Olimpiyat meydan muharebesinden çıkartılacak dersler

6 Temmuz Çarşamba öncesi 2012 Olimpiyatları’na ev sahipliği yapmaya aday olan kentler arasında baş döndürücü bir rekabet yaşanıyordu.

Fransa’nın Avrupa Anayasası’na ‘hayır’ demesiyle ortaya çıkan gerginlik, Chirac’ın İngiliz mutfağı üzerine söylediklerinden sonra iyice gerildi. Chirac’ın İngiliz mutfağını yeren sözleri üzerine, İngiliz basını ‘Krep gibi cıvık konuşma!’ diyerek tepki gösterdi.

AMİGO LİDERLER

CNN Türk’ün Singapur’dan naklen Olimpiyat yayını yaptığını görünce Fransızların TV 5’ini açtım. TV 5 kanalı Paris stüdyosu, Singapur, Paris Hotel de Ville (Belediye) Alanı, Champs Elysees ve Trafalgar Meydanı (Londra) arasında bir naklen yayın ağı kurmuş. Hotel de Ville Alanı, Champs Elysees, Trafalgar Meydanı hıncahınç dolu, iğne atsan yere düşmez. İnsanların elinde Fransız ve İngiliz bayrakları. Hontuların, kırroların değil, kibar semt çocuklarının ellerinde Fransız ve İngiliz bayrakları.

Madrid, New York ve Moskova unutulmuş, sanki yarışma Londra ile Paris arasında.

Düşünsenize, kendi ekiplerini desteklemek amacıyla Monsieur Chirac ile Mister Blair, Singapur’a kadar gitmişler. Amigoluk yapıyorlar.

FRANSIZ BOZGUNU

Derken, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Başkanı Jacques Rogge, kararı açıklamak için zarfı yırtarken elleri titriyor. Káğıdı okuyor: ‘Uluslararası Olimpiyat Komitesi, 2012’de yapılacak 30. Yaz Olimpiyat Oyunları’nın Londra kentine verildiğini açıklamaktan onur duyar.’

Fransızlar, Paris’in seçileceğine öylesine inanmışlar ki bu sonuç karşısında eşekten düşmüş karpuza dönüyorlar.

Hotel de Ville Alanı’ndaki sunucu ‘Il pleut sur Paris, des larmes de tristes’ (Paris’e yağmur yağıyor, kederin gözyaşları) diyor. Gerçekten de yağmur çiseliyor Paris’e. Sonucu öğrenen Parisliler, Hotel de Ville Alanı ile Champs Eysees’yi kaşla göz arasında boşaltıyorlar.

Fransızlara göre: İngilizler, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’ne baskı yapmışlar; saldırgan bir aday politikası izlemişler; karar sportif değil politik; jeopolitik ve stratejik öğeler etkili olmuş. İkisi de AB üyesi değil mi, ha Londra, ha Paris! Öyle değil mi? Değil!..

Paris Büyükşehir Belediyesi Başkan Yardımcısı, haksızlık acısından, müthiş hayal kırıklığından söz ediyor. Bir başka ünlü, ‘Fransızlar için sindirilmesi çok zor bir bozgun!’ diyor. Neden sindirmesinler, AB ulusal duyguları ıskartaya çıkarmadı mı? Çıkarmamış!..

SINIRLAR KALKMAMIŞ

Fransızlarla İngilizlerin gözleri öylesine dönmüş ki, kendilerinin kazanmaması durumunda oyunların Moskova, New York ya da Madrid’e verilmesi karşısında göbek atarlardı.

2012 Olimpiyat Oyunları çevresinde olanlar, bizim ikinci cumhuriyetçilerin ve neoliberallerin iddialarının aksine, AB içinde sınırların ortadan kalkmadığını, ulus-devletlerin devam ettiğini, ulusal çıkarların ve ulusal onurların kıskançlıkla korunduğunu kanıtlıyor.
Yazarın Tüm Yazıları