SEÇİMLER öncesinde siyasi partilerin genel başkanlarını ağırlayan TÜSİAD, 29 Mayıs günü Demokrat Parti Genel Başkanı Mehmet Ağar ile Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu’yu konuk etti.
İçtenlikle söylemem gerekirse neler konuştuklarını zerre kadar merak etmedim, etmiyorum. Ben de istikrarın korunmasından yanayım. Ancak benim istikrar ölçüm herkesten başka bir yerde. Benim için siyasal ve ekonomik istikrar, Cumhuriyet ilkeleri üzerine oturmaktadır. TÜSİAD ile parti liderlerinin bu konuyu konuştuklarını hiç sanmam.
* * *
Ancak cumhuriyetçileri çok yakından ilgilendiren bir konu var: Meslek eğitimiyle çok yakından ilgilenen TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel çok önemli bir soru yöneltiyor başkanlara:
"İmam hatip liselerinin meslek lisesi statüsünden çıkartılıp özel bir statüye alınması önerileri konusundaki görüşleriniz nelerdir?"
Bu, toplumuzun zonklayan yarasıyla ilgili soruyu DP Genel Başkanı "Mülkiyeli" Mehmet Ağar şöyle yanıtlıyor:
"İmam hatip mezunları da bu ülkenin öz evladıdır. Onları bir başka yere çekmek yanlıştır. Bu hükümet onlarla ilgili taahhütlerde bulundu ama altında kaldı. İmam hatipliler bu durumun farkındadır. Tabii ki Türkiye’nin en önemli meselesi eğitimdir. Robert Koleji’nde okuyan da, imam hatip lisesinde okuyan da, endüstri meslek lisesinde okuyan da bizimdir. Bu vatanın evladıdır." (Hürriyet, Zaman, 30.05.07)
Erkan Mumcu ise "Seçmeli olarak örgün eğitimde din öğretilmediği için millet dinini öğrenmek istiyor" diyor.
İki Genel Başkan da bir Milli Görüş temsilcisi AKP’li gibi konuşmuş. Şu anda ülke huzursuzluğunun en büyük kaynağı imam hatiplerdir. İmam hatip okullarını genel lise haline getirmek ya da mezunlarını genel lise mezunlarının haklarıyla donatmak Cumhuriyet’in temellerini dinamitlemek anlamına gelir. Bu gerçeği ne Mehmet Ağar, ne de Erkan Mumcu anlıyor. Bir merkez sağ partinin politikası Cumhuriyet ile çelişmez. Bunu iki yıl önce Mehmet Ali Bayar’a da söylemiştim. Yeni DP de eski DP gibi, Cumhuriyet’in partisi olamayacak. Bedenindeki AKP urlarını temizlemesi gerekirken AKP’ye özeniyor.
* * *
Reha Çamuroğlu, Zafer Üskül, Haluk Özdalga ve Ertuğrul Günay değil Karl Marx, Engels, Lenin ve Stalin bile vitrine çıkartılsa AKP merkez partisi olamaz. AKP vitrinine çıkan mankenlerden hiçbiri AKP’nin Cumhuriyet’le uzlaşmayan politikasını bir milim değiştiremez.
Ancak beni Ankara Sanayi Odası Başkanı ve TOBB Başkanvekili Zafer Çağlayan ilgilendiriyor. Zafer Çağlayan, ne zaman imam hatipler ve meslek liseleri konusunda yazsam, ne zaman bu iki okulun yolunun ayrılması gerektiğini savunsam, bana telefon etti ve kutladı. AKP’nin eğitim ve okul politikasını birlikte yerden yere vurduk.
İmam hatip liselerinin sadece din adamı yetiştirmesini, öteki mesleklerden uzak durmasını savunan Zafer Çağlayan’ın AKP’ye katılması son derece önemli. Bakalım kimin dediği olacak, AKP’ninki mi, yoksa yazılarımı her zaman desteklemiş olan Zafer Çağlayan’ınki mi?