İlkin “Küncü”nün ne anlama geldiğini bilmeyenler için açıklayalım: “Küncü” susam tanesi demektir. O halde yazımın başlığı olan “Küncü Beyinliler” de “Kafataslarının içinde susam tanesi kadar beyin bulunanlar” anlamına gelir.
Küncü Beyinliler, şu e-posta olanağı kullanılmaya başlamadan önce dilsizdiler. E-posta icad oldu, bu icadın arkasına gizlenerek küncü beyinlerinin ürünlerini sağa sola dağıtmaya başladılar. Küncü Beyinliler’in en büyük rakipleri gazetelerin fıkra (köşe) yazarlarıdır. Aralarında bazı fıkra yazarlarına tiryaki olmuş olanlar da vardır. Küncü Beyinliler’in en önemli özellikleri, uyarılmalarına, yanlışlarının düzeltilmesine karşın DİNOZOR sözcüğünü DİNAZOR olarak yazıp söylemekteki inat ve ısrarlarıdır. Biri, bütün uyarılarınıza karşın DİNAZOR demekte ve yazmakta ısrar ediyorsa biliniz ki bu adem (oğlu ya da kızı) su katılmamış, safkan bir Küncü Beyinli’dir. Küncü Beyinliler bağlamında aritmetik ve geometrinin hükmü geçmez, çünkü bir milyon Küncü Beyinli hangi sayıyla çarparsanız çarpın ancak “1” Küncü Beyinli eder. *** Yazıldı, söylendi, açıklama yapıldı: 20, 21, 22 Aralık 2003 tarihlerinde Hürriyet gazetesinde yayımlanan yazılarım bir “Haber” değildir, bir “Röportaj”dır, daha doğrusu bir “Söyleşi Röportaj”dır. Söyleşi röportajlarda gazeteci, yazar ya da röportajcı karşısındaki bir insanla, insanlarla konuşur, konuştuğunu ya anında kaleme alır ya da ses makinesine kaydeder. Yani röportaj söyleşilerde yazar bir aracıdır, bir vasıtadır. Küncü Beyinliler bu tanımı bir yere yazsınlar. *** Küncü Beyinliler yakılan mini etekli kızla ilgili manşet ve yazıdan dolayı özür dilememi istiyorlar. Niçin özür dileyeyim? Mini etekli kızı yakmadılar mı? Yaktılar! O zaman, “Kim yaktı?” diye soralım. Müslümanların yaktığına ilişkin tek satır var mı yazımda? Yok! Manşette “Müslümanlar mini etekli kızı yaktılar” diyor mu ? Demiyor! Peki ben neden ve nasıl yalan haber (!) yazmış oluyorum o halde? Çünkü okuduğunu anlamaktan aciz İslamcı yazarlar “böyle” yazdı; çünkü İslamcı gazeteler Hürriyet gazetesinde yayımlanan gerçekleri saptırmak için böyle bir oyun oynadılar. Küncü Beyinliler, düşünmezler, kulaklarıyla duyduklarına inanırlar. *** Bazı Küncü Beyinliler’in küncü beyinleri sadece küfür üretir, bazı Küncü Beyinliler zora gelince papağanlaşırlar. Bazıları da gerçekten Türk ve Müslüman olup-olmadığımı sorarlar. Küncü Beyinliler’in kitap okumak gibi bir alışkanlıkları olmadığından, kim olduğumu öğrenmeleri için internete bakmak zorundalar. Şöyle dört-beş saat, belki daha da fazla... *** Küncü Beyinliler’i köyün ya da mahallenin delisi ve soytarısı oldukları zaman çok severim. Çünkü yakışırlar ve yakıştırırlar!