Miyomlar gebe kalma ihtimalini rahmin anatomisini bozarak; tüplerin, kas tabakasının ve adet tabakasının fonksiyonlarının bozulmasına yol açar. Bu durum da yumurtanın döllenmesine, tüpten rahim içine taşınmasında, rahim içine tutunması tutunmasına engel olmaktadır. Bunların sonucunda gebe kalma oranları azalmakta, gebe kalırsa da düşük ve erken doğum oranları artmaktadır.
Peki miyomların varlığında beraberinde kısırlık da varsa ne yapmalıyız? Miyomlar ne zaman hangi koşullarda alınmalı?
IVF yapılan hastalarında miyomların varlığında doğum oranlarının düştüğü ve miyomların alınmasını takiben gebelik oranlarının %50 arttığı görülmüştür. En çok etkileyen miyomlar rahim içi boşluğa doğru gelişmiş olanlardır. İkinci derece olumsuz olanlar rahim kas tabakası içinde olanlar, en az olumsuz etkisi olanlar ise rahmin dışına doğru gelişen miyomlar olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle tedavi hastanın durumuna göre belirlenmelidir.
Birçok araştırmacı çalışmalarında IVF yapılan rahim içini baskılamayan kas içi miyomları olan hastalarda miyomların gebelik sonuçlarını olumsuz etkilediğini rapor edilmişlerdir. Rahimin kas tabakası içine yerleşmiş miyomların sayı ve çapları da önem taşıyor. Çapı 4cm den büyük miyomlar , çapları daha küçük ancak üç veya daha fazla miyomu olan hastalarda veya geçmişte başarısız tüp bebek veya düşüğü olmuş hastalarda bunların çıkarılması sonrası gebelik ve doğum oranlarının arttığı görülmüştür.
Rahim boşluğuna doğru büyümüş 4 cm den küçük miyomlar histeroskopi tekniği ile alınırken, kas içi miyomlar açık veya kapalı laparoskopik ameliyat teknikleriyle alınabilir. Laparoskopi ve açık ameliyat teknikleriyle miyom çıkarılan hastalarda gebelik ve doğum oranları arasında bir fark bulunamıştır. Ancak konfor farkı vardır.
Rahmin dışına doğru büyümüş kas tabakası ve içini etkilemeyen miyomlar doğuma engel olacak veya başka rahatsızlıklar veriyorsa çıkarılabilir.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Özay Oral
Kısırlığa neler sebep olur?
Kısırlık vakalarının yaklaşık üçte biri erkek faktörlere ve yine üçte biri kadınları etkileyen faktörlerdendir. Kısır çiftlerin geri kalan üçte birinde de hem erkek hem kadın faktörleri bir arada bulunur. Vakaların yaklaşık yüzde 20'sinde sebepler tespit edilemeyebilir. Kadına ait sebepler yumurtalık, tüpler, rahim kas tabakası ve adet tabakasına ait olabilir. Bunların bir kısmı doğuştan bir kısmında sonradan ortaya çıkmış sebeplerdir.
Kısırlık nasıl teşhis edilir?
Korunmasız bir yıl düzenli bir cinsel hayat olmasına rağmen hamile kalmayı başaramazlarsa, çiftlere genellikle tıbbi yardım almaları önerilir. Elbette 35 yaş üstünde bu süre altı aya kadar kısaltılabilir. İlk araştırmalar genellikle en kolay, en ucuz olan ve sebeplerin yaklaşık yüzde yirmisini oluşturan sperm analizi ile başlanır. Standart bir jinekolojik muayene ve ultrasonla önemli bilgilere ulaşılır. İhtiyaç duyulduğunda yumurta rezervini gösteren testler ve yumurta gelişimini etkileyen hormonlara ait testler istenebilir.
Kısırlık nasıl tedavi edilir?
Çoğu kısırlık vakası - yüzde 85 - 90 - ilaç tedavisi veya üreme organlarının cerrahi onarımı gibi geleneksel tedavilerle tedavi edilebilir. Kısırlık başvurusu bir çeşit gebelik isteğini ifade eder bu nedenle öncelikle gebelik öncesi danışma verilmelidir. Örneğin birtakım tıbbi ve cerrahi sorunların olması çok zayıf veya kilolu olması gibi gebelik seyrini olumsuz yönde etkileyecek faktörleri tespit etmek gidermek ve sonrası gebelik olmasını önermeliyiz. Her ne olursa olsun gebelik istenmeyen sonuçlara sebep olabilir.
In Vitro Döllenme (IVF) nedir?
Sıcak basması, terleme
Pamuklu rahat kıyafetler giyinin, soğuk bir bardak su için veya serin bir yere gidin. Sıcak basmalarınızı neyin tetiklediğini anlamaya çalışın. Birçok kadın için tetikleyiciler sıcak içecekler, kafein, baharatlı yiyecekler, alkol, stres, sıcak hava ve hatta sıcak bir oda olabilir. İnatçı vakalarda, tiroid hormon bozuklukları menopozal şikayetlerini taklit edebildiği için kontrol edilmelidir.
Vajinal rahatsızlığı azaltın
Reçetesiz, su bazlı vajinal yağlayıcılar ( K-Y jel, diğerleri), silikon bazlı kayganlaştırıcılar veya nemlendiriciler kullanın. Gliserin içermeyen ürünleri seçin, bu kimyasallara karşı hassas olan kadınlarda yanma veya tahrişe neden olabilir. Cinsel olarak aktif kalmak, vajinaya kan akışını arttırarak vajinal kuruluğu önleyebilir.
Yeterli uyku almak
Uyumaya zor hale getirebilecek kafeinlerden kaçının ve uykuyu kesebilecek çok fazla alkol almayın. Yatmadan önce olmamak şartıyla gün boyunca egzersiz yapın. Sıcak basmaları uykunuzu bozabilir ve yeterli dinlenemiyor olabilirsiniz.
Pratik dinlenme teknikleri
Derin nefes alma, tempolu solunum, masaj ve kas gevşetme gibi teknikler (Yoga vb.) menopoz semptomlarının azalmasına yardımcı olabilir. Farklı dinlenme alıştırmaları üzerine bir dizi kitap, CD ve internette uygulama bulabilirsiniz.
Bir çikolata kisti, sıvı ve bazen yarı katı madde içeren yumurtalık üzerinde büyüyen bir kesedir, bu durumda karmaşık bir yumurtalık kisti olarak adlandırılabilir. Basit bir deyişle, bir çikolata kisti yumurtalıklarda bulunan kan dolu bir kisttir.
Endometrioma, üreme çağındaki kadınların yaklaşık % 5 ila %10' unu etkileyen östrojene bağlı jinekolojik hastalıklardan biridir. Çikolata kistinin belirtileri, altta yatan hastalık aynı olduğu için endometriozis ile benzerdir, ancak tüm olgular bireyseldir. Kistlerin ne kadar uzun süredir var olduğuna bakılmaksızın bazı kadınlar şiddetli şikayetlere sahip olurken, diğer kadınlar çok az şikayeti olacak veya hiç olmayacak. Bu nedenle, şikayetlerin derecesi ve şiddeti, her zaman endometriomanın ne kadar ilerlediğini gösteremez.
Çikolata Kisti nasıl oluşuyor?
Bir çikolata kisti, endometriyozda olduğu gibi, adet görürken adet kanıyla endometrial doku (rahiminizin iç yüzeyinden gelen doku) fallop tüplerinden geçerek karın boşluğuna dökülür ve anormal şekilde yumurtalıklara yapışır burada büyüyünce oluşur. Endometriyal hücrelerin yapıştığı bu yerlerde östrojen hormonu tarafından uyarıldığında hücreler çoğalır ve adet olduğunda rahimdeki endometrial hücreler vajene dökülürken burada yumurtalık ve karın zarı arasında biriken endometrial hücreler ve kan bir kist oluşmasına neden olur.
Neden çikolata kisti denir?
Yumurtalık kistinin içindeki endometrium hücreleri aylık östrojen ve progestron hormonlarına yanıt verir ve kist içine kanar. Endometrial doku, pıhtılaşmamış kan bu kistlerin iç kısmını doldurur. Çikolata kistleri isimlerini siyah, katranlı ve kalın, çikolatayı andıran koyu renkli eski kandan alır. Çikolata kisti için diğer verilen isimler endometriyal kist, endometrioma kisti ve çikolata yumurtalık kisti olabilmektedir.
Çikolata Kist veya endometriomanın belirtileri;
Normalde, kadınlar testosteron gibi küçük miktarlarda “erkek” hormonlar üretirler (androjenler), fakat PKOS'lu kadınlar biraz daha yüksek miktarlarda üretirler. Bu hormon dengesizliği, düzensiz adet dönemi, vücut ve yüz üzerinde çok fazla saç (hirsutizm) ve yumurtalıklarda çok sayıda folikül (yumurtaların geliştiği küçük sıvı dolu keseler) gibi sağlık sorunlarına neden olur. Bu çok sayıda folikül, “polikistik” teriminin nereden geldiğini açıklar.
PKOS kimlerde gelişir?
Obez olan kadın ve kızların PKOS'a sahip olma olasılığı daha yüksektir. Ayrıca ailelerinde de görülür. Çoğu zaman, PKOS belirtileri ilk önce menstürasyonun başlangıcında ortaya çıkar, ancak bazı kadınlar 20'li yaşların ortalarına kadar semptom alamazlar. Aşırı yüz kılları ve erkek tipi kellik gibi belirtiler, bir kadın menopozdan geçtikten sonra bile bu belirtiler devam edebilir.
PKOS Sebepleri?
PKOS'un nedeni bilinmemektedir. Birden fazla sebep olabilir.
Bu durumda ana problem hormon dengesizliğidir. Ayrıca PKOS, obezite ve insüline direnç, PKOS'lu pek çok kadın vücutlarında çok fazla insüline sahiptir, çünkü insülin gerektiği gibi çalışmaz.
PKOS'un belirtileri ve belirtileri nelerdir?