Sokakta Hollandaca konuşmak

HOLLANDA’da yaşayan bir yakın arkadaşım, 24 Ocak 2006 tarihli De Volkkrant Gazetesi’nde yayınlanan imzasız başyazının çevirisini gönderdi. Genel çizgileriyle, benim Hollanda ve çevresindeki küçük "nordik" ülkelere ilişkin görüşlerimi yansıtıyor.

* * *

"Köşe yazarlarına, kabare sanatçılarına ve diğer mizah yazarlarına gün doğdu. Uyumdan sorumlu Bakan Verdonk, yeni bir balon daha uçurdu: Sokakta sadece Hollandaca konuşulacak.

İşin espri yönü bir yana, son derece hüzünlü bir şekilde dibe vurmuş durumdayız. Bu arada her şeyden önce Bakan Verdonk, eskiden sol rejimlerin itham edildiği modası geçmiş bir siyaset örneği sergilemektedir. Bakan asla hayata geçirilemeyecek anlaşılmaz bir plan ortaya atmıştır.

Bu arada Bakan’ın tabanından puan topladığını da söylemek gerekir.

Bunun bir sakıncası yoktur ama uçurulan bu tür balonlar, toplumsal huzur açısından birçok sıkıntılara yol açabilecektir.

Kuşkusuz yabancıların uyumu konusunda bazı sıkıntılar vardır. Bu sorunların cesaretle ele alınması ve yabancılardan bazı şeyleri yerine getirmeleri istenmelidir.

Örneğin, iş başvurusu yapan birisinin Hollanda dilini iyi konuşmasını istemek hakkımızdır. Ama iki Türk’ün sokakta kendi aralarında Hollandaca konuşmalarını beklemek saçmadır.

Bakan Verdonk, Hollandalıların sokakta yabancı dillerin konuşulmasından rahatsızlık duyduğunu ifade etmek isterken aklına Hollandaca kelime gelmediği için olsa gerek Almanca ’unheimisch’ kelimesini kullanmıştır.

Öte yandan Hollandalıların da artık globalleşme çağında yaşadığımıza alışmaları gerekir. İstesek de, istemesek de Hollanda bir göçmen ülkesidir. Yeni gelen göçmenler burada kendilerini evlerindeki gibi rahat hissetmedikleri sürece uyum konusunda pek bir ilerleme sağlanamayacaktır.

Globalleşmeye ayak uydurmak istiyorsak, çokuluslu şirketleri buraya çekmek ve isterse Asya veya dünyanın başka yerlerinden gelecek olsun yüksek eğitim görmüş ’beyin göçü’nü Hollanda’ya yönlendirmek gerekir. Oysa sık sık yüksek eğitim görmüş yabancıların buraya gelmek istemediğine ilişkin işaretler alıyoruz.

Uzun bir süre Hollanda’da gerçekten çok laçka bir çokkültürlülük siyaseti izlendi. Şimdi ise tam tersine, içinde yaşadığımız çağın gerçekleriyle hiç bağdaşmayan, kendi içine kapalı bir taşra politikasına dönülüyor."


* * *

Gazetenin başyazısında eleştiri konusu edilen bakan, göçmenlere karşı sert politikalarıyla bilinen "Hollanda’nın demir leydisi" lakaplı Entegrasyon Bakanı Rita Verdonk.

Yazının en önemli noktalarından biri, bizim postmodern demokratların alkışladığı çokkültürlülük politikasının gettolar yaratarak iflasının itirafı. İkincisi, "yüksek öğrenim görmüş beyin göçü"nü teşvik. Bir süre önce bu tür göçler için sporcularda olduğu gibi "transfer ücreti" alınmasının gerektiğini yazmıştım. Üniversite diplomalı uzman, beleşine olmaz!
Yazarın Tüm Yazıları