Bayanlar! Buna sansür denir

11 Mart 2003 günü yayımlanan ‘‘Pazarlamaysa Evet, Yasaklamaysa Hayır’’ başlıklı bir yazı ile Hasan Öztoprak'ın ‘‘İmkánsız Aşk’’ adlı romanı çevresinde zorla yaratılan skandal ve sansasyon girişimlerini eleştirmiştim.

Ancak Türkiye'de edebiyat işleri kendi alanında tartışılmayıp Televole ortamına çekildiği için okuduğunuz yazıyı yazmak zorunda kaldım. Çünkü kimi yazarlar, söz konusu romanın kahramanı ‘‘gerçek’’ mi yoksa ‘‘kurmaca’’ mı tartışmasını bir yana bırakıp işi yasakçılığa, sansürcülüğe dönüştürdüler.

* * *

Gönül Kıvılcım, Müge İplikçi, Nalan Barbarosoğlu ve Sema Kaygusuz adlı ‘‘Bayan’’ yazarlar, ‘‘Bay’’ meslektaşları Hasan Öztoprak'ın ‘‘İmkánsız Aşk’’ romanıyla ilgili olarak 3 Mart 2003 tarihinde bir basın bildirisi yayınladılar. Şöyle diyorlar:

‘‘Biz Can Yayınları'nın kadın yazarları olarak, Hasan Öztoprak'ın ‘İmkánsız Aşk' kitabının edebiyattaki duruşundan, yazarın tavrından rahatsız olduğumuzu ve bu kitabın bulunduğu bir yayınevinde kitaplarımızın yer alamayacağını düşündüğümüzü yayınevimize bildirdik. Yayınevi yönetimi bu konudaki hassasiyetimizi olgunlukla karşıladı ve kitabın yeni baskısını yapmayacağına dair söz verdi.’’

* * *

Bayan yazarlar, eminim, savaşın her türlüsüne, poker deyimiyle ‘‘sans voir’’ karşıdırlar. Bayan yazarlar, bundan da eminim, sansürün her türlüsüne; inanç, yaratı ve düşünceyi açıklama özgürlüklerini engelleyen her türlü girişime karşıdırlar.

Ama, aynı bayan yazarlar, gene poker deyimiyle, Yayınevi’ne ''Rest'' çekiyorlar. İlgili yayınevinin bu resti görüp-görmemesi hiç önemli değil artık! Buna sansürcülük denir!

Kitabın edebiyattaki duruşunu beğenmiyorsanız, bir edebiyat dergisinde yazınsal bir eleştiri yazarsınız. Yazarın tavrından rahatsız iseniz bu tavrı eleştiren bir yorum yazısı yazarsınız. 1963'ten bu yana kitaplarım yayınlanıyor; beni yayınlayan yayınevlerinin listesinde kişiliklerini ve yapıtlarını beğenmediğim yazarlar da var. Belki onlar da benden hoşlanmıyorlar. On yıldan fazla editörlük yaptım, kişilik olarak sevmediğim yazarları yayınladığım gibi, birbirini beğenmeyen, sevmeyen yazarları da yayınladım.

Bunlar bu mesleğin gerçekleri ve cilveleridir. Genç bayan yazarlar için korkuyorum: Ya yayınevinin sayıca daha fazla ve ünce daha ağır birkaç yazarı yayınevine kendi restlerini çekip ‘‘Biz bu sansürcü bayanları aramızda görmek istemiyoruz’’, derlerse ne olacak? İşin içine yabancı yazarlar da karışabilir. Bu ‘‘kafa’’ hiçbir yere çıkmaz!

* * *

Şu Türkiye tuhaf ülke! Tuhaf ülkenin yazarları da tuhaf oluyor! Bir kitabın edebiyattaki duruşu ne demek, ne anlama geliyor? Ayrıca size ne, kitap edebiyatta nasıl durursa durur. Buna eleştiri karar verir. Siz kendi kitaplarınızın denge hesaplarını doğru yapın da ‘‘iyi’’ dursunlar. Hasan Öztoprak'ın yazar tavrı sizi neden rahatsız ediyor? Rahatsız oluyorsanız, arkadaşlık kurmazsınız, arkadaş iseniz ilişkinizi kesersiniz! Ama bu sansürcü baskı neden?

* * *

Desteklemek uğruna sansürcü kesildiğiniz bayan yazara, ‘‘Hasan Öztoprak'ın romanında anlattığı Elda sen misin?’’ diye sordunuz mu? Sorsanız nasıl bir yanıt alırsınız?
Yazarın Tüm Yazıları