GAYRİRESMİ Tarihçilik’in fantirifitton yazıcılarına göre ne Çanakkale Savaşı ne de Kurtuluş Savaşı olmuştur.
İkinci Dünya Savaşı’na sokmayarak Türklük’ün erkekliğini iğdiş eden (!) İsmet Paşa da bir üfürükten ibarettir: Birinci ve İkinci İnönü Savaşları olmamış, bu olmamış savaş olurken İsmet Paşa sağırı bir samanlığa saklanmıştır.
"Çanakkale Şehitlerine" adlı muhteşem eserinde "Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi... Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi" diyen Mehmet Akif Ersoy da resmi tarih görüşünün tuzağına düşmüş olmalı.
Ölümlü insanlar "Bedr’in arslanları" ile mukayese edilemeyeceğine göre, Akif acaba ne demek istiyordu?
TIRIVIRI MÜSLÜMAN MI
Tabii, toptan inkárcılardan daha insaflıları da vardır: Onlara göre, Çanakkale Zaferi diye bir şey vardır ama bu savaşı fani askerler değil, ölümsüz evliyalar yapmış, savaş bu evliyaların yüzü suyu hürmetine kazanılmıştır.
"Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi... Bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi."
Askerler dini bütün Müslüman olmasa idiler, bu olmadığı iddia edilen Çanakkale Savaşı kesinlikle kazanılmazdı, Çanakkale Zaferi diye bir şey olmazdı.
Peki ama değerli biraderler, faziletli hemşireler! Müstevli Hıristiyan kuvvetlerindeki Hindistanlı, Afrikalı Müslüman askerler neyin nesi oluyordu acaba? Onların Müslümanlığı bizimkilerinki kadar geçerli değil mi, tırıvırı Müslümanlık mı?
Belki de Halife Efendimizin, Osmanlı Sultanı’nın "cihat" çağrılarını ters anlayıp, Osmanlı’nın saflarında savaşa gireceklerine sömürgeci-emperyalist efendilerinin emir ve komutasında Müslüman Osmanlı askerlerine saldırdıkları için Allah tarafından cezalandırılmışlardır. Allah kimseyi şaşırtmasın!
ŞEHİTLİK PATENTİ
Çanakkale Savaşı’nda kim demiş sadece Türkler, Türk yedek subaylar, Türk üniversiteliler, tıbbiyeliler öldü diye! Yüz binlerce medrese talebesi, binlerce medrese hocası da birer gerçek "Bedr Arslanı" olarak öldü. Şehitlerin "Alameti Farikası"nın sadece Türk olduğunu kim söylemiş? Bakın şehit mezar taşlarındaki yazılara, kaç tanesi Diyarbakırlı, Bitlisli, Vanlı? Yani Kürtler de, Lazlar da, Araplar da, Gürcüler de, Boşnaklar da öldüler ve şehit oldular!
Bu sözlere kimsenin itirazı olamaz! Böyle bir iddia ve itiraz da yok zaten!
Ama var! Ülker İnce "Peki Çanakkale’de hiç Pomak şehit olmamış mı?" diye soruyor.
Şehitlik patentinin sadece (epeycesi dönme soylu) Türk kökenlilere ait olduğunu kimse ileri sürmedi, sürmez! Üstelik Çanakkale’de Rum ve Ermeni Hıristiyanların da şehit olduğu yazılır. Yukarıda "ironik" olarak yazdığım cümlelerin faillerinin (öznelerinin) bir başka hesapları ve fesat kumpasları vardır.
OLMADIĞINA İNANIYORUM!
Aynı fesatçılar biraz sonra "Olmayan Çanakkale Savaşı" zaferinden pay isterler ve sorarlar: Çanakkale’de kanlarını döken şehitlerin torunları neden dinlerini şeriata göre özgürce yaşayamıyor? Çanakkale’de bunca şehit veren Kürtler kurucu unsur olarak neden Anayasa’da yer almıyor? Çanakkale Savaşı’nın olmadığına giderayak ben de inanıyorum!