Paylaş
Kendisiyle sohbet ettim. Pasi, Finlandiya’nın eğitim başarısını anlattı.
Ben hiç yeni bir şey öğrenmedim. “Nasıl yani?” diyeceksiniz.
Ne demek istiyorum, açıklayayım.
ÖĞRETMEN EĞİTİMİ
Finlandiya eğitim sisteminin en güçlü yanı öğretmen kalitesi.
Her yıl 9000 başvuru yapılıyor ve sadece 850 kişi seçiliyor. Seçilen öğretmen adayları 6 yıl eğitim alıyor. Sadece en başarılı öğrenciler öğretmen olabiliyor.
Bizdeki gibi “En azından öğretmen olsun.” mantığı yok.
Öğretmenin önemini biz zaten biliyorduk.
KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ EĞİTİM
Finlandiya’da çocuklar kendi seviyesine, ilgisine ve yeteneğine göre eğitiliyor.
Eğitim çocuğa göre kişiselleştiriliyor ve farklılaştırılıyor.
Örneğin, üstün zekalı çocuğa üst seviye eğitim sunuluyor. Aslında tam olarak üstün zekalı kavramı da yok. Çünkü herkes özel ve kendine özgü eğitim alıyor.
Kişiselleştirilmiş eğitimin önemini biz zaten biliyorduk.
OKULLAR VE SINIFLAR ARASINDA EŞİTLİK
Eğitimin kalitesini arttıran diğer önemli faktör “eşit eğitim hakkı”.
Finlandiya’da şehirdeki çocukla ilçedeki çocuk; A okulundaki çocukla B okulundaki çocuk; A sınıfındaki çocukla B sınıfındaki çocuk eşit eğitim alıyor.
Bizdeki gibi veliler iyi okulların peşinden koşmuyor. Çünkü ülkenin eğitim kalitesi her yerde aynı.
Eğitimde fırsat eşitliğinin önemini biz zaten biliyorduk.
İŞBİRLİKÇİ ÖĞRENME
Finlandiya’da sınıf içinde ve okullar arasında rekabetten ziyade işbirlikçi öğrenme var. Çocuklar sadece öğretmenden değil, birbirlerinden de öğreniyor. Yani, bizdeki eski küme sistemi.
Bir rekabet varsa, o da kendileriyle.
Eğitimde işbirlikçi öğrenmenin önemini biz zaten biliyorduk.
OKUL LİDERLİĞİ
Finlandiya’da müdürlerin liderliği de çok önemli. Müdürler, merkezi bir sisteme bağlı kalmadan kararlar verebiliyor.
Müdürler vizyon sahibi ve güçlü liderlik becerilerine sahip.
Bakanlık müdürleri veya öğretmenleri kontrol etme ihtiyacı duymuyor. Güven var.
Eğitimde liderliğin önemini biz zaten biliyorduk.
ZATEN BİLİYORDUK
Aslında Pasi’nin söylediği her şeyi biz zaten biliyoruz. Yeni bir şey duymadık. O zaman sorun ne?
Bizim ülke olarak sorunumuz “bilme” sorunu değil, “uygulama” sorunu.
Biz uygulayamıyoruz. Onlar uyguluyor.
Peki, bildiğimiz şeyleri neden 70 yıldır uygulayamıyoruz?
DEĞİŞİMİN DOĞASI
Çünkü değişim dikteyle olur zannediyoruz.
Çünkü reform, merkezi sistemle gerçekleşir zannediyoruz.
Çünkü öğrenci için değil, yerimizi korumak için çalışıyoruz.
Çünkü okulları siyasi kararlara göre yönetiyoruz.
Çünkü öğretmene yatırım yapmadan, teknolojiye yatırım yapıyoruz.
Çünkü kapasiteli insanlardan ziyade, sisteme itaat edecek kişileri seçiyoruz.
Çünkü yaratıcılıktan ziyade, sisteme uyumu tercih ediyoruz.
Çünkü “bizden” ya da “bizden değil” mantığıyla görevlendirme yapıyoruz.
Çünkü eğitmiyoruz, sendika propagandası yapıyoruz.
UYGULAMA ŞART
Kısacası, eğitimde gelişim göstermek için yeni bir şey öğrenmemize gerek yok.
Diğer ülkeleri taklit etmemize de gerek yok.
Sadece bildiklerimizi, vizyoner eğitim liderleri öncülüğünde uygulayalım.
O zaman gerçek anlamda eğitimde reform yapabiliriz.
NOT: Bu arada Finlandiya’nın başarılı olmasında, nüfusunun küçüklüğü etken değil. Büyük nüfuslu ülkeler de (Kanada, Japonya, Avusturalya, Güney Kore, Almanya, İngiltere gibi) eğitimde çok başarılı.
Paylaş