ÖYLESİNE çok nedeni var ki bu kitap yazısına nereden başlayacağımı bilemedim.
Yazarı Bartolomeo de las Casas’tan mı? Tam adı “Yerlilerin Gözyaşları, Yerlilerin Yok Edilişinin Kısa Tarihi” (İmge Kitabevi) olan kitaptan mı? Yoksa, Bartolomeo de las Casas ve Dom Helder Camara’dan, Güney Amerika “Kurtuluş Teolojisi”nden habersiz, bu ülkede sol ilahiyattan (teolojiden) söz eden zevattan mı? Önümüzdeki günlerde, haftalarda, aylarda Kurtuluş Teolojisi’ne, Sol İlahiyat yanılsamasına gelmek için işe yazardan ve kitaptan başlayacağım. * * * “Latin Amerika’da sömürgeciliğe karşı direnen ilk gerilla önderi Kasik Hatuey, adaya çıkışlarından itibaren İspanyolların eline geçmemeye çalıştı. Çünkü onları tanıyordu ve neler yapabileceklerini biliyordu. Ama sonunda yakalandı ve diri diri yakıldı. Yakılma nedeni, zalim Hıristiyanların eline geçerek işkence ile öldürülmekten kurtulmak için kaçması ve kendini savunmuş olmasıydı. Kazığa bağlandıktan sonra, yanına yaklaşan Aziz Francisco tarikatından bir keşiş, Tanrı’dan ve Hıristiyan inancından bahsettikten sonra, celladın kendisine tanıdığı bu kısa zaman süresi içinde eğer Hıristiyanlığı kabul ederse, günahlarından kurtulacağını ve öldükten sonra cennete gidebileceğini söyledi. Hatuey, keşişin söylediklerini dinledikten sonra bir an düşündü ve bütün İspanyolların cennete gidip gitmediğini sordu. Keşiş, ‘Evet, cennetin kapıları iyi İspanyollara açıktır’ dedi. Kasik Hatuey keşişe şu cevabı verdi: ‘O zaman ben cehenneme gideyim, çünkü cennette İspanyollarla karşılaşmak istemiyorum’.” (Kitaptan) * * * “Yerliler, kendilerini katletmeye başlayıncaya kadar İspanyollara hiçbir zarar vermemiştir” diye yazan Bartolomeo de las Casas (Sevilla, 1474-Madrid, 1566), Chistopher Columbus’un ikinci seferine katılan yol arkadaşlarından bir orta halli tüccarın oğludur. Salamanca Üniversitesi’nde hukuk öğrenimi yaptı. 1502 yılında asker olarak Hispanola Adası’na gitti. Bazı keşif seferlerine katılan İspanyollar gibi ona da encomedina (üzerinde yaşayan yerlilerle birlikte verilen toprak) verildi. Ve bu süre içinde gerçekleri gördü, toprağı devlete geri verdi. Ardından rahip olup Dominiken tarikatına girdi. Hayatı boyunca yerlilerin köleliğine ve kitle halinde öldürülmelerine karşı çıktı. İspanyollar gelmeden önce Güney Amerika’da 30 milyon olan yerli nüfus 40 yıl içinde 4 milyona düşmüştü. Yüzlerce yıl önce yaşananları bugün Bartolomeo de las Casas’ın kitaplarından öğreniyoruz. Bu kitaplar yazarlarını da tanımlıyor: Tarihçi, Dominiken rahip, uluslararası hukuk ve insan haklarının ilk savunucusu ve köleciliğe karşı çıkan ilk Avrupalı. 19. yüzyılın başlarından itibaren Simon Bolivar ve bütün devrimciler Las Casas’tan etkilendiler. Mayaların torunları, atalarının çektiği acıları insanlığa duyuran Las Casas’a saygılarını, Meksika’daki Chiapas eyaletinin başkentine verdikleri San Cristobal las Casas adıyla dile getiriyorlar. Devrimci Kilise’den devrimci politikacıya, köylü ve yoksul birliklerinden özgürlük savaşçılarına kadar her hareketin içinde ve önünde Bartolomeo de las Casas vardır.