Yanlıştan doğru çıkmaz

Bir büyük gazete yayınladığı tam sayfa duyuru ile öğrencilere bir dev hizmette bulunmak üzere olduğunu muştuluyor.

Milli Eğitim Bakanlığı’nın öğrencilere tavsiye ettiği yüz kitabı (Gazete ‘100 Temel Eser’ diyor ama böyle bir şey söz konusu değil) bir kitapta toplamışlar.

Gerekçe: Öğrenci ve velileri, 100 ayrı kitabı tek tek arayıp bulmaktan, hepsini satın almaktan kurtarmak!

Kurtarma Yöntemi: 100 kitabı, 448 sayfalık tek kitapta özetlemek!

Eğitsel Amaç: Ezberci gençlik yerine okuyan, araştıran, tartışan ve eleştiren yaratıcı gençlik için yeni müfredata uygun bir kitap hazırlamak!

Nasıl bir kaynak? Yunus’tan Nazım’a, Yakup Kadri’den Oğuz Atay’a, Tolstoy’dan Cervantes’e; Türk ve dünya edebiyatının en seçkin yazarları; yaşam öyküleri, eserleri, roman, özetler, destanları, şiirleri, karakter çözümlemeleriyle hem öğrenciler, hem de öğretmenler için eşsiz bir kaynak!

*

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 100 Temel Eser programını açıklamasından sonra Yüz Kitaplık Göz Boyası (04.09.04) ve Yüz Kitap Nasıl Okunacak? (07.09.04) başlıkla yazılarımla MEB’in önerdiği programın okuma alışkanlığı sağlayamayacağını, tam tersine yüz kitap dışındaki kitaplara karşı bir tür sansür oluşturacağını ileri sürmüştüm.

Bunun yanı sıra, geçmişte olduğu gibi, bazı girişimcilerin bu konuda özet kitaplar yayınlayabileceğini de düşünmüştüm.

Latinler ‘Abyssus abyssum incovat!’ demişler. Yani: Uçurum uçurumu çağırır; yanlış başka yanlışlara yol açar!

İşte korktuğum şey gerçekleşti ve bu örneği başkalarının da izlemesi çok olası. Ama ben asıl en azından yaklaşık toplam 20 bin sayfalık 100 kitabı 448 sayfalık tek kitaba indiren (indirecek olan) yazarları ve eğitimcileri çok merak ediyorum. Hadi diyelim gazetenin satış elemanları ‘Edebiyat Nedir?’ sorusunun yanıtını bilmiyorlar, peki 100 kitabı 448 sayfaya sığdıranlar da mı bilmiyor?

*

Sinema ve televizyon için yapılan edebiyat uyarlamalarının seyircilerde kitabı okuma iştahı uyandırması beklenir. Örneğin, Tolstoy’un Savaş ve Barış, Dostoyevski’nin Karamazof Kardeşler, Alphonse Daudet’nin Jack adlı romanlarının sinema uyarlamasını ya da televizyon dizisini izleyen (en azından) birkaç bininin bu kitapları okumak isteyeceği düşünülür. Aynı şey Kemal Tahir’in Devlet Ana’sı, Yaşar Kemal’in İnce Memet’i ve Orhan Kemal’in romanları, Yusuf Atılgan’ın Anayurt Oteli için de geçerlidir. Ama okur sayısı artmaz.

Örneğin ‘Anayurt Oteli’ni okudunuz mu?’ sorusunu ‘Filmini gördüm’ diye yanıtlayanlara rastladım. Çünkü bir romanı okumak ile romandan yapılan filmi görmenin aynı şey olduğunu sanıyorlardı. Oysa, okuma eyleminin metni yeniden kurma ve yeniden yazma eylemi olduğunu, gerçek okumanın okuru bir tür yazara dönüştürdüğünü öğrenmeden bir roman ile film arasındaki farkı anlamak mümkün değildir.

*

Fazla derine inmeden ‘Edebiyat Nedir?’ sorusunu şöyle yanıtlayabiliriz: Edebiyat dilin özel bir söyleme göre kullanılmasıdır; her edebiyat metni bir üslup denemesidir.

Peki Kemal Tahir’in Esir Şehrin İnsanları’nın özeti kimin yapıtıdır; Kemal Tahir’in mi yoksa romanı özetleyen esnaf-yazarın mı? Elbette (‘yapıtı’ diyemeyeceğim için) esnaf-yazarın karalamasıdır. Özet, yazarın üslubunu bir greyder gibi dümdüz eder. Oysa, üslup yoksa edebiyat da yoktur. 20.000 sayfayı 480 sayfaya indiren özet mi okuma alışkanlığı ve yazınsal beğeni oluşturacak? Hadi canım sen de!

Peki okuma eylemini yönlendiren öğretmenin, öğrencinin kitap hakkındaki özel yorumu ve yorumları ne olacak? Özet binlerce öğrenciyi tek tipe indirgemeyecek mi? Hani nerede özgür okuma ve özgür düşünme olanağı?

Özet baskıyı hazırlayanlara, hazırlayacak olanlara soruyorum: ‘Ezberci gençlik yerine okuyan, araştıran, tartışan ve eleştiren yaratıcı gençlik için yeni müfredata uygun bir kitap hazırlamak!’ amacınızı nasıl gerçekleştireceksiniz? Sizin hazırlayıp sunduğunuz özet metni ve yalapşap yorumu okuyup kopya çeken gençlik mi okuyan, araştıran, tartışan ve eleştiren yaratıcı gençlik olacak? Tam tersine hazırlopçu ve ezberci gençliğin bu kusurları daha da pekişecek.

Özet kitabı kupon karşılığı olarak dağıtacak olan gazete ‘Öğrenci ve velileri, 100 ayrı kitabı tek tek arayıp bulmaktan, hepsini satın almaktan kurtarmak!’ istediği için böyle bir iyilik girişiminde bulunmuş...

Ama lütfen kimse edebiyata iyilikte bulunmasın! Ne Milli Eğitim Bakanlığı ne de medyanın iyilik melekleri! El birliği ile Türk edebiyatının geleceğini kararttılar, bari geçmişini karartmasınlar!
Yazarın Tüm Yazıları