Tarih ve ütopya

TARİHÇİNİN olguları bir adli tıp doktorunun teşrih (açımlama/anatomi) masasına yatırması gibi durağanlaştırıp incelemesi başka, güncel olayların ‘ne’liklerini, ‘neden’lerini incelemek başka...

Olguların, belge ve kanıtların durağanlığına alışmış tarihçinin güncel olayları okuması, denizcinin karada yürümesine benzer. Sık sık yalpalar.

Adli tıp doktoru tarihçinin elinin altında başka teşrihler, başka raporlar da vardır. Tarihçi, olgular ve metinler üzerinde yaptığı arkeolojik kazılardan uzaklaştıkça ayağının altındaki sağlam zemin kayarak yamyam kumullara dönüşür. Tarihçinin sosyoloğa dönüştüğü sırtlar zordur zor olmasına, ama en zoru bir tarihçinin güncel ütopyalar kurmaya başlamasıyla, falcıya dönüşmesiyle ortaya çıkar.

* * *

Sözü gene Prof. Dr. Kemal Karpat’a getirmek istiyorum. Derya Sazak’ın yaptığı ve 12 Temmuz 2004 tarihli Milliyet Gazetesi’nde yayınlanan söyleşiden öğrendiğimize göre, Prof. Dr. Karpat’ın ‘İslam’ın Siyasallaşması’adlı yapıtı, Şiar Yalçın’ın çevirisiyle Bilgi Üniversitesi tarafından yayınlanmış.

Ben tarihe meraklı, yazınsal (edebi) yapıtının dört ayağından biri tarih olan bir şair ve yazarım. Bir tarihçi, ‘Benim anlamak istediğim, bugün Türkiye sınırları içinde yaşayan ve eski bir isim altında yeni bir siyasi ve kültürel kimlikle ortaya çıkan modern Türk milletinin nasıl oluştuğudur. Aynı zamanda kimlik meselesi üzerinde durdum. Kimlikler eski isimlerini muhafaza ederek durmadan değişir ve yenileşir. Kültürlerin karışımı sonucu ortaya yepyeni bir toplum çıkıyor. Bu anarşist bir karışım değil, tarihi, kültürel mihveri var. Osmanlı’da bu mihver, İslamiyet. Ancak bu ülkeye has bir İslamiyet’ diyen tarihçinin yapıtını mutlaka okumalıyım. Okumak zorundayım.

Ne var ki bu yazımın konusu ‘bu tarihçi’ değil, Derya Sazak ile ‘söyleşen tarihçi’.

* * *

Prof. Dr. Kemal Karpat’ı dinleyelim: ‘Amerika’nın ve Avrupa’nın AKP’ye olan tutumunu tayin eden faktör var: Birincisi, AKP İslám kökenli olmasına karşın ‘laik ve demokratız’ diyor. Siyasal İslamcı olmadıklarını ilan ettiler. Bu bence İslam dünyasında ve Türkiye’de devrimdir. AKP’liler tercihlerini net olarak yaparlarsa, Türkiye’de din-devlet çekişmesi gibi bir sorunu ortadan kaldırırlar. İkinci adımı devlet tarafından bekliyorum. Ben buna ‘Büyük Barış’ diyorum. İslami kesim, laikçi devletin şimdiye kadar savunduğu bütün noktaları kabul etmiştir. Ama devlet, İslam’ın demokrat, modern oluşunu kabul etmiyor.’

* * *

Prof. Dr. Kemal Karpat, güncel olayların yer aldığı söyleşiler yapılmasına kesinlikle izin vermemeli. Çünkü yukarda söyledikleri tamamen yanlış. Çünkü ABD, AKP’nin yönettiği Türkiye ile ‘laik ve demokrat’ olduğu için değil ‘ılımlı İslam devleti’ olduğu ya da böyle olmasını istediği için ilgileniyor. AKP ise yöneticileri ve tabanı ile birlikte, laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kabul edecek olgunluğa erişmediğini kanıtlamayı sürdürüyor.

Prof. Dr. Kemal Karpat söyleşi sırasında İngilizce mi, yoksa Türkçe mi konuştu? Türkçe konuştu ve ‘laikçi’ sözcüğünü bilinçli olarak kullandı ise kendisini bir ‘İkinci Cumhuriyetçi tarihçi’ olarak okumam gerekecek. Ya da bir Fethullahçı olarak!
Yazarın Tüm Yazıları