13 Kasım 2011 tarihinde yayınlanan “Arap Devletlerinde Din ve Anayasa” başlıklı yazımı eleştiren bir okur, laik cumhuriyetin günümüze çamurlu yollardan başka bir miras bırakmadığını, günümüzde Ankara-Konya hızlı treninde kapuçino içerek püfür püfür gidilebildiğini yazdı.
Bu okur yakın tarihimizi bilmiyor. O halde öğretelim! Atatürk ülkeyi 15 yıl (1923-1938), İnönü 12 yıl (1938-1950) yönetti. 1950-2002 yılları arasında, birkaç yıl dışında, ülkeyi sağcı hükümetler yönetti. AKP 2002’de iktidara geldi. Cumhuriyet işe sıfırın altından başlamıştı, AKP hükümeti demir-çelik, çimento, mensucat, otomotiv, cam, maden, elektrik, elektronik, petro-kimya sanayi ile orta ölçekte sanayileşmiş bir ülke buldu. 1924 yılının tersane ünitesi 2011 yılının (olmayan) uçak sanayinden çok daha önemlidir. Nankörlük cehaletle sınırlı değil! Bu nedenle bütün cahil ve nankörlere bir kitap tavsiye edeceğim: Bilsay Kuruç, Mustafa Kemal Döneminde Ekonomi, Büyük Devletler ve Türkiye, 2011. Şimdi, çamur ve toz-topraktan başka miras(!) bırakmayan Cumhuriyet’in yapabildiklerini hatırlayalım: AZ ZAMANDA ÇOK İŞ 1924: Gölcük’te tersane ünitesi kuruldu; Devlet Demiryolları kuruldu; İstanbul-Ankara arasında ilk yolcu uçağı seferi yapıldı; Türkiye İş Bankası kuruldu. 1925: Danıştay kuruldu; Türk Hava Kurumu kuruldu; Aşar vergisi kaldırıldı; Eskişehir Cer Atölyesi’nde demiryolu malzemesi üretecek üniteler kuruldu; Adana Mensucat Fabrikası; Türk yapımı ilk planör uçuruldu; şeker fabrikaları kurulmasıyla ilgili kanun çıkarıldı. 1926: Demir çelik sanayinin kurulmasıyla ilgili kanunlar çıkarıldı; Eskişehir uçak bakım fabrikası; Alpullu Şeker Fabrikası; Ankara otomatik telefonu işletmeye açıldı; İstanbul’da inşaat demiri üreten ilk haddehane açıldı; Kayseri Uçak ve Motor Fabrikası; Bakırköy Çimento ve Uşak Şeker Fabrikası. 1927: Bünyan Dokuma Fabrikası; Ankara-Kayseri demiryolu; İstanbul Radyosu yayına başladı; Samsun-Havza-Amasya demiryolu; Bursa Dokumacılık Fabrikası açıldı. 1928: Anadolu Demiryolu Şirketi yabancılardan satın alındı; Haydarpaşa-Eskişehir-Konya ve Yenice-Mersin demiryolları yabancılardan satın alındı; Ankara Çimento Fabrikası; Halka okuma-yazma öğretmek için Millet Mektepleri açıldı ve 8 yılda 3 milyon kişiye temel eğitim verildi; Ankara Numune Hastanesi; Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü; İstanbul Bomonti’de Türk Mensucat Fabrikası; Ankara-Zile demiryolu; Malatya elektrik santralı; Kütahya-Tavşanlı demiryolu; Gaziantep Mensucat Fabrikası. 1929: Mersin-Adana demiryolu yabancılardan satın alındı; İstanbul-Ankara arasında telefon konuşmaları başladı; Ayancık Kereste Fabrikası; Trabzon Vizera hidroelektrik santralı; Haydarpaşa Limanı yabancılardan satın alındı; Kütahya-Emirler, Fevzipaşa-Gölbaşı demiryolu hizmete açıldı. 1930: Ankara-Sivas demiryolu ulaşıma açıldı; Kadınlar belediyelerde seçme ve seçilme hakkı kazandı; Ankara-Şarkışla demiryolu; İstanbul Galata Köprüsü’nden 70 yıldır alınan geçiş ücreti kaldırıldı; Ankara Etnografya Müzesi açıldı. 1931: Bursa-Mudanya demiryolu yabancılardan satın alındı; Gölbaşı-Malatya demiryolu; 10 ilde bölge sanat okulu açıldı; Çocuk Esirgeme Kurumu kuruldu; Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kuruldu; Türk Tarih Kurumu kuruldu. 1932: Devlet Sanayi Ofisi kuruldu; Samsun-Sivas demiryolu açıldı; Sanayi Teşvik Kanunu ile toplam 1473 işletme teşvikten yararlandı; İzmir Rıhtım İşletmesi yabancılardan satın alındı; Türkiye Milletler Cemiyeti’ne üye oldu. 1933: Eskişehir Şeker Fabrikası; Sümerbank; Adana-Fevzipaşa ve Ulukışla-Kayseri demiryolu; İller Bankası; Halk Bankası; İstanbul Üniversitesi; Devlet Hava Yolları; Ankara’da yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı. OSMANLI’NIN BORCU DA CABASI Yer kalmadığı için ilk on yılın dökümüyle yetiniyorum. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan itibaren, 1854’te Osmanlı Devleti’nin İngiltere’den aldığı borçtan başka, Lozan Antlaşması’na göre, Osmanlı’dan kalan borçları ödemiştir. Türkiye’nin 1938 yılı itibariyle dış borcu 236 milyon dolar, 2010 yılı ilk çeyrek itibariyle 291 milyar dolardır. Cumhuriyet, ilk on yılda aldığı dış borcu sanayi yatırımlarına kullanmış, AKP ise dış borcu yeni borçla ödemektedir.. Son olarak: İlk Türk denizaltısı 1939 yılında, ikincisi 1940’ta Haliç’te denize indirilmişti. Trende kapuçino içmeyi bir marifet sanan okuru layık olduğu yere gönderelim. Ancak, ülkeyi yöneten kadrolar da aynı kafada!