantaj.
Thomas olimpiyat şampiyonu oluyor çünkü tendon boyu açısından insanlar sıralansa, Thomas çan eğrisinin en sağında.
FARKLI BİR OKUL MÜMKÜN!
Bilişsel becerisi düşük olan bir çocuğun sanat ya da müzik yeteneği çok gelişmiş olabilir.
Derste hiç konuşmayan ama beden eğitimi dersinde yıldızlaşan çocukları düşünün.
Bu çocuk dört yıl sadece temel eğitim alır (okuma, yazma ve aritmetik) ve ondan sonra hangi özellikleri açısından çan eğrisinin en sağındaysa orada uzmanlaşır.
TÜM BECERİLERE DAYALI BİR OKUL
Kısacası, eğitimde sadece bilişsel beceriyi ön planda tutarsak, çocukların neredeyse yarısı başarısız olacaktır. Bu şekilde eğitimi asla düzeltemeyiz.
Ama her çocuğun güçlü yanına göre eğitim verirsek, o zaman tüm insanlar kapasitesinin en üstüne ulaşır. Bu şekilde başarı duygusunu yaşar ve anlamlı bir hayat sürer.
Anlamlı hayat kadar da değerli başka bir şey yoktur.
(Bu arada müzik, spor ve resim gibi dersler sınav sisteminin dışında tutulduğu için bu dersler okulda önemsizleşmektedir. Bu da Türkiye’nin kendi eğitimi sistemini kendi eliyle bitirdiğinin en büyük göstergesidir. )
Paylaş